|
||||
şan dalgalanma, depreşim dalgası
olarak adlandırılamaz. Ancak havuza atlayan bir insanın
yarattığı dalga küçük ölçekte bir depreşim dalgasıdır. Doğadaysa,
denizlerin herhangi bir bölgesinde yerel olarak oluşan depreşim
(deniz taban deformasyonu, çökmeler, oturmalar, zemin kaymaları,
göçmeler, volkanik hareketler, meteor çarpmaları gibi kütle
hareketleri) biçimindeki olaylardan herhangi biri ya da birkaçının birden
oluşması sırasında potansiyel enerji kinetik enerjiye dönüşerek,
deniz ortamına kısa sürede enerji aktarılması gerçekleşir. Denize
geçen enerji, su kütlesi içinde akıntılar ve su düzeyi değişimine
neden olarak depreşim dalgası oluşturur.
Tsunami (Depreşim) Hareket
Biçimi
Depreşim dalgası ilk oluştuğunda
genellikle tek bir dalga biçimindedir. Ancak kısa bir süre içinde 4 veya 5
dalgaya bölünerek kıyılara doğru hareket eder. Önde giden dalga
uyarıcı dalga olarak tanımlanabilir. Ancak ikinci ve üçüncü dalgalar
etkili nitelikte olurlar. Arkadan gelen diğer dalgalar daha
küçük olup daha az etkilidirler.
Depreşim dalgasının hızı,
bulunduğu derinliğin karekökü ile doğru orantılıdır. Derin sularda
hızlı, sığ sularda yavaş hareket eder. Ancak, rüzgar
dalgalarından farklı olarak çok daha uzun periyottu olurlar ve
dalganın altında bulunan su moleküllerinin birbirini İterek yer
değiştirmesi ile hareket
ederler. Bu itme ve yer değiştirmenin sonucunda su kütlesinde yatay
düzlemde sürekli akıntı ve sürekli su transferi oluşur. Su kütlesinin bu
hareketi, su derinliğinin taşınan su kütlesini eşit kılmak su
düzeyinin yükselmesi (genlik artması), deniz taban sürtünmesi etkisi
ile de dalga boyu (iki dalga tepesi arasındaki uzaklık) kısalması
gerçekleşir. Kıyılara gelen dalga, denizin önce geri çekilmesi, ya da
karaya doğru ilerlemesi, ardından da karada dalga tırmanması ve su
taşımını oluşturur. Bunun sonucu olarak da kıyılarda şiddetli
akıntılar ve su düzeyi değişimleri gerçekleşir. |
Marmara, Ege ve Akdeniz'de
Tsunami Oluşabilecek Bölgelerin Araştırılması
17 Ağustos 1999 depreminde
oluşan fay, bazı yerlerde düşey bileşen gösteriyor olsa da genel
olarak doğrultu atımlıdır. Doğrultu atımlı faylar genel olarak
depreşim dalgası yaratmazlar. Ancak bu tür fayların başladığı ya
da bittiği yerlerin, çek-ayır mekanizması nedeniyle oturma oluşan ya
da fayın kıvrım yaptığı bölgelerinde depreşim dalgası oluşabilir. 17
Ağustos 1999 depreminde oluşan fay, Kavaklı, Gölcük, Yüzbaşılar,
Değirmen-dere ve Halıdere arasındaki bölgede kıyıya çok yakın geçti ve
Değirmende-re ile Hersek deltası arasındaki bölümde denizde farklı
konumlarda birbirine paralel normal faylar ve bunlara bağlı kıyı ve
sualtı heyelanları oluştu İzmit Körfezi ve çevresinde depremin yarattığı
zemin hareketleri, katı ve sıvı ortamların birbiriyle önemli
etkileşi-milerİne neden olarak, kıyılarda ve deniz tabanında
birbirini tetikleyen sıvı-laşma, kayma, göçme ve heyelan biçiminde
hareketler yarattı. |
İzmit Körfezi üç havzadan
oluşuyor. Değirmendere'nin doğusunda kalan "doğu havza",
Değirmendere ile Hersek Yarımadası arasında kalan "orta havza" ve
Hersek yarımadasının batısında yer alan "batı havza".
