R plazmidi |
Mikroorganizmanın
antimikrobiyel maddelere dayanıklılığını sağlayan genleri içeren plazmit.
Ayrıca bakınız; direnç faktörü. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Radial
segmentasyon: Embriyoda, oluşan yeni hücrelerin birbirinin üzerine veya
yanına gelecek şekilde ilerlediği segmentasyon tipi. |
|
Radial
simetri: Vücuttan diklemesine (yere paralel olarak) geçen tüm düzlemlerin,
vücudu eşit iki parçaya ayırdığı simetri tipi, ışınsal simetri. |
|
Radiat: Işınsal. Bir merkezden çıkan ve yayılan yapılan için
kullanılır. |
|
|
Radikula (L . Radiculus-kök) : Tohumlu bitkilere ait hipokotilin
kök kısmı. |
|
|
Radula (L . Radula-kazıma aleti) : Kiton, salyangoz, mürekkep
balığı bazı Mollusk’ların sindirim sistemindeki törpüye benzer bir
yapı. |
|
Radula: Yumuşakçalarda, üzerinde kitin diş sıraları taşıyan,
ağız içi rende organı, dişi dil. |
|
|
Radyobiyoloji : Radyasonun canlılar üzerine nasıl etki ettiğini
inceleyen bilim dalı. |
|
|
Radyoekoloji : Radyason ve ekolojik sistem arasındaki ilişkiyi
inceleyen bilim dalı. |
|
|
Radyoimmunoassay |
Radyoaktif
olarak işaretli özel antikorlar kullanılarak antikor veya antijenlerin aranması ve
ölçülmesi için kullanılan çok hassas bir teknik. |
|
Rafe: Ovülün fonikulus ile birleştiği yerde meydana gelen çizgi
ve omurga. |
|
|
Rahilla: Poaceae (Gramineae) ve Cyperaceae familyalarında
spikeletle-ri taşıyan eksen. Çiçeklerin dizildikleri eksen. |
|
Rahis: Bileşik yaprak ekseni. Bileşik yapraklarda yaprakcık
saplanılın bağlı olduğu ana eksen veya bir çiçek durumunda tüm çiçekleri
taşıyan ana eksen. |
|
Rasem: Salkım, tek salkım. Bir ana eksen ve üzerine dizilmiş
saplı çiçeklerden oluşan çiçek kümesi. |
|
|
Rasemus: Salkımsı, salkımlı. Salkım biçiminde gelişen çiçek
kümeleri için kullanılır. Rasem, spika, spadiks, umbella, korimboz,
kapiti-lum çiçek durumlan (basit rasemoz); bileşik panikula, bileşik
spika, bileşik umbella, bileşik korimboz çiçek durumlan (bileşik
rase-moz)'dur. |
|
Rassenkreis (A . Rassenkreis-ırk çemberi) : Bir populasyonun
coğrafik alt türlerinin geniş bir alana yayılmış grupları. Her alt tür
kendisine komşu olandan bazı bakımlardan farklıdır fakat birbirleriyle
çiftleşirler. Ancak serinin iki ucundaki gruplar tamamen farklı olabilir
ve belirgin şekilde birbirleriyle döllenmeleri azalmıştır. |
Raşitizm : Çocuklarda D vitamini yetersizliğinde bacaklarda
görülen X yada O şeklinde çarpıklık. |
|
|
Reabsorbsiyon : Böbreğin kıvrılmış tüplerinin hücreleri
tarafından glomerulus süzücülerinden bazı maddelerin seçilerek emilmesi ve
bu salgıların kana verilmesi için kullanılan terim. |
|
Readycult Enterococci Broth |
Enterokokların
araştırılmasında kullanılan besiyeri. |
|
|
Reçine : Çam, elma, erik gibi bazı odunlu bitkilerin
salgıladıkları katı yada yarı akışkan, yarı saydam, suda çözünmeyen salgı
maddeleri. |
|
