Sabit tartıma getirmek: Gravimetrik analizde son iki tartım arasındaki farkın +-.0,2mg. olmasıdır. . |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Saccharomyces |
Yaygın
bir maya türü. Cinsin tipik türü S. cerevisiae 'dır. |
|
Saçak
kök: Yan köklerin ana kökten daha fazla gelişmesi. |
|
Safra kesesi : (bak: Öd kesesi). |
|
Safra tuzları : Safra kesesinden ince bağırsağa salgılanan
ve yağların misellere (küçük partiküller) dönüşümünü sağlayan biyokimyasal
maddeler. |
|
Sagitat: Oksu, ok şeklinde. Yaprak ayasının tabanda iki yana ve
aşağıya doğru uzayarak meydana getirdiği ok şeklinde basit yaprak. |
|
Sakkaraz : Çay şekerini sindiren enzim. |
|
Sakkat: Torba şeklinde. Çanak ve taç yaprakların kaidesinde
torbaya benzeyen ve sarkık duruşlu yapılan için kullanılır. |
|
Sakkulus (L . Sacculus-torbacık) : İç kulakta bulunan duyarlı
tüy hücreleriyle kaplı ve kalsiyum karbonattan oluşan taşlar içeren
torbacık. Statik denge duyusu reseptörleri burada bulunur. |
|
Salgı
Doku: Hücreleri canlı, bol stoplazmalı, büyük çekirdekli ve küçük kofullu,
tek tek veya gruplar halinde diğer dokular arasına dağılmış ve salgı
oluşturan dokulardır. |
|
Salmonella |
Tifo,
paratifo ve gastroenterit etmeni, Gram negatif, fakültatif anaerob çubuk
şeklinde bakteri. . |
|
Salviform: bak. Hipokrateriform. |
|
Samara: Kanatlı meyva. Kanatlı açılmayan kuru meyva. |
|
Santrifüjleme
: Döndürme ile katının sıvıdan ayrılması. |
|
Sap
: KAI (S04)2 formülünde, sıcak suda
eriyen, tadı buruk,
antiseptik bir cisim. |
|
Sapçık:
Başçığı, üzerinde taşıyan erkek organ kısmıdır. |
|
Saprofit |
Ölü dokular
üzerinde beslenen organizma, çürükçül. |
|
Saprofit Beslenme (Y. Sapros-çürük+Phyton-bitki+L .
Nutritio-beslenme) : Bir heterotrof beslenme tipi. Bu yolla beslenen
organizmalar gerekli besin maddelerini hücre dışı sindirimden sonra hücre
zarları aracılığıyla sağlar. |
|
Saprofit: Çürükçül. Bitki artıkları üzerinde yaşayan klorofilsiz
bitkiler. |
|
Saprofit:
Ölü canlılar veya organik maddeler üzerinden beslenen, çürükçül,
ayrıştırıcı. |
|
Saprofitik |
Patojen olmayan |
|
Sarcinia |
Sarsinya formundaki
bakteri cinsi. |
|
Sarkolemma: Kas telini saran zar. |
|
Sarkolemma:Kas telini saran zar |
|
Sarmal Virüsleri |
Uzun
çubuk şeklinde, katı ya da esnek olabilen, silindir şeklindeki kapsit
içinde sarmal uzanan nükleik asitleri bulunan virüsler. Ör: Tütün mozaik
virüsü, bakteriyofaj M13 gibi. |
|
Sarsina |
Bölündükten
sonra balya şeklinde form gösteren yuvarlak bakteriler. |
|
Schizosaccharomyces |
Yaygın bir maya türü. |
|
Seboidler : Yeni dünyanın sarılır kuyruklu maymunları. |
|
Seçici
geçirgenlik :
Hücre
zarına
verilen bir kabiliyetin ismi. Hücreye lâzım olan |
|
Seçilme Avantajı |
Bir
organizmaya yaşama ve üreme şansı veren herhangi bir karakter. |
|
Sedimantasyon: Çökelme, tortu oluşması. |
|
Sedimentasyon: Çökelme. |
|
Segment: Bir yapının, az çok birbirine benzeyen parçalarından
her biri, bölüt. |
|
Segmentasyon (L . Segmentum-kesik parça) : Bir vücut ya da
yapının az çok benzer parçalara bölünmesi. |
|
Segmentasyon: Bir vücut yada yapının benzer parçalara bölünmesi,
zigotun geçirdiği bölünme evreleri. |
|
Segmentasyon:
Zigotta, sitoplazma büyümesi olmadan art arda görülen mitoz bölünmeler
sonucunda, birbirine benzer hücrelerin oluşması. |
|
Segmentasyon:Bir vücut ya da yapının benzer parçalara bölünmesi,
zigotun geçirdiği bölünme evreleri. |
|
Sekonder Tepki : İlk enjeksiyondan günler, haftalar, hatta aylar
sonra yapılan ikinci bir antijen enjeksiyonuyla başlatılan hızlı antikor
üretimi. |
|
Sekonder:
ıkincil, ikinci derecede önemli olan, yan, tali. |
|
Sekresyon (L . Secretio-salgılama) : Bazı hücreler tarafından
üretilip salgılanan ve vücudun başka bir yerinde bazı metabolik
olaylarında kullanılan madde. |
|
Sekretin:Oniki parmak bağırsağının salgıladığı hormon. |
|
Sekum : İleum, kolon ve apendisin açıldığı kapalı kese. |
|
Seleksiyon:Seçilim,
ayıklama. |
|
Selüloz
: Bitki hücresinde bulunan polisakkarit. Bitkilerde depo maddesi. |
|
Selüloz: Üç bin ya da daha fazla glikozun birleşmesi ile oluşan
bitki hücrelerinin temel yapı taşı olan polisakkarit. |
|
Semimikro :
Yarı mikro. Semptom :
Belirti, hastalığın seyri. |
|
Seminifer tüpçükler: Testislerde, spermlerin oluşturduğu ince,
kıvrımlı yapılar. |
|
Sendai Virüsü |
Paramyxoviridae
familyasından, virüs kılıfının hücre zarıyla birleşmesiyle hücreye giren
ve hücrelerin birleşmesine neden olan, faal olmayan şekli somatik hücre
hibritleri yapılmasında, hücrelerin birleşmesi için kullanılan, RNA
kapsayan bir virüs. |
|
Sentral spor |
Bakterilerde
hücrenin ortasında (merkezde) bulunan spor. |
|
Sentriol (L . Centrum-merkez) : Hayvan hücresinde sitoplazma
içinde çekirdeğe yakın yerde bulunan koyu boyanan ve mitoz ile mayoz
bölünme sırasında iğ ipliklerini oluşturan organel. |
|
Sentriperital: Gelişmelerini dıştan içe, merkeze doğru
tamamlayan. Ranunculus Girişindeki stamenlerin gelişmesinde olduğu
gibi. |
|
Sentromer (Y. Kentro-merkez+Meros-kısım) : Kromozom üzerinde iğ ipliğinin tutunduğu
nokta. |
2.