Doğu
havzada su derinliği 30 m'den daha
sığdır. Deprem sırasında, düşey faylanma ya da başka
nedenlerle bu havzanın
güney kıyılarında (Kavaklı bölgesinde) genel bir çökme
oldu. Bu çökme, doğal olarak
güneye doğru su akımı ve buna
bağlı olarak dalgalanma yarattı. Bu olay, depreşim dalgası oluşumu için
yeterli bir neden. Ancak, su derinliğinin az olması, depreşim
dalgasının bu havzada yeterli olgunluğa ulaşmasını
engelldi.
Sadece, Gölcük havzası olarak
nitelenen doğu havzadaki duruma bakarak, ve diğer iki havzayı ve
özellikle körfezin en derin olduğu orta havzadaki olayları ihmal
ederek, deprem nedeniyle İzmit Körfezi'nde depreşim dalgası
oluşmadığı genellemesi yapmak bilimsel olarak doğru bir yaklaşım
değildir.
Depreşim dalgasının belirgin
biçimde gözlendiği ve kıyılarda çok belirgin izleri bulunan bölge,
orta havzadır. Orta havzada, Değirmendere Çınarlık parkının kıyıya paralel
252 m ve kıyı- |
||
|
||||
Ocak 2005 41 BİLİMreTEKNÎK |
||||
|
||||
|
|||||||
26' |
27" |
28" |
29" |
30' |
|||
30s |
körfezinde böylesi bir
derinliğin oluşması için çeşitli jeolojik nedenler etken olmuş
ve olmakta. Depreşim dalgası da genellikle ortamdaki en derin
yerlerde ya da bu bölgeleri çevreleyen yamaçlarda
oluşabiliyor.
Orta havzanın kuzeyinde kalan
kıyılarda Tütünçiftlik, Körfez, Kirazlıya-lı ve Hereke'de depremden
sonra birkaç dakika İçinde depreşim dalgası kıyılara ulaştı.
Dalganın, orta havzanın Güney kıyılarında kıyıya ulaşmasıysa depremle
beraber gerçekleşti. Depreşim dalgasının en yüksek tırmanma
yüksekliği, kuzey kıyılarda 2,6 m. (Tü-tünçiftlik, Körfez, Kirazlıyalı) ve
Güney kıyılarda 2,9 m (Değirmendere) olarak Ölçüldü. Dalganın
periyodu 30-40 saniye düzeyindeydi. 17 Ağustos depreminde oluşan bu
depreşim dal- |
||||||
ya dik olmak üzere 70 m
uzunluğundaki bölümü, iskele, otel, çay bahçeleri, çınar
ağaçlarıyla beraber çöktü. Sadece bu olay bile başlı başına
depre- |
şim dalgası oluşumu için açık
bir örnek.
Orta havzadaki su derinliği,
Ulaşlı açıklarında 204 m'ye varmakta. İzmit |
||||||
|
|||||||
Terimler |
form) modellemesinden hesaplanan
Mw değerleridir.
Şiddet: Herhangi bir
derinlikte oluşan bir depremin yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki
gücünün ölçüsü. Deprem şiddetini belirlemek için depremin insanlar,
yapılar ve toprak/yer üzerindeki etkilerinin derecesine dayanan
gözlemsel ölçek. Şiddet yalnızca depremin büyüklüğüne değil,
merkez üstünden uzaklığa ve o yerin yapısına da bağlıdır.
Artçı Deprem: Ana
sarsıntıdan sonra, yerkabuğunda bozulan dengenin sağlanması için
meydana gelen küçük deprem.
