SİGARADAKİ KANSEROJEN
MADDELERLE GEN BÖLGELERİ
ARASINDAKİ İLİŞKİLER
k-1.jpg
Uyuşturucu ya da uyarıcı maddelerin kullanımı ve bu maddelere olan alışkanlık, insan ve toplum sağlığı açısından oldukça önemli. Sigara ve tütün türevlerinin bağımlılığa neden olduğu ve bu ba­ğımlılığın sürdüğü bilinmekte. Sigara insan sağlığı­nı, dolayısıyla toplum sağlığını olumsuz yönde et­kileyen en önemli tehlikelerden biri. Sigara içme alışkanlığı, genetik kalıtım modeli açık olmayan karmaşık bir hastalık olup geri dönüşümü olma­yan pek çok kalıcı hastalığa da neden olmakta. Uz­manlar, gelecek 20 yılda dünya genelinde kanser vakalarının üç kat artacağını bildiriyorlar. Dünya Sağlık Örgütü istatistiklerine göre; birçok ülkede en çok rastlanan ve ölüme en çok neden olan has­talıklar arasında ilk sırayı akciğer kanserleri alı­yor. Son 40 yılda yüzde 250 oranında artış göste­ren akciğer kanserine sadece ABD'de her yıl 160 bin kişi yakalanıyor. Ülkemizdeyse her yıl yaklaşık 30-40 bin kişide akciğer kanseri ortaya çıkmakta. Akciğer kanserinin %80-90'ının sigaradan kaynak­landığı ve sigara içiminin akciğer kanserinin en büyük nedeni olduğu kabul ediliyor. Dünyada, her yıl 5 milyon kişi sigara yüzünden yaşamını kaybe­diyor. Ülkemizdeyse her yıl 110 bin kişinin sigara­ya bağlı nedenlerden öldüğü ve son 20 yılda siga­ra tüketiminin %80 oranında arttığı bilinmekte. Ayrıca, sigara kullanma yaşı da giderek düşüyor. Gelecek 20 yıl içinde dünyada yılda 10 milyon ki­şinin sigaraya bağlı hastalıklar yüzünden öleceği tahmin ediliyor. Sigaraya bağlı akciğer kanserle­rinde, içilen sigaradaki çok sayıdaki kanserojen madde ve tepkimeler sonucu oluşan metabolitler, parçalayıcı (glutatyon S-transferazlar) genler tara­fından parçalanabildikleri gibi, genler üzerinde toksik (zehirli) etki de yapabiliyorlar (özellikle p53 geni). Sigara kullanıcılarında gelişen kötü huylu tümörler üzerinde yapılan moleküler çalışmalar, alkol ve sigaraya maruz kalmanın kanser gelişi­minde risk oluşturduğunu ortaya çıkarmış bulunu­yor. Bu da, sigara kullanımının bazı kanser genle­rini harekete geçirdiğini gösteriyor.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Bi­yoloji ve Genetik Anabilim Dalı'ında yürütülen bir çalışma, sigaranın genler üzerinde gösterdiği tok­sik etkiyle ilgili. Çalışmada ele alınan iki gruptan birincisi, alkol ve diğer uyarıcı maddeleri kullan­mayan ve en az 10 yıldan beri yalnızca sigara içenler, diğeriyse hiç sigara kullanmayan gönüllü­ler. Çalışma sonucunda, sigara içme alışkanlığıyla kromozomal hasarların (kırıklar, gap, kırık ve ye­niden düzenlemeler) frekansı arasında bir ilişki saptanmış bulunuyor. Daha önce yapılan benzer çalışmalarda da, ağır sigara kullanıcılarıyla sigara içmeyenler karşılaştırıldığında, birinci grupta kro­mozom hasarlarının arttığı gözlenmişti. Ortaya çı­kan sonuçlardan biri, sigara içmeyenlerle kıyas­landığında, aktif sigara içen kişilerde 1p36, 3q21 ve 5p15 kromozom bölgelerinin ekspresyon (gen ifadesi) frekansının önemli oranda yüksek olması.