Hücre bölünmesi esnasında kromozomların iğ ipliklerine bağlandığı
kısım. |
3.Kromozomlarda kardeş
kromatitleri bir arada tutan kısım. |
|
Sentrozom
: Hücre bölünmesinde
vazifeli organel. |
2.Hücre bölüneceği zaman
kutuplara göç eden, iğ ipliklerinin yapımında rol oynayan
organellerdir. |
|
Sepal: Çanak yaprak. Bir çiçekte en dış halkayı oluşturan ve
çiçek tomurcuk halinde ikende tüm diğer çiçek organlarını saran yeşil
renkteki parçaların her biri. |
|
Sepaller (Y. Skepe-örtmek) : Çanak yapraklar. Çiçek örtü
yapraklarının dış halkasını oluşturan ve genellikle normal yaprakları
andıran yeşil yapraklar. |
|
Sepsis |
Bakteri veya bakteri
toksinlerinin belli bir yerden kana geçmesi sonucu oluşan ateş ve titreme
ile beliren durum. |
|
Septifragal kapsula: Karpellerin tabanında tohum taşıyan dış
kısımları birbirinden ayrılarak yukarı doğru kıvrılır ve karpellerin iç
kısımları bir sütun halinde kalır. |
|
Septisîd kapsula: Yarıklı koruncak. Karpelleri bileşme yerleri
boyunca açılan kuru meyva. |
|
Septum, septa: Perde, bölme duvarı, bölme zarı. İki göze
arasındaki çeper, yumurtalıkta iki odacığı birbirinden ayıran bölme
duvarı. |
|
Septum: Bölme. |
|
|
Ser : Bir süksesyonun belirli bir alanda, birbirinin yerini alan
kommüniteleri. Geçici kommüniteler, seral evreler adını alır. Serler,
yeryüzünün o kesimindeki iklime özgü bir klimaks kommünitesiyle
sonlanır. |
|
Serbest-sentral plasentasyon: Serbest merkezsel diziliş.
Tabandan yukarı bir sütun üzerine yerleşmiş yumurtalık çeperi ile
bağlantısı olmayan tohum taslakları düzeni. |
|
Serebellum (L . Cerebrum-beyin) : Omurgalı beyninin kas
koordinasyonunu denetleyen kısmı. |
|
Serebral : Beyin organıyla ilgili yapı.Beyine bağlı. |
|
Serebrum
(L.. Cerebrum-beyin) : Omurgalılarda kafatasının üst kısmını işgal eden
beynin ana kısmı. İnsanda iki beyin yarım küresi Corpus callosum’la
birleşerek merkezi sinir sisteminin en kısmını oluşturur. |
|
Serimetri: Ce(S04)2 çözeltisi ile yapılan miktar tayini metodu. |
|
Seriseus: îpek tüylü. Yüzeyin çok ince, sık ve basık bir yöne
doğru tüylerle kaplı olması. |
|
Serkarya (Y. Kerkos-kuyruk) : Balıklarda kist yapan Trematod
parazitlerin serbest yüzen son larva evresi. |
|
Serkopitekoid : Eski dünya maymunu. Kuyruğu var fakat bir
ekstremite olarak kullanmaz. |
|
|
|
Serotip |
Özellikle
bakteri ve virüslerde, antijen karakterleri ile belirlenen türün alt tür
kümesi. |
|
Serrat: Testere dişli. Yaprak ayası kenarındaki dişlerin testere
dişlerine benzer şekilde olması. |
|
Serrulat: İnce, küçük testere dişli. |
|
Sert
Doku: Hücre çekirdekleri ve stoplazmaları kaybolmuş, hücre çeperlerinin
tamamı kalınlaşmış, ölü hücrelerden oluşan, hücrelerinin boyu enine eşit
veya boyu eninden büyük olabilen destek dokudur. |
|
Serum (L . Serum) : Parçacıklardan ayrılmış biyolojik sıvı. Kan
pıhtılaşmasından sonra bu tip açık sarı renkli bir sıvı meydana gelir. |
|
Serum : Pıhtının ayrıldığı kan. |
|
Serum: Kanın, pıhtılaşmasından sonra hücrelerinden ayrılmış,
açık sarı renkli sıvı kısmı. |
|
Sesil : Bir organizmanın sap, gövde ve pedisel gibi
yapıları olmaksızın doğrudan bir yere oturması (Örneğin deniz tabanına
oturması). |
|
Sesil: Bir yere
bağlı olarak yaşayan. |
|
Sessiz mutasyon : Meydana geldiği gen üzerinde, daha sonra bugen
tarafından üretilecek proteinin fonksiyonunu değiştirmeyen mutasyonlardır
(etkisiz mutasyon). |
|
Seta: Kalın sert yapıdaki kıl. |
|
Setos: Kalın sert yapıdaki kıllarla kaplı olması. |
|
Sferik
simetri: Vücudun herhangi bir yerinden geçen tüm düzlemlerin, vücudu eşit