Aktif Sismik Kuşak: Fay
zonu boyunca uzanan aktif deprem kuşağı. Dünya depremlerinin %60'ı
Pasifik-Çevrimİ kuşağında ortaya çıkar.
Büyük Deprem: Richter
ölçeğine gore 8,0 ve üstünde büyüklüğü olan deprem.
Cisim Dalgası: Yerkürenin
içinden geçme özelliğine sahip sismik dalga. P- ve S- dalgaları cisim
dalgalarıdır. |
lar enerjiyi yerkürenin içinde
çok karmaşık şekillerde taşır. P dalgalarından daha yavaştırlar, ama
genlikleri daha büyüktür. Titreşim hareketi, yayılma doğrultusuna diktir.
S-dalgaları dış çekirdekten geçemez çünkü sıvı ve gazlarda var
olamazlar.
Depreşîm Dalgası (Tsunami):
Okyanus ta- |
|||||
Deprem: Yerküre içerisinde
biriken elastik deformasyon enerjisinin, kayaçların kırılma direncini
aşması sonucunda kayaçların kırılması ve bu kırılma hareketlerinin
oluşturduğu elastik dalgaların yeryüzünde yarattığı titreşim
hareketi; bir başka deyişle, yerin yüzeyin altındaki kayaların ani
hareketi sonucunda silkinmesi.
Çekirdek: Dünyanın en
içteki katmanı. Iç çekirdek katıdır ve 1300 kilometrelik bir yarıçapa
sahiptir (Dünyanın yarıçapı 6371 kilometredir). Dış çekirdek sıvıdır ve
yaklaşık olarak 2300 kilometre kalınlığındadır. S-dalgaları dış
çekirdekten geçemez.
Manto: Yeryüzü kabuğuyla
dış çekirdek arasındaki kaya tabakası. Yaklaşık olarak 2900
kilometre kalınlığındadır ve dünyanın başlıca tabakalarının en
büyüğüdür.
Kabuk: Yerküre yüzeyindeki
ince kabuk; okyanusların altında 10 kilometre, kıtaların
altındaysa 10-70 kilometre kalınğındadır. İnsanların görebildiği tek
yer katmanı budur.
Deprem Fırtınası: Sınırlı
bir alanda ve sürede gerçekleşen ana şoktan bağımsız bir dizi
küçük deprem.
Depremin Büyüklüğü: Deprem
esnasında açığa çıkan sismik enerjinin bir ölçüsüdür ve lo-garitmik bir
tanımlaması olup, hesaplamalarda kullanılan sismik dalga fazlarının
karakterlerine bağlı olarak değişik değerler alabilir. Sismolojide en çok
kullanılan büyüklük değerleri, cisim dalgası fazlarından hesaplanan
mb, yüzey dalgalarından hesaplanan Ms ve dalga şekilleri
(wave- |
|||||||
banında meydana gelen büyük
ölçekli hareketlenme sonucu ortaya çıkan dev deniz dalgaları.
Japonca'da tsunami olarak adlandırılan uzun dönemli bir dalga
türüdür. Bu dalganın fiziksel özellikleri, oluşumu, hareketi ve
kıyılardaki davranışları konusunda yapılan güncel araştırmalarla
yeni bulgular elde edilmekte, böylece depreşim dalgasının doğal afet
olarak yapabileceği etkileri saptayabilmek ve korunmak için yöntemler
geliştirilmekte. |
|||||||
P-Dalgası: Birincil,
döngüsüz, boyuna, itme, basınç dalgalan olarak da adlandırılır.
P-dalgala-rı yayılma hızları en fazla olan ve bu nedenle kayıtlarda
ilk görünen cisim dalgalarıdır. İkincil S-dalgalarından önce varırlar. Bu
dalgaların yer içindeki taneciklerin titreşim hareketi, yayılma doğrultusu
(yönü) ile aynıdır ve cisimleri dalga yönünde taşır. P dalgaları
yerkürenin bütün katmanlarından geçebilir. P-dalgaları insanlar
tarafından genelde vurma/tepme olarak hissedilir.
