CHIP | TEMMUZ 2003
ASA bu yıl kırk bin dolarlık yeni bir monitör satın aldı. Ama do­nanım üreticilerinin katalogla­rında yer alan, ince, geniş, büyük, havalı plazma monitörlerden değildi bu. Üç boyutlu görüntüler üzerine çalışan Ac-tuality Sytems adında bir firmanın üret­tiği, filmlerde kahinlerin elinde görme­ye alışık olduğumuz geleceği gösteren kristal kürelere benzeyen, 3 boyutlu ho­lografik bir ekrandı. NASA, cam küre­nin içinde mimarların, mühendislerin kullandığı wireframe CAD çizimlerine benzeyen renkli grafikler oluşturabilen cihaz ile uzaydaki yıldız kümeleri hak­kında daha detaylı araştırmalar yapma­yı planlıyordu. Ardından Amerikan Or­dusu devreye girdi ve silah simülasyon-larında kullanmak üzere bir holografik monitör de onlar satın aldılar. Firma daha sonra, ilaç firmalarına da sekizta­ne monitör sattı. Holografik monitörle­rin, bütün gün mikroskop ve iki boyut­lu bilgisayar ekranları başında üç boyut­lu molekül ve DNA sarmallarını dön­dürmek için fare sallayan bilim adamla­rının islerini çok kolaylaştırdığı görül­dü.
Sihirbazın küresinden sihirli görüntüler
Actuality Sytems'in bu kadar ilgi gören Perspecta isimli ürünü, 20 inç büyüklü­ğünde, yani irice bir bilgisayar monitö­rü boyutlarında cam bir küre ile altın­daki elektronik sistemleri saklayan bir kasadan oluşuyor. Perspecta, bilgisayar tarafından üretilen CAD benzeri grafik veya animasyon dosyalarını cam küre
9700
ŞİMDİLİK SADECE Yüz: Holografi canlıları sîmüle etmeyi öğreniyor.
içinde üç boyutlu olarak canlandırabili-yor. Yüksek çözünürlük seviyelerinde ise hareketli videoları değil ama sabit re­simleri, jpeg dosyalarını gösterebiliyor. Urun şimdilik NASA gibi kurumsal müşterilerin ilgisini çekse de, ev kulla­nıcılarım da heyecanlandıracak özellik­lere sahip olması sadece zaman mesele­si. Actuality Systems, cam küreyi kaldı­rarak görüntüleri bir oda içinde ser­bestçe oluşturacak yeni bir teknoloji üzerinde çalışırken, hedeflerinin en faz­la beş sene içinde yüksek çözünürlüklü video filmlerini oynatacak ve seri üre­timle fiyatı düşecek holografik televiz­yonlar geliştirmek olduğunu açıklıyor. Bu cümleler sadece bir temenniymis gi­bi görünse de, Amerika'daki büyük üni­versiteler tarafından oluşturulmuş "Na­tional Tele-Immersion Initiative (NT
CHIP | TEMMUZ 2003
cak elbette. Oyunların holografik bir ekranın karşısında oynanabildiğim dü­şünün. Kullanıcılar canavarlarla, şöval­yelerle odalarının içinde kılıç dövüşleri yapabilecek. Bu kadar da değil. Doktor­lar hastalarını kilometrelerce uzaktan kontrol edebilecek, askerler, pilotlar, astronotlar gerçekçi simülasyonların içinde eğitilebilecek.
Holografik monitörlerin önündeki engeller
NTII'nin geliştirdiği ilk holografik or­tam monitörleri, şimdilik kullanıcıların özel eldivenler ve başlıklar takmalarını gerektiriyor. Böylece kullanıcıların ne­reye baktıkları, nereye uzandıkları kont­rol edilebiliyor. Ancak filmlerde görül­düğü gibi, kullanıcıların doğal halleri ile dolaşıp, çevreyle etkileşime geçebildiği holografik ortamları oluşturmak için şimdilik dört alanda aşama kaydetmek gerekiyor.
Internet 2: Büyük boyuttaki holog­rafik verileri aktarmak için bugünün internet altyapısı yeterli olmuyor. Özel­likle holografik uygulamalar yaygınlaş­tığında pek çok kullanıcının aynı anda internet üzerinden holografik görüntü­ler yollayacağı hesaba katıldığında, sis­temin çalışmaz hale gelmesi süpriz ol­mayacak. Internet2'nin ise bugünün in-ternetinden 1000 kere daha hızlı olması bekleniyor.
Görüntü teknolojileri: Üç boyutlu görüntü yakalayabilecek kamera sis­temlerinin gelişmesi gerekiyor.
Dokunma algılayıcıları: Kullanıcı-ların holografik görüntülere doku­nuşlarını algılayacak sensörler (haptic sensors) oyunlar ve interaktif eğlenceler
II)" organizasyonunun çabaları ile bir­leşince ciddiyet kazanıyor.
Amerikan üniversiteleri holografi için birleştiler
leme kaydetmiş görünüyor. Kuzey Ca-rolina Üniversitesi ile Pennsylvania Üniversitesi arasında yapılan bir deney­le dünyanın ilk holografik görüşmesi gerçekleştirilmiş. Deney odalarında oturan bilim adamları kilometrelerce Ötedeki çalışma arkadaşlarını aynı oda­nın içinde, üç boyutlu imajlar olarak görüp, onlarla konuşabilmişler. Ancak daha başlangıç aşamasında olan bu tek­nolojinin sayısız eksiği var.