Reçine: Bazı odunlu bitkilerin salgıladıkları, katı ya da yarı
akışkan, yarı saydam, suda çözünmeyen salgı maddeleri. |
|
Red-tide:
Dinoflagellata takımında yer alan alglerin, yılın beli dönemlerinde
okyanuslarda çok hızlı bir şekilde çoğalmaları ve bu alglerin içerdikleri
pigmentin renginin suda yoğunlaşması sonucu ortaya çıkan görüntü, kırmızı
kuşak. |
|
Redüksiyon (İndirgenme) : Bir molekül ya da atoma elektronların
eklenmesi, oksidasyonun tersi. |
|
|
Redya (Francesco REDİ, 17. yüzyıl İtalyan doğa bilimcisi) :
Trematoda’ların hayat devresindeki ikinci evre. Salyangozda redyalar
eşeysiz olarak serkaryaları oluşturur. |
|
Reflaktör periyodu : Bir sinir ya da kas lifinin bir impulsa
tepkisinden sonra, yeni bir tepki gösterişe dek geçen zaman süresi. |
|
Refleks (L . Reflexus-geri bükülmüş) : Verilen bir uyartıya
karşı doğuşsal, otomatik ve istemsiz bir tepki şekli olup işe karışan
sinirlerin anatomik ilişkileriyle saptanır. |
|
Refleks : Bir uyartıya verilen ani cevap.Alınan uyartı
sonucunda meydana gelen impulsa, beyne iletilmeksizin verilen cevap. |
|
Refleks Yayı : Bir refleks için sinir impulslarını ileten
duyarlı, bağlayıcı ve motor sinirler dizisi. |
|
|
Refleks yayı: |
Duyu, ara ve motor
nörondan oluşan en basit mekanizma. |
|
|
Refleks yayı: Duyu, ara ve motor nörondan oluşan en basit
mekanizma. |
|
|
Refleks: Keskin bir şekilde geriye doğru kıvrılmış. |
|
|
Refraktometri: Işığın kırılmasına dayanan refraktometre denilen
aletle yapılan ölçme metodu. |
|
|
Regenerasyon : Bir organizmanın kopan ya da yaralanan doku
parçasının yeniden büyümesi. |
|
|
Regülatör Genler : Repressör proteinlerin sentezi için şifre
veren özel genler. |
|
|
Rejenerasyon:
Canlılarda eksilen, bozulan bir yapının tamamlanması, onarımı. |
|
|
Rejenerasyon:
Canlılarda görülen, yaraların ve yıpranmış organların yenilenmesi
olayı. |
|
|
Rekabet |
Belli
bir hayat kaynağı için iki organizma veya iki popülasyon arasında süren
mücadele. |
|
|
Rekapitulasyon : Embriyonun, gelişim seyri içinde evrimsel
atalarının embriyonik gelişim evrelerini kısaca tekrar etmesi. |
|
Rekombinant DNA: Farklı biyolojik kaynaklardan elde edilen DNA
moleküllerinin birleşmesinden oluşan yapı. |
|
|
Rekombinasyon: Mevcut genlerin yeni genotipleri oluşturacak
şekilde bir araya gelmesi. |
|
|
Rekombinasyon: Yeni düzenleşme. Heterozigot bireylerde mayoz
bölünme anında genlerin tekrar gruplanrnası ve yeni kalıtsal biçimler
o-luşturması. |
|
Rekon : Genetik rekombinasyonun en küçük birimi. Genetik
maddenin bir boyutla uzantısındaki en küçük ve kendi arasındaki yer
değiştirebilen fakat rekombinasyonla bölünemeyen elemanı. |
|
Rekontaminasyon |
Mikroorganizmalarından
arındırılmış gıda ya da çevresel bir örneğin yeniden kontamine
olması. |
|
Rektum:Kalın bağırsağın anüsle sonlanan düz kısmı. |
|
|
Renal (L . Renalis-böbrek) : Böbreğe ilişkin. |
|
|