türevleri, neden özellikle kanser oluşumunda etkin bölgelerde hasar oluşturuyor? Bu tehlikeli bölgeler­le sigaradaki kanserojen maddeler arasındaki çe­kim ya da ilişkiyi sağlayan moleküler mekanizma­lar neler? Bu mekanizmaların bilinmesi, kanserin önlenmesi açısından oldukça önemli. Bundan son­ra da, bu bağlantının çözülmesi konusunda çalış­maların yapılması gerekecek. Sigara dumanı; mu-tasyon oluşturucu, kanser oluşturucu maddeler serbest radikalleri içermekte. Sözkonusu bileşikle­rin, DNA sentezi sırasında tek iplikte DNA çentik­lerinin oluşumuna yol açtıkları ve bu şekilde DNA sentezini engelledikleri biliniyor. Çalışmada gözle­nen kromozom kırılmaları ve diğer hasarlar, DNA'nın çoğalması sırasında gözlenen anomaliler­le ilişkili olabilir. DNA tek ipliğinde meydana gelen boşluklar (gap'ler), eğer tamir edilmezse kırılgan bölgelerde kromozom parça kayıplarına, kromo­zomlar arasında parça alışverişine ya da yine kro­mozomların yeniden düzenlenmesiyle kendini gös­teren farklı türden kromozom hasarlarına yol aça­bilirler. Sözkonusu çalışma ve diğer araştırmacıla­rın çalışmalardan elde edilen veriler, tütündeki za­rarlı maddelerin, kanser genlerinin bulunduğu kro­mozom bölgelerinde hasar oluşturarak, uyuyan kanser genini veya genlerini uyandırarak, kanser gelişimini tetikleyerek, kansere neden olduğunu gösteriyor. Tüm bu bilimsel veriler ışığında; sigara içmeyle gelen sağlık risklerinden kurtulmak için ya­pılacak en iyi şey, sigarayı bırakmak ve ondan uzak durmak. Sigarayı bırakmak zor olabilir; ancak siga­ra içen ve bırakmaya çalışan milyonlarca kişi (üste­lik birçoğu da yardım almadan) başarılı olmuş du­rumda. Sigarayı bırakmak isteyen ancak zorlanan kişilere yardımcı olmak amacıyla grup kursları, hip­noz, nikotin ikame terapileri ve içmeyi caydırıcı ürünler gibi birçok ürün ve program bulunuyor. Ölüm, size sigara dumanının arkasına saklanarak gelmeden önce sigarayı bırakın. Sigarasız, sağlıklı bir yaşam dilekleriyle...
Prof. Dr. Osman Demirhan
Çukurova Üniversitesi, Tıp Fakültesi,
Tıbbi Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı
osdemir@cu.edu.tr
Burada, aktif tütün kullanımına bağlı olarak kro­mozom hasar bölgelerinin, özellikle bu üç kritik kromozom bölgesinde yoğunlaştığı gözlendi. Baş­ka bir deyişle, tütündeki kanser oluşturan madde­lere (kanserojenler) maruz kalma, kanser gen böl­gelerinde kırılganlık potansiyelini yükseltmekte. Bu üç bölgenin, hem bazı kanserlerin gelişimini hem de sigara içme alışkanlığının gelişimi için po­tansiyel bölgeler oldukları, daha önce başka araş­tırıcılar tarafından yapılan çalışmalarda da belirtil­mişti. Birinci kromozomun p34-p36 bölgesinde, kötü huylu kansere dönüşümde potansiyel rolü olan pek çok gen bulunuyor. "Miyelodisplastik sendrom" ve kan kanserinde (lösemi), üçüncü kromozomun q21 bölgesiyle diğer kromozomlar arasında karşılıklı parça alışverişinin gerçekleşti­ği, diğer araştırıcıların çalışmalarında da açık bir şekilde ortaya konmuş durumda. Lösemili hasta­larda, 3. kromozomun q21 bölgesinde bulunan GR6 genin aktif olduğu da bildirildi. Başka çalış-malardaysa; uzun süre sigara içen kişilerdeki anormal bronş epitel hücrelerinde, 5. kromozo­mun p15 bölgesinde önemli derecede hasarlar ra­por edildi. Bununla birlikte, rahim ağzı kanserle­rinde de aynı bölgede genetik değişimlerin oluş-tuğu ve bu değişimlerin kanser gelişiminin erken dönemlerinde oluştukları gösterildi. Buna ek ola­rak, bir veritabanı çalışmasında; sözkonusu bölge­de tümör baskılayıcı işlev gösterdiği düşünülen üç aday genin daha bulunduğu bildirildi.
Çukurova Üniversitesi'nde yürütülen ve yukarı­da sözü edilen çalışmada, tütün bileşiklerinin diğer kromozom bölgelerini değil de, yalnızca kanser ris­ki taşıyan kromozom bölgelerini etkilemesi olduk­ça ilginç ve bu durum hâlâ açıklanabilmiş değil. Di­ğer bir deyişle; sigaradaki nikotin ve diğer katran
Sigara içen grubun kromozomlarında gözlenen hasarlı bölgeler
k-2.jpg
q21.