Video konferans sırasında yaşanan en büyük sorunlardan biri görüntülerin yavaş gelmesidir.İnternet bağlantısı da­ha iki boyutlu ve sınırlı büyüklükteki vi­deo dosyalarını transfer etmekte bile so­run çıkartırken büyük boyutta bant ge­nişliği isteyen holografik görüntüleri iletmek için yeterli olmayacaktır. Deney sırasında saniyede üç kez yenilenen gö­rüntünün saniyede 10 kareye çıkması halinde gözü rahatsız etmeyeceği düşü­nülüyor.
Holografik görüntünün kullanılaca­ğı tek alan video konferanslar olmaya-
Star Trek dizisinde, uzay gemisinin için­deki Holodeck'i hatırlamayan yoktur. Uzun uzay yolculukları boyunca müret­tebatın kendilerini iyi hissetmeleri için ağaçlar, göller, tepeler arasında gezip to­zup piknik yapmalarını sağlayan yapay holografik görüntüler oluşturan bu oda, bilim adamlarına da ilham kaynağı olmuş ve insanların çalışma odalarını, oturma odalarını birer holografik ileti­şim merkezine döndürmek için başla­yan çalışmaları NTII çatısı altında top­lamışlar.
NTII'nin hedefleri arasında, farklı yerlerdeki insanları, holografik görün­tüleri ile bir odada toplayıp toplantı yapmalarım sağlamak gibi fikirler var. Bugün video konferans adını verdiği­miz bu işlemin gelecekteki ismi holo konferans olabilir. NTII bu konuda iler-
LAZERİN UZUN YOLU: Bilgi yüklü lazer ısını görüntüye dönüşene kadar birçok işlemden geçiyor.
CHIP TEMMUZ 2003
ENDÜSTRİNİN HİZMETİNDE: Müşteriler sipariş verecekleri otomobilleri seçerken sanal görüntülerini İnceleyebilecekler.
için kesinlikle gerekli. İsrailli bir firma­nın avuç içi bilgisayarlar için geliştirdiği holografik klavye, bu teknolojiye iyi bir örnek.
Masaüstü Süper Bilgisayarlar: O gün geldiğinde masa üstündeki bilgi­sayarlara süper bilgisayarlar denmeye-cektir ama bugünün teknolojisine kı­yasla yüzlerce kat daha güçlü işlemciler, depolama ve hafıza birimleri, hologra­fik ortamları oluşturmak için gerekli hesaplamanın altından kalkabilmek için olmazsa olmazlar arasında.
Dokunmak: Gerçekle sanal arasındaki fark
Actuality Systems'in Perspecta isimli cam küresi ile ev kullanıcılarının masa­larına, odalarına da girebileceği kanıtla­nan holografik ekranların sosyal haya­tın parçası olmasına az kaldığı anlaşılı­yor. Ancak holografik ekran üretmeye çalışan tek firma Actuality Systems de­ğil. Deep Video Imaging isimli Yeni Ze-landa'lı kuruluş, iki LCD ekranı farklı açılarla birbirinin Önüne yerleştirerek üç boyutlu görüntü yanılsaması oluştu­ran bir ürün pazarlıyor. Dimension 3 isimli Kaliforniyalı bir firma ise renk filtreli camlan kullanarak oluşturduğu ekranlarda, hareket eden görüntülerin üç boyutluymuş izlenimi yaratmasını sağlıyor.
Ancak bunlar daha çok sinemalarda seyircilere dağıtılan karton gözlüklere benziyor. Dynamic Digital Depth ise 2 boyutlu görüntü materyallerinden üç boyut derinliği yaratacak bir yazılım üzerinde çalışıyor. Görüldüğü üzere, şimdilik Actuality Systems kadar ileri gidebilen bir örnek yok, ama olmayaca-
ğı anlamına gelmiyor.
Massacutches Instute of Technology (MİT)'de çalışan bilim adamları, "hap-tic" olarak adlandırdıkları, çevreyle et­kileşime girebilen holografik ortamlar üzerinde çalışıyorlar. Haptic Holografi ile kullanıcıların hologramlara dokun­ması mümkün olabiliyor. Bu teknoloji ile bilgisayar, kullanıcının hologramın neresine dokunduğunu tespit edebiliyor ve karşılık verebiliyor.
Holografik klavyelerin veya hologra­fik oyunların, interaktif filmlerin var ol­ması tamamen bu teknoloji sayesinde mümkün olacak. Teknolojinin kimi uy­gulamaları şimdiden kimi otomobil fir­malarınca, otomobil tasarımı aşamasın­da kullanılıyor ama yirmi yıl önce her­kes tarafından imkansız olarak düşünü­len bu yöntemin, yani, haptic holografi­nin daha kat edeceği yolunun olduğu da kabul ediliyor. Ama Amerikan ordusu­nun ve NASA'nın eğitimlerde kullan­mak için sabırsızlandığı bu teknolojiye verdikleri desteğin onu yakın gelecekte kullanılabilir kılacağı gerçeğini de göz ardı etmemek gerekir. Oturma odala­rında dokunabileceğimiz fantastik ca­navarlarla savaşmak, sevdiğimiz sanat­çıların filmlerini, küplerini üç boyutlu seyretmek, akışlarına müdahale edebi­leceğimiz interaktif filmlerde kaybol­mak için yirmi yıl geçmesini beklemek gerekmeyecek gibi görünüyor.
Cem Şancı, cemsanci@chip.com.tr
BİLGİ İÇİN
www.actuality-system5.com
www.media.mit.edu
www.holoworld.corn
CHIP | TEMMUZ 2003