iki parçaya ayırdığı simetri tipi, küresel simetri. |
|
Sferoplast |
Hücre duvarı
kısmen uzaklaştırılmış bakteri hücresi. |
|
Sfinkter (Y. Sphinkter-sıkıca bağlamak) : Kısalarak bir açıklığı
kapatan dairesel dizilmiş kas lifleri grubu. Midenin sonunda bulunan pylor
sfinkter gibi. |
|
Shigella |
Basilli
dizanteri gibi pek çok hastalığın etmeni bakteri. . |
|
Sıcak kanlı canlılar: Vücut sıcaklığı ortam sıcaklığına göre
değişmeyen ve hep aynı kalan canlılar.(Sabit sıcaklıklı canlılar) |
|
Sınıf |
İlgili takımlardan
oluşan biyolojik grup. Sınıfı oluşturan kelime tes soneki ile biter.
Örneğin Ascomycetes. |
|
Siatyum, siatum: Ortada bulunan bir dişi çiçek ve etrafına
dizilmiş erkek çiçekler ile kalikse benzeyen brakte ve aralarında bulunan
glandlardan meydana gelen çiçek durumu. Euphorbia cinsinde olduğu gibi. |
|
Sigma Virüsü |
Özellikle
meyve sineklerinde hastalık yapan rhabdovirüs grubuna ait bir virüs. |
|
Sikaslar : Tropik ve subtropik bölgelerde yaşayan odunlu,
tohumlu bitki ordolarından biridir. Ya kısa yumru biçiminde toprak altı ya
da dik silindirik toprak üstü gövdeye sahip bitkilerdir. |
|
Siklopiazonikasit |
Asp.
flavus ve Pen. aurantiogriseum tarafından sentezlenen bir küf
metaboliti. . |
|
Siklozis (Y. Kyklosis-çevreleyen, muhafaza) : Tipik olarak
bitkilerin yaprak hücrelerinde görülen sitoplazmanın dairesel hareketi. |
|
Sil: Bazı bir hücrelilerde hareketi sağlayan, bazı
organizmaların da akciğer borularında senkronize hareket ederek, toz gibi.
partikülleri akciğerden uzaklaştıran kamçı benzeri yapı. |
|
Siliat: Kirpiksi, kirpik şeklinde. Yaprak ayasının kenarında
kirpiğe benzer bir yapının bulunması. |
|
Silikula: İki karpelden oluşan ve karpellerin arasında yalancı
bölme bulunan boyu eninin 3 katından fazla olmayan açılan kuru meyva. |
|
Silikuva: Yapı olarak silikulaya benzer, ancak boyu eninin 3
mislinden daha fazladır. |
|
Simbiyont: Başka türden bir canlı ile ortak yaşayan canlı. Bu
birliktelik, her iki tarafın fayda ya da zarar durumuna göre farklı
isimler alır. |
|
Simbiyos |
İki
farklı organizmanın her ikisi de yarar sağlayacak şekilde bir arada
yaşaması. Tipik örneği biyolojik azot fiksasyonudur. Baklagillerle ortak
yaşayan Rhizobium bakterileri havanın serbest azotunu bitkiye
kazandırırken, bitkiden kendi gelişmeleri için gereken besin maddelerini
sağlarlar. |
|
Simbiyozis:Karşılıklı yarar esasına dayalı ortak yaşama
şeklidir.Örneğin 1.Baklagillerin kçklerinde yaşayan azot bağlayan
bakteriler.2.Ot yiyen hayvanların sindirim sistemindeki bakteriler. |
|
Simiyan Virüsü 40 (sv 40) |
Papovirüsler
grubuna giren, çift iplikli DNA içeren, çıplak, küçük, ikozahedral tip,
onkogenik bir virüs. |
|
Simpatri: Aynı yerde bulunma. İki veya daha fazla populasyonun
aynı yerde bulunması. |
|
Simpetal: Bileşik taç yapraklı. Taç yaprakların bileşik olması,
eş anl. Gamepetalus. |
|
Simpodial: Ana bir eksenin baskın olmadığı dallarıma şekli. |
|
Sinangiyum: İlkel Gymnospermlerde polen keselerinin dal
uçlarında oluşturduğu kümeler. |
|
Sinaps (Y. Synapsis-birleşme, bağlanma) : Bir nöronun aksonu ile
bir başkasının dendriti arasındaki bağlanma. |
|
Sinaps :
Nöronun ağızlaşmasına denir. |
|
Sinaps:İki nöronun veya nöronla başka bir hücrenin bağlantı
yeri |
|
Sinapsis (Y. Sinapsis-birleşme, bağlanma) : Mayoz bölünmenin
erken evresinde erkek ve dişiye ait homolog kromozomların yan yana gelerek
temas etmesi. |
|
Sinerjik Etki |
İki
etkenin beraberce olan etkisinin, her ikisinin tek başına etkisinin
toplamından daha fazla olması. |
|
Sinerjistik (Y. Syn-birlikte+Ergon-çalışma) : Birlikte faaliyet