S-Dalgası: İkincil,
döngüsel ya da kesme/sallama dalgaları olarak da bilinir. Bu
dalga- |
|||||||
|
|||||||
Elastik Dalga: Bir tür
elastik deformasyon (etki eden güçler ortadan kalktığında yok olan bir
şekil değişikliği) sonucu ilerleyen dalga. Sismik dalgalar buna
örnek. |
|||||||
|
|||||||
BİLİM ve TEKNİK 42 Ocak 2005 |
|||||||
|
|||||||
|
||||
gasının körfezin bazı
yerlerindeki tırmanma yükseklikleri, rüzgar dalgalarının
tırmanma yüksekliklerine benzer değerlerde (1 m'nin altında) kaldı. Bu
doğaldır. Ancak bu nedenle depremle oluşan depreşim dalgasının tırmanma
yüksekliği, bu yerlerde anormal bir durum olarak
farkedilemedi.
17 Ağustos 1999 depremi
öncesinde 11 Ağustos 1999 saat 19:15'te Karamürsel'de,
depremden 3 gün önce Ulaşlı'da, 7 gün önce Değirmende-re'de, bir
gün önce İstanbul'da, gemi dalgası sanılan bazı anormal dalgalar
gözlenmişti. Bu dalgalar olasılıkla, gemi dalgaları olmayıp, deprem
habercisi niteliği taşıyan küçük depreşim dalgalarıydı. Gemi
dalgalarının periyodu (iki dalga tepesi arasındaki zaman aralığı) 10
saniyeden azdır. Gözlenen dal- |
gaların periyodu 10 saniyenin
üzerindeyse, bunların gemi dalgaları olmayıp, depremin habercisi
depreşim dalgaları olma olasılığı yüksektir.
Marmara Denizi'nde yüksek
şiddette deprem olacağı, yerbilimciler tarafından saptanmış
durumda. Böylesi bir deprem deniz tabanında olacağına göre, sualtı kütle
hareketleri oluşturabileceği ve depreşim dalgası yaratabileceği
durumu göz önüne alınmalıdır. Depreşim dalgası oluşumu ve etkileri
hakkında sağlıklı bilgilere ulaşmak ve önlemler geliştirmek için ABD ve
Japonya'da uygulandığı gibi bilgisayar modeli kullanmak, büyük önem
taşımakta.
Kandilli Rasathanesi Jeofizik
Ana-bilim Dalı verileri (son yüzyıldaki deprem merkezleri)
kullanılarak, Ege ve |
Akdeniz'de ülkemiz kıyılarını
doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemesi olası depreşim dalgalarının
tahmin edilen oluşma bölgeleri olarak, toplam 19 bölge gösterilebilir.
Geçmişte yaşanmış ya da gelecekte ortaya çıkabilecek olası
depreşim dalgalarının bu bölgelerde oluşmuş ya da oluşacak olması
beklenebilir.
Ege ve Akdeniz İçin olası
depremler, bu bölgelerde var olan sismik boşluklarda yer
alabilecektir. Bu depremlerin depreşim dalgası oluşturabilecek
nitelikte fay hareketine neden olması beklenebilir. Ancak oluşacak fayın
doğrultu ya da düşey atımlı olması, bölgede heyelana dönüşebilecek
taban eğimi ve zemin malzemesinin bulunup bulunmaması, tsunami
oluşumu İçin en Önemli parametrelerdir. |
||
|
||||
içinde ya da yakınında ortaya
çıkan küçük deprem.
Periyot: İki dalga cephesi
(tepesi) arasındaki zaman.