Renal Kürecik (L . Renalis-böbrek) : Korpüskül. Bir böbrek
tübülünü çevreleyen Bowman kapsülü ve bir glomerulustan oluşan yapı. Süzme
ve sidik oluşmasının ilk evresi burada olur. |
|
Reniform: Böbrek şeklinde. Ayası böbrek şeklinde olan basit
yaprak. |
|
|
Renin : Mide mukozası tarafından salgılanan enzim. Bu enzim
sütün proteini olan kazeini, çözülebilir bir durumdan çözülemez bir madde
şekline sokar. Böylece süt kesilmiş olur. |
|
Reovirüs |
Solunum
yol ve sindirim kanalı hücrelerinde yerleşen, her zaman hastalığa neden
olmayan, kapsit oluştuğunda mRNA' lar meydana getiren ve konukçu hücrenin
sitoplazmasına gönderen, çift RNA ipliği olan, üzerinde örtüsü bulunmayan,
ikozahedral şekilli bir hayvan virüsü. |
|
Replikasyon:
DNA'nın kendini eşlemesi. |
|
|
Replikon : DNA molekülünde bir kopyalama kökeni kapsayan
ve peş peşe kopyalanan nükleotit dizilerinden oluşan uzunluk. |
|
Repressör : Spesifik bir genin protein sentezini yapmasını
bastıran regülatör bir genin oluşturduğu protein maddesi. |
|
Reprodüktif |
Çoğalabilen, çoğalma
yeteneğine sahip olan |
|
|
Reseptakulum: Çiçek tablası. Yalın çiçek tablası. Çiçek sapının
uç kıs mında genişliyerek bir tablo alması. Çiçekler bu tablo üzerinde
bulunurlar. eş anl. Torus. |
|
Reseptör |
Hücre
içinde ya da üzerinde hormon, ilaç, virüs vb. nin özel olarak bağlandığı
ve bazı hallerde özel bir hücre cevabının verilmesine yol açan veya
bunların hücreye girmesini sağlayan, protein, glikoprotein ya da
oligosakkaritlerden oluşan yer ya da yapı. |
|
Reseptör : Belirli bir uyartıya tepki gösteren duyarlı bir sinir
ucu. |
|
|
Reseptör : Canlılarda, dıştan gelen uyartıları alan almaç. |
|
|
Reseptör:
Belirli kimyasalların veya uyartıların tanıyıcısı konumunda olan, bazı
hallerde de bunların hücreye girmesini veya bunlara karşı bir cevabın
oluşturulmasını mümkün hale getiren yer veya yapı, almaç. |
|
Reseptör:
Çeşitli uyarıları alabilen ve duyu organlarının yapısında bulunan
özelleşmiş hücre, hücre grupları veya sinir uçları. Almaç |
|
Resesif gen: Etkisini fenotipte gösteremeyen ve çekinik olan
gen. |
|
|
Restriksiyon
enzimi: DNA'yı parçalamaya, kesmeye yarayan enzimler. |
|
|
Resupinat: Korollanın burularak 180° dönmesi. Alt dudak üste,
üst dudak alta gelmiş olur. |
|
|
Retikulat: Ağsı. Tohum yüzeyinin ağsı, ağa benzer bir yapı ile
kaplı olması veya yaprak damarlarının ağa benzer şekilde olması. |
|
Retikulat-areolat: Yüzeyin ince hatlarla sınırlanmış ağsı
yuvarlak şekillere benzemesi. |
|
|
Retikulum (L . Rete-ağ) : Hücre içinde ya da hücreler arasında
matriksteki fibril ya da lif ağı. |
|
|
Retina (L . Rete-ağ) : Saydam sıvıyı çevreleyen ve arka tarafta
optik sinirle devam eden göz yuvarlağının en içteki üçüncü tabakası. Işığa
duyarlı reseptör hücreleri, çomakları ve konileri kapsar. |
|
Retina:
Gözde en iç kısımda bulunan, ışığa duyarlı hücrelerin, duyu sinirlerinin
ve pigmentlerin