gösterme. Bir başka güç ya da etmenin etkisini artırma. |
|
Sinerjizm |
İki
mikroorganizmanın ortak yaşaması sonunda her ikisinin ayrı ayrı
geliştiklerine oranla daha hızlı gelişmeleri, daha fazla metabolik ürün
üretmeleri. Tipik örneği yoğurt oluşumudur, Yoğurt bakterileri ayrı ayrı
olmak üzere sütü 10 – 12 saatte pıhtılaştırırken, yoğurt oluşumu 3 – 4
saat sürer, ayrıca beraber olduklarında daha fazla aroma maddesi vb. ürün
üretirler. |
Singami |
Morfolojik
olarak benzer iki hücrenin birleşmesi ile olan ve tek hücrelilerde görülen
bir üreme biçimi. |
|
Singami (Y. Syn-birlikte+Gamos-evlenme) : Eşeyli üreme. Döllenme
olayında gametlerin birleşmesi. |
|
Singenesis: Filamentleri serbest fakat anterleri bileşik stamen
grubu. |
|
Sinkarp: Bileşik meyva yapraklı. Birbiri ile kaynaşmış birden
fazla meyva yaprağından oluşan ovaryum. |
|
Sinkonium: İncirsi meyva. Etlenmiş ve çanak şeklini almış
reseptaku-lumu iç yüzeyinde eriksi (drupa), gevşek meyvalar olan bileşik
yalancı meyva. |
|
Sinoatrial Düğüm (L . Sino-oyuk, boşluk+Atrium-hol+Nodus-düğüm)
: Üst Vena cava’nın sağ atriuma boşaldığı noktada yer alan küçük bir düğüm
dokusu kütlesi. Yürek atışlarını başlatır ve kasılımla hızını düzenler. |
|
Sinonim: İsimlerde aynı takson için kullanılan farklı isimlerden
her-biri. |
|
Sinsepal: Bileşik çanak yapraklı. Çanak yaprakların bileşik
olması, eş anl. Gamosepalus. |
|
Sinsînus: Yanal çiçek saplan bir sağa bir sola doğru yönelmiş
ancak aynı düzlem üzerinde olmayan çiçek durumu. |
|
Sinsitiyum (Y. Syn-birlikte+Kytos-içi boş kanal) : Hücrelerin
kaynaşmasıyla oluşan çok çekirdekli bir sitoplazma kütlesi. |
|
Sintip: Holotipi ayrılmamış bir tip serisi içindeki herbir
örnek. |
|
Sinus: Ara boşluk. İki lop veya parça arasında bulunan
boşluk. |
|
Sinüs : Organların yada dokuların arasındaki boşluk yada her
hangi bir açıklık. |
|
Sirhos: Yaprak ucunun ince uzun olup kangal şeklinde kıvrılış
olması. |
|
Sirkadiyen Ritim (L . Circa-etrafında+Dies-gün) : 24 Saat
aralıkla ortaya çıkan ritmik olaylar. |
|
Siroz: Bir
çeşit karaciğer hastalığı. |
|
Sistol (Y. Systole-birlikte çekme) : Yüreğin kasılması. Kanın
Aorta ve Arteria pulmonaris içine itilmesi sırasında birinci ve ikinci
yürek atışları arasındaki evre. |
|
Sistron : Biyokimyasal işlevde genetik birim. Bir peptid
zincirde amino asit dizilişini tayin eden DNA’daki nükleotid çiftlerinin
diziliş sırası. |
|
Sitokinez (Y. Kytos-içi boş damar+Kinesis-hareket) : Mitoz ya da
mayoz sırasında sitoplazmanın bölünmesi. |
|
Sitokromlar (Y. Kytos-içi boş damar+Chroma-renk) : Elektron
taşıyıcı sistemin demir içeren hem proteinleri,biyolojik oksidasyonda arka
arkaya okside ve redükte olurlar. |
|
Sitoloji |
Hücre bilimi. |
|
Sitoloji: Hücreyi inceleyen bilim dalı. |
|
Sitoplazma:
Hücre zarı içerisinde, çekirdek dışında kalan bütün canlı kısım ve bu
kısmı dolduran viskoz yapı. |
|
Sitoplazma: Hücrede
çekirdek ve zar dışında kalan sıvı kısma verilen ad. |
|
Sitreoviridin |
Gıdalarda görülen küf
metaboliti. . |
|
Sitriat: Boyuna ince kanalcıklı, olukcuklu veya kabartma
şeklinde çizgili. |
|
Sitrik Asit: Limon
suyundaki asit. |
|
Sitrinin |
Gıdalarda görülen küf
metaboliti. . |
|
Siyanokobalamin :
B12 vitamini. |
|
Skabrid: Kısa pürtüklü. Skabrosa oranla daha zayıf ve kısa
durumda olması. |
|
Skalariform: Merdiven şeklinde olan yapılar için kullanılır. |
|
Skapos: Gövdesiz bitkilerde çiçek veya çiçek kümesini taşıyan ve
üzerinde yaprak bulunmayan sap. |
|
Skarbos: Pürtüklü, kısa, sert, sağlam siğile benzer yapılar.