Rayleigh Dalgası: Bir
taşın suya atıldığında oluşturduğuna benzer hareketliliği olan yüzey
dalgası. Bu dalgalar depremler tarafından yaratılan en yavaş, fakat
en büyük ve yıkıcı kesme dalgalarıdır. Büyük depremlerde gelişlerini
görmek mümkündür. İngiliz fizikçisi Lord Rayleigh'in adıyla
anılır.
Richter Ölçeği: Bir
depremin kuvvetinin ya da ortaya çıkardığı gerilim enerjisini, sismografik
gözlemlere dayanarak Ölçmeye yarayan sistem. 1935'te Prof. Charles Richter
tarafından geliştirilen logaritmik bir ölçeği temel alır ve fiziksel
bir araç değildir.
Tektonik: Yerkabuğunun
biçim değiştirmesi sonucunda ortaya çıkan yapıya ilişkin (yapı: kayaç
kütlelerinin kıvrılma, kırılma gibi biçim değiştirme olayları sonucu
birbirleriyle ilgili) durumları.
Yırtılma Zonu: Bir deprem
sırasında faylan manın (yırtılmanın/kırılmanın) meydana geldiği yeryüzü
alanı. Toplu iğne başından binlerce km2'lik bir alana kadar
değişebilir.
Yüzey Dalgaları: Cisim
dalgalarına gore daha yavaş yayılırlar. Ancak genlikleri daha
büyüktürler. İki türü vardır: Love ve Rayleigh dalgaları. Depremler
sonucunda ortaya çıkar ve dünya çevresini birkaç defa dolaşabilirler.
Bir yöne doğru giden G dalgaları G1, G3, G5 ... şeklinde
adlandırılırken, ters yönde yayılanlar G2, G4, G6 ... şeklinde
adlandırılırlar.
R Dalgaları: Dünya
çevresini dolaşabilen bir tür Rayleigh dalgasıdır. Adlandırılmaları G
dalga-larınınki gibidir (R1 R3, R5 .....).
Zemin İvmesi: Zemin
üzerindeki bir birim kütlenin üzerine deprem nedeniyle gelen kuvvetin
ölçüsü olan zemin hareket parametresidir. Yapılar için yıkıcı etkisi
olanlar S ve yüzey dalgalarıdır. Deprem sırasında yapıyı etkileyen yanal
ve düşey yükler, kuvvetli zemin ivmesinin sonucu olarak ortaya
çıkarlar. Yapı mühendisliğinde en yaygın olarak kullanılan
parametreyse en büyük zemin ivmesidir. |
||||
lelerinin bir kırılma düzlemi
boyunca yerlerinden kaymasıyla ortaya çıkan kırık. Faylar deprem
sonucunda ortaya çıkar, depremler daha önceden var olan faylar
boyunca ortaya çıkar.
Faz: Farklı bir tür sismik
dalganın gelişini belirten ve sismogramda (deprem kayıdı) görülen bir
hareket ya da salınım.
Kırılma: Yırtılma, bükülme
ya da yön değiştirme.
Kıtasal Kayma: İlk kez
Alfred Wegener tarafından öne sürülen ve dünya kıtalarının başta tek
bir parça olduğunu söyleyen kuram. Kara parçaları buradan koparak
uzaklaştı ve kıtaları oluşturdu.
Levha: Yeryüzü kabuğunu
meydana getiren dev bölümlerden her biri. Levhalar sürekli hareket
halindedir.
Levha Sınırı: İki ya da
daha fazla levhanın birleştiği hat.
Levha Tektoniği: Yeryüzü
kabuğunun ve üst mantonun (litosfer) belli sayıda katı ama sürekli hareket
eden parçalara ya da levhalara ayrıldığını söyleyen ispatlanmış ve halen
geçerli olan kuram.
Mikro-Deprem: Richter
ölçeğinde büyüklüğü 2 ya da daha düşük olan deprem.
Odak: Bir depremin ilk
hareketinin ve elastik dalgaların yer kabuğu içinde başladığı ve
enerjinin açığa çktığı nokta.
Öncü Deprem: Daha büyük
bir depremden ya da ana şoktan birkaç saniye ya da birkaç hafta once
gelen ve büyük depremin kırılma alanının |
||||
Merkezüstü: Yerkabıığu
içinde bulunan odak noktasının yeryüzündeki izdüşümü.
Fay/Kırık: Yerkabuğu ve
üst mantoda kaya tabakalarının koptuğu ve kaydığı yerdeki zayıf nokta.
Başka bir deyişle yerkabuğundaki defor-masyon enerjisinin artması
sonucunda, kayaç küt- |
||||
|
||||
Ocak 2005 43 BİLİMveTEKNİK |
||||
|
||||
|
||||
Bunlara rağmen, eldeki bilgiler
ve veriler değerlendirildiğinde, bu bölgelerin hemen hepsinde
(ancak Öncelikli olarak Güney Ege ve Akdeniz'deki bölgeler içinde) düşey
atımlı faylanma ve bazılarında da denizaltı heyelanları beklemek yanlış
olmaz.
Ege Denizi'nde Depreşim Dalgası
Oluşma Olasılığı Olan Bölgeler
Ege Denizi'ndeki son yüzyılda
alet-sel veriler yardımıyla saptanan deprem merkezlerinin dağılımları
incelendiğinde, bu merkezlerin hemen hepsinin, denizlerdeki
derin bölgeleri İzlediği görülür. Bölgelerin dağılımına
bakıldığında, Kuzey Ege'de Saros'tan başlayıp güney batıya yönelen ve
denizde çukur bölgeleri izleyen Kuzey Anadolu Fay zonunun Kuzey
Ege'deki uzantısı üzerinde bulunan 4 ayrı bölge (Bölge 1-4),
Karaburun Yarımadası kuzeyi (Bölge 5), Midilli adasının güneyi ve
batısı (Bölge 6-7), Sakız adasının batısı (Bölge 5), Santorini,
Ast-ypalaea ve Amorgos adaları üçgeni içinde kalan bölge (Bölge 19), Rodos
adasının kuzeyi (Bölge 11, 12), Girit ve Rodos'un güneyinden Anadolu'ya,
Dalaman Fethiye açıklarında Akdeniz'in en derin yerinden geçerek
yönelen Hellenic Yay (Bölge 9, 10, 13),
sayılabilir.
Bu bölgeler arasında 19 no'lu
bölge içinde Santorini, Colombus ve Christiana volkanları yer almakta
olup, bu volkanlar tarih içinde aralıklı olarak etkinleşmişlerdir. Ege
denizi depreşim dalgalarının kayıtlarda yer |
||||
Türkiye'nin Akdeniz kıyılarını
doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemesi olası depreşim dalgalarının, son
yüzyıldaki deprem merkezleri kullanılarak tahmin edilen oluşma bölgeleri
(Kandilli Rasathanesi Jeofizik Anabilim Dalı
Verileri) |
||||
alan en eski depreşim dalgası
M.ö. 1629-1630 yıllarında oluşan, Santorini Volkanı patlamasına bağlı
Minos dönemi depreşim dalgasıdır. Bu dalganın oluştuğu yer 19
numaralı Bölge içinde kalır. Bu dalganın kıyılarda bıraktığı izler
Didim'de kıyıdan 60 m uzakta ve 1,5 m yükseklite bulunmuş olup,
Fethiye'deki izleri kıyıdan 210 m uzakta ve 2,5 m. yüksektedir. Bölge
19 aynı zamanda 9 Temmuz 1956 Güney Ege Depreşim Dalgasının da oluştuğu
bölgedir. Datça'nın ve İstanköy (Kos) adasının güneyinde
yanıbaşımızda yer alan Nissiros adası da diğer bir etkin volkan olup 12
numaralı bölgede yer alır.