Dokunulduğu zaman pürtükler hissedilir. Bazen tüyler üzerindede
bulunur. |
|
Sklerankima (Y. Skleros-sert+Enchyma-karıştırma) : Çeperlerine
lignin maddesi yığılmasıyla kalınlaşan hücrelerden oluşan bitkisel destek
dokusu. |
|
Skobikulat: Yüzeyi uzamış çukurluklarla kaplı olan. |
|
SMAC Agar |
Bakınız Sorbitol
MacConkey Agar |
|
Soğuk kanlı canlılar: Vücut sıcaklığı ortam sıcaklığına göre
değişen (balık, kurbağa, sürüngen) hayvanlar.(Değişken sıcaklıklı
hayvanlar; Polikilotherm) |
|
Sol : Sürekli fazın, sıvı, çözünen fazın 0.1 ile 0.001 mikron
çapındaki katı parçacıklardan oluştuğu bir kolloid sistem. |
|
Solungaç : Suda yaşayan hayvanlarda bulunan, çoğunlukla vücut
yüzeyinden ya da sindirim kanalının bir kısmından uzamış ince duvarlı
solunum organı. |
|
Solunum (L . Respirare-solumak) : Bitki ve hayvan hücrelerinin
oksijen kullanıp, karbon dioksit vermesi ve besin maddelerinin
moleküllerindeki enerjinin ATP gibi biyolojik olarak kullanışlı formda
depolandığı bir olay. Soluma işlevi ya da hareketi. |
|
Solunum :
Oksijen alınıp CO2verilmesi, (insan için) |
|
Solunum Kökleri: Oksijen bakımından fakir olan, su ile doymuş,
bataklık topraklarında yetişen bitkilerin kökleri, derine değil yatay
olarak, hatta yerçekiminin aksine bir gelişme göstererek, toprağın ve
suyun üzerine doğru büyürler. Bu köklere solunum kökleri denir. |
|
Solut (L . Solvere-çözmek) : Çözünen. Gerçek bir çözeltide
çözülmüş madde. Bir çözelti çözen ve çözünenden oluşur. |
|
Solüsyon: Çözelti. |
|
|
Solvent (L . Solvere-çözmek) : Çözen. Gerçek bir çözeltide,
içinde çözünen moleküllerin çözündüğü sıvı ortam. |
|
Somatik Hücre Sayımı |
Süt
hayvanlarında genel olarak mastitis göstergesi olmak üzere akyuvar ve
epitel hücrelerinin sayımı.
. |
|
Somitler (Y. Soma-vücut) : Embriyonun omurga ve sırt kaslarını
meydana getiren ve nöral tüp boyunca sıralanan mezoderm kütlesi
çiftleri. |
|
Sorbitol MacConkey Agar |
E. coli O157:H7
serotipi aranmasında kullanılan bir besiyeri. |
|
Sorosis: Dutsu meyva. Bir eksen etrafında dizilmiş bir çok
çiçeğin çiçek örtüsünü etlenmesiyle oluşmuş eriksi meyvalar topluluğundan
meydana gelmiş yalancı bileşik meyva. |
|
Soymuk
boruları: Bitkilerde iletici hücreler olan, kalburlu hücreler ve kalburlu
boru elementlerinden oluşan, besin iletimi, depo edilmesi ve destek
görevlerini yapan doku. Floem |
|
Soymuk
Borusu: Tek sıra üst üste dizilmiş canlı hücrelerden oluşan, arkadaş
hücreleri ve kalburlu boruların oluşturduğu su ve besin taşınmasını
sağlayan iletim dokularıdır. |
|
Sölom (Y. Koilia-çukur, boşluk) : Üç embriyo tabakasına sahip
olan hayvanlarda mezoderm ile sarılı olan vücut boşluğu. |
|
Sölom : Hayvanlarda bir epitel (sölom epiteli) ile astarlanmış
olan vücut boşluğuna verilen ad. |
|
Sölom
boşluğu: üç embriyo tabakasına sahip olan hayvanlarda, iç kısmı tamamen
periton zarı ile kaplanmış olan gerçek vücut boşluğu. |
|
Spadiks: Koçan, koçan şeklinde. Ana ekseni etli ve kalın olan
ekseriye bir spata denilen bir yapı tarafından sarılmış olan basit rasemoz
çiçek durumu. |
|
Spata: Bir çiçek kümesinin veya koçanın kaidesinde tek olarak
bulunan ve onu saran veya yanal olarak çıkan, renkli, büyük ve yaprak veya
brakte görünüşündeki yapı. |
|
Spatulat: Spatula şeklinde. Uca doğru düzgün bir şekilde
genişleyen küt uçlu basit yaprak. |
|
Spazm: Bir
kasın istek dışında olarak birden ve şiddetli olarak kasılması. |
|
Spektrofotometri: Yalnız görülen ışık değil, ultraviyole,
kırmızı ötesi ışınların dalga boylarının spektrofotometre denilen aletle
ölçülmesi suretiyle yapılan miktar tayini. |
|
Sperm:Erkek üreme hücresi. |
|
Spermatofor: Bazı canlıların erkek bireylerinde, birçok spermin
bir arada taşınmasını sağlayan kapsül. |
|
Spermatozoid: Kamçılı ve hareket edebilen sperm. |
|
Spesifik:
Bir hastalığa
mahsus, bir türe mahsus, özel. |
|
Spesiyes (L . Species-çeşit, tür) : Tür. Bitki ve hayvan
sistematiğinde temel sınıflandırma birimi. Ortak bir atadan gelen, doğada
yalnız kendi aralarında çoğalan, yapısal ve işlevsel özellikleri benzeyen
bireylerin oluşturduğu populasyon. |
|
Sphenopsida (Y. Sphen-kama) : Bir Tracheophyta alt filumu. Basit
iletim demetlerine, eklemli gövdelere ve indirgenmiş, pulsu yapraklara
sahip atkuyruklarını ve birçok fosil bitkilerini içerir. |
|
Spika: Başak, başak şeklinde. Ana ekseni uzamış, çiçekleri
sapsız ve eksen üzerinde teker teker bulunan basit rasemoz çiçek
durumu. |
|
Spikelet: Başçık, ikinci derecedeki başak. Çimensi bitkilerde
başağı o-luşturan ve bir çift kavuz (gluma) ile örtülmüş yapı. |
|
Spikül: ığnemsi
uzantılar. |
|
Spiral
segmentasyon: Embriyoda, oluşan yeni hücrelerin birbirinin tam olarak
üzerine veya yanına denk gelmeyip, yaklaşık 45 derecelik bir kayma ile
birbirinin üzerine oturduğu segmentasyon tipi. |
|
Spirillum: Spiral şeklindeki bakteri. |
|
Spongocoel:
Süngerlerde vücut içi boşluğu. |
|
Spor |
Mikroorganizmalarda
dış etkenlere karşı korunma ve/ veya çoğalma amacıyla oluşturulan yapılar.
Bakterilerde her hücre tek spor oluşturduğu için sporlanma bakterilerde
sadece korunma formudur. Funguslarda ise bir hücre içinde birden fazla
sayıda spor oluştuğu için sporlanma bunlarda hem korunma hem de çoğalma
formudur. |
|
Spor (Y. Sporos-tohum) : Genellikle tek hücreli olan eşeysiz
üreme elemanı. Bir protozoon ya da bir tohumsuz bitkide olduğu doğrudan
ergin duruma gelişebilen bir organizma . |
|
Spor
Boyama |
Bakteri
sporlarının boyanması için uygulanan yöntem. . |
|
Spor: Eşeysiz
üremeyi sağlayan hücre. |
|
Spor: Eşeysiz üreyen türlerde, küçük ve dayanıklı olan üreme
hücresi. |
|
Spor: Yeni birey oluşturma özelliği bulunan hücre. |
|
Spor:Eşeysiz
üreyen türlerde, küçük ve dayanıklı olan üreme hücresi. |
|
Sporangium (Y. Sporos-tohum+Angeion-kanal) : İçinde eşeysiz
sporlar ya da spor benzeri yapıların üretildiği oluşuk. |
|
Sporangiyum: Sporu oluşturan yapı. |
|
Sporla
Üreme: Bazı canlılarda sağlam bir örtü ile kaplı, özelleşmiş hücrelerin
uygun şartlarda çimlenmesiyle yapılan üreme şeklidir. |
|
Sporlaşma |
Spor
oluşumu ve sporun serbest kalması, çevreye yayılması. |
|
Sporofit (Y. Sporos-tohum+Phyton-bitki) : Bitkilerin hayat
devresinde döl değişiminin eşeysiz spor üreten diploit evresi. |
|
Sporofit: Bir bitkinin hayat devresinde sporları meydana getiren
diploid evre. |
|
Sporofit: Döl değişimi gösteren bitkilerde diploit ya da eşeysiz
(aseksüel) evre. |
|
Sporokarp: Heterospor eğreltilerde sert ve fındıksı yapıdaki
sporangi-yum. |
|
Sporolactobacillus inulinus |
Bacillus
ve Clostridium cinsleri dışında endospor oluşturan istisna bakterilerden
birisi. |
|
Sporosarcina |
Bacillus
ve Clostridium cinsleri dışında endospor oluşturan istisna bakterilerden
birisi. |
|
Sporozoa (Y. Sporos-tohum+Zoon-hayvan) : Protozoa alt filumunun
eşadı. Özel bir hareket yönteminden yoksun, parazit hayvanlardır.
Bunlardan biri insanlarda parazit olup sıtmanın etkenidir. |
|
Sporozoit: Sporluların sporlarından türeyen ve yetişkin hücreyi
veren, çekirdekli küçük stoplazma parçası. |
|
spp. |
Türleri
anlamında kısaltma. Örneğin Salmonella spp. "Salmonella türleri
anlamındadır. Alt türü kısaltması ile karıştırılır. |
|
Stafilokok |
Bölündükten
sonra ayrılmayıp, üzüm salkımı şeklinde kalan yuvarlak bakteriler. |
|
Stafilokokal |
Staphylococcus
cinsi ve özellikle S. aureus ile ilgili |
|
Stamen (L . Stamen-iplik, lif) : Bir çiçekte mikrospor (polen)
üreten yapı. İnce bir sap ve bunun ucunda bir anterden oluşur. Anterler
içinde mikrosporlar üreten mikrosporangiumlar bulunur. |
|
Stamen: çiçekte erkek organ. |
|
Stamen:
Erkek organ. Bir çiçekte başçık (anter) ve iplikçik (flamen)ten oluşan
çiçek tozlarını (polen) oluşturan organ. |
|
Staminod: Erkek organları bulunan. Erkek organları bulunan dişi
organları bulunmayan çiçek. |
|
Staminodyum: Kısır veya körleşmiş stamenler. |
|
Standardize etmek: Belli özelliklerde olanları guruplandırmak. |
|
Standart
çözelti:
Bak: ayarlı çözelti. |
|
Standart: bak. Veksillum. |
|
Stapes (Üzengi kemiği) : Orta kulak boşluğunun en iç kısmında
bulunan üzengiye benzer küçük kemik. |
|
Staphylococcus |
Micrococcaceae familyası
bakteri cinsi. |
|
Staphylococcus aureus |
Bazı
gıdalarda bulunan ve hastalığa neden olan Gram pozitif, üzüm salkımı
şeklinde yuvarlak bakteri.
. |
|
Starter Kültür |
Gıda (örneğin yoğurt
yapımı) ve kimya (örneğin sitrik asit eldesi) endüstrileri ile atık su
arıtmak gibi doğrudan mikroorganizmaların kullanıldığı uygulamalarda
kullanılan, özellikleri ve çoğu defa cins ve türleri belirli saf ya da
karışık halde mikroorganizma kültürü. |
|
Statocyst: ıçerisinde denge taşı bulunan kesecik. |
|
Statosist (Y. Statos-duran+Kytis-torba) : Bir ya da daha çok
tanecik içeren hücresel kese. Bazı hayvanlarda yerçekimi yönünü
ayarlar. |
|
Steatopigia (Y. Steatos-yağ+Pyge-kalça) : Kalça ve butta aşırı
yağ birikimi. |
|
Stele (Y. Stechelo-gövde) : Gövde, kökün merkez silindiri.
Perisikl ve onun içinde yer alan ksilem, floem ve parankima dokularını
kapsar. |
|
Stella t: Yıldızsı, yıldız biçimli. Birleştirme noktasının
merkezinden ışınsal olarak çıkan tüyler ve yapılar için kullanılır. |
|
Sterigmatosistin |
Başta
Aspergillus versicolor olmak üzere çeşitli gıdalarda küfler tarafından
oluşturulan toksik metabolit.
. |
|
Steril |
Canlı
mikroorganizmalardan ve virüslerden arındırılmış. |
|
Steril: Verimsiz, kısır. Döl verme veya meyva oluşturma yeteneği
olmayan. |
|
Sterilizasyon |
Bir
ortamın her türlü mikroorganizmadan arındırılması için yapılan uygulama.
Materyalin özelliğine göre Isıl işlem, kimyasal madde, filitrasyon,
radyasyon vb. farklı şekillerde yapılabilir. . |
|
Sterilizasyon: Yüksek sıcaklıklarda mikropların öldürülmesi. Bu
iş için otoklav denen aletler
kullanılır. |
|
Steroitler (Y. Stereos-katı+Eides-benzer) : Birbirine bağlı dört
halkadan oluşan ve karbon atomları içeren, karmaşık moleküller. Bu
moleküllerden üçü 6’şar karbon atomu, dördüncüsü ise 5 karbon atomu taşır.
Erkek ve dişi eşey hormonları ve
adrenal kortikal hormonlar bu yapıdadır. |
|
Stigma
(L . Spirare-solumak+Y. Stigma-işaret) : |
|
Stigma:
1. Eklembacaklılarda, trake sisteminin havayla temas ettiği açıklıklar. 2.
Çiçeklerde, dişi üreme organının poleni aldığı uç kısmı. |
|
Stigma:
Çiçekte, dişi organın üst geniş kısmı. |
|
Stigma: Tepecik. Boyuncugun (stilus) ucunda bulunan ve poleni
tutan kısım. |
|
Stigma:Trake
solunumu yapan böceklerde, trake açıklığı ya da öglenada ışığa duyarlı göz
noktası |
|
Stilet: Yapışkan organ. |
|
Stilopodik: Stilus kaidesinin disk şeklinde olması. Umbelliferae
familyasında olduğu gibi. |
|
Stilus (Y. Stilos-direk, sütun) : Boyuncuk. Bir dişi organın
ovaryumla stigmasını birleştiren ince uzun kısım. |
|
Stilus: Boyuncuk. Ovaryum tepesinden çıkan kısa veya uzun, tek
veya parçalı, ucunda stigmayı taşıyan yapı. Stigma ile ovaryum birleştiren
yapı. |
|
Stimulus (L . Stimulus-uyarmak, dürtmek) : Uyartı. Bir reseptör
ya da uyarılabilen bir dokuda işlevsel ya da trofik tepki oluşturan
herhangi bir etki, etken ya da hareket. |
|
Stipe (L . Stipes-gövde, dal, direk) : Bazı kahverenkli alglerde
vücudun gövdeye benzeyen yapısı ya da kısa sapı. |
|
Stipe: Yumurtalık sapı. eş ani. Ginofor |
|
Stipitat: Saplı, sapı olan. |
|
Stipül: Kulakçık. Yaprak sapının gövdeye bağladığı noktada sapın
iki yanında sapa bağlı veya bağlı olmayan pulsu, dikensi, zarsı
yapılar. |
|
Stolon
(Sürünücü) Gövde: Toprak yüzeyine paralel uzanan, üzerinde pulsu yapraklar
taşıyan gövde tipidir. |
|
Stolon: Sürünücü gövde, sürüngen gövde. Toprak yüzeyinde uzanan
ve boğumlardan (nodyum) köklenerek yeni bitkiler veren sürûnücü gövde. |
|
Stoma (Y. Stoma-ağız) : Gözenek. Yaprak üzerinde bulunan küçük
delik. Deliğin her iki yanında, açıklığın genişleyip daralmasını ayarlayan
birer bekçi hücresi bulunur. |
|
Stoma:
Bitkilerde epidermis hücreleri arasında bulunan, dış ortamdaki gazlarla,
bitki faaliyeti sonucu epidermis altındaki hücrelerarası boşluklarda
biriken bazı gaz ve su buharının değişimini sağlayarak su dengesinin de
ayarlanmasına yardımcı olan gözeneklere stoma denir. |
|
Stoma: Gözenek. Bitkide epidermisde bulunan solunumda iş gören
yapı. |
|
Stoma: Yaprağın alt ve üst yüzeyinde bulunan, gaz alış verişini
sağlayan delik. |
|
Stoma:Çiçekteki dişi organın üstü. Yaprağın alt veya üst
yüzeyinde bulunan ,gaz alışverişini sağlayan delik. |
|
Streptobasil |
Bölündükten
sonra ayrılmayıp, zincir formunda kalan çubuk şeklindeki bakteriler. |
|
Streptococcus |
Streptokok formundaki
bakteri cinsi. |
|
Streptokok |
Bölündükten
sonra ayrılmayıp, zincir formunda kalan yuvarlak bakteriler. |
|
Strigos: Sert yatık tüylü. Sivri, basık ve sağlam tüylerle
kaplı. |
|
Strobilus (Y. Strobilos-yuvarlak top) :Bazı bitkilerde gövde
ucunda bir grup sporofil tarafından oluşturulan kozalak. |
|
Strobilus:kozalak brakteleri birbirini örten ve çiçekleri tek
eşeyli ve aynı cinste olan bir spika. |
|
Stümilasyon |
Gelişmenin
desteklenmesi, teşvik edilmesi. |
|
Stümilatör |
Gelişmeyi
destekleyici, teşvik edici. |
|
Stümülasyon |
Gelişmenin desteklenmesi. |
|
Stümülatör |
Gelişmeyi destekleyici. |
|
Subepidermal
plexus: Deri altı sinir ağı. |
|
Suberin (L . Suber-mantar meşesi) : Endodermis ve mantar
hücrelerinin çeperlerinde biriken, su geçirmeyen ve suda erimeyen mumsu
bir maddedir. |
|
Subgerminal Boşluk (L . Sub-altında+Germinal-germ) : Tavuk
yumurtalarının bölünen hücreleri altında bulunan küçük boşluk. Bu boşluk
kurbağa yumurtalarının blastosölüyla homolog değildir. |
|
Subledipot: Pulsu tüye benzer, ancak tüycükler arasındaki
yarıklar fazla derin değildir. |
|
Substrat:
Enzimin etki ettiği madde. |
|
Subterminal spor |
Bakterilerde
hücrenin ortası ile ucu arasında bulunan spor. |
|
Subulat: Biz şeklinde. Ucu sivri, ayası kunduracı bizi şeklinde
olan basit yaprak. |
|
Sukulent
Gövde: Kurak ortamlardaki bazı bitkilerin gövdeleri yuvarlak, yumurtamsı
ve silindirik şekiller alarak su depo ederler. Böyle gövdelere sukulent
gövde denir. |
|
Sukulent
Yaprak: Kurak bölgelerdeki bazı bitkilerde görülen şişkin ve etli yapıda
su depo eden yapraklardır. |
|
Sukulent: Etil sulu. Etli sulu, kalın ve yumuşak dokulardan
meydana gelmiş yapı, |
|
Sulkat: Oluklu, kanallı. |
|
Suspansör (L . Suspendere-asmak) : Döllenmeden sonra bitkilere
ait zigotun bölünme ile oluşturduğu hücresel iplik. Bitki embriyosu bu
ipliğin sonuncu hücresinden oluşur. |
|
Suş |
Tümü tek bir
hücreden oluşmuş mikroorganizma. Klon. |
|
Suşamdanları : Tatlı su göllerinde bulunan çok hücreli yeşil
algler. Minyatür ağaç görünümünde bitkiler olup işlevsel ve morfolojik
bakımdan kök, gövde, yaprak ve tohum benzeri yapıları bulunduğu halde, bu
yapılar anatomik bakımdan ileri bitkilerdekilerden çok farklıdır. |
|
Süberin: Mantar özü. |
|
|
Süksesyon: Bir bölgede yaşayan çeşitli türlerin belirli bir
zaman içinde birbirlerini izleyerek ortaya çıkmaları; ekolojik
süksesyon. |
|
Süksesyon: Bir bölgede yaşayan çeşitli türlerin belirli bir
zaman içinde birbirlerini izleyerek ortaya çıkmaları;ekolojik
süksesyon. |
|
Sülfamid:
Bakterileri öldüren bir nevi kimyevî madde. |
|
Sülük Gövde: Tutunup sarılmaya yarayan kısa ve uzun sürgünlerden
meydana gelen gövdelerdir. |
|
Sülük
Yapraklar: Bazı bitkilerin sarılmasını ve tutunmasını kolaylaştırmak
amacıyla değişikliğe uğramış yapraklardır. |
|
Süspansiyon |
Katı bir maddenin
parçacıklarının sıvı ya da yine katı bir madde içinde, onun parçacıkları
ile erimeksizin karışması. Süspansiyonda dağılma fazı ve dağılan faz olmak
üzere iki faz vardır. |
|
Süspansiyon :
Katıların sıvı içinde heterojen olarak dağılması ile meydana gelen
sistem. |
|
Süspansiyon: Asıltı. Bir akışkan içinde yüzen sıvı parçacıkların
oluşturduğu sistem. |
|
Süt asidi :
Laktik asit. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|