Doğu Akdeniz'de Depreşim Dalgası
Oluşma Olasılığı Olan Bölgeler
Ülkemizin güneyine rastlayan
doğu Akdeniz'deyse Kaş açıkları (bölge 14), Kıbrıs Antalya arası (bölge
15), Kibrisin güney batısı (bölge 16), Kibrisin güney doğusu (bölge
17) ve İskende-
29 27 28 30 |
run körfezi güneyi (bölge 18)
yer almaktadır. Bu bölgeler arasında yer alan 9 ve 10 numaralı
bölgeler, tarih içinde doğu Akdeniz'de en etkili olan depreşim dalgasının
(365 yılı doğu Akdeniz depreşim dalgası) olduğu tahmin ediliyor.
15 ve 16 numaralı bölgelerin 20 Mayıs 1222 depremine bağlı dalga
sonucu oluştuğu düşünülüyor. Kıbrıs, Anadolu ve Suriye kıyılarında etkili
olmuş olan 1202 Levant kıyıları depreşim dalgasının oluştuğu yerinse bölge
18'e rastladığı düşünülebilir.
Tsunami hareketinin modellenmesi
çalışmalarında, deniz taban hareketine bağlı olarak tanımlanan
başlangıç dalgası Özellikleri (yırtılma süreçleri) kullanılarak sayısal
çözüm yoluyla dalganın denizde ve sığ sularda ve karadaki dalga
hareketleri hesaplanabilir.
Tuncay Taymaz1, Onur
Tan1, Seda Yolsal1
Ahmet Cevdet Yalçıner2,
Ceren Özer,
Hülya Karakuşi, Uğur
Kuran1
'İTÜ, Maden Fak.. Jeofizik Müh
Böl, Sismoloji ABD
2ODTİİ tuş. Müh.
Böl., Deniz Müh. Araş Mer.
Afet İşlevi Genel Müdürlüğü,
Ankara
Kaynaklar
DeMets ve diğ. (1990). Current
plate motions. Geophysical Journal International-Oxford, 101, 425478.
Kious, WF ve Tilling, R.F. (1996). This Dynamic Earth: The Story of Plate
Tectonics, USGS-NEIC. Le Pichon, X, Taymaz, T. Şengö'r, C, (2000),
"important Problems to be Solved in the Sea of Marmara"",
Presentation at Nato Advanced Research Seminar, Integration of Earth
Sciences on the 1999 Turkish and Greek Earthquakes and Needs for
Future Cooperative Research, Abstracts page: 66-69, 14-17 May 2000,
Istanbul Mai, P. M. and Beroza, G. C, (2000) Source staling
properties from finite-fault-rupture models BSSA, 90,
604-615.
McKenzie, D ve Morgan. W.I.
(1969)The evolution of triple junctions, Nature, 224. 125-133. Yalçıner,
A.C., (2000), 'Modeling of August, 17, 1999 İzmit Tsunami and Future
Tsunamis in the sea of Marmara", Invited Presentation at HAZARD 2000, 8th
Conference on Mitigation of Natural and Man Made Hazards", 22-26 May,
2000, Tokushima, Japan Tan, 0. (2004|. Kafkasya, Doğu Anadolu ve Kuzeybatı
Iran Depremlerinin Kaynak Mekanizması Özellikleri ve Yırtılma
Süreçleri. İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Jeofizik
Müh. Doktora Programı, 308 sayfa, Ekim, 2004.
Wilson, JT. (1963). Evidence from
islands on the spreading of ocean-floors, Nature, 197,
536-538. |
|||
|
||||
Türkiye'nin Ege kıyılarını
doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemesi olası depreşim dalgalarının, son
yüzyıldaki deprem merkezleri kullanılarak tahmin edilen oluşma bölgeleri
(Kandilli Rasathanesi Jeofizik Anabilim Dalı
Verileri) |
||||
|
||||
BİLİM ve TEKNİK 44 Ocak 2005 |
||||
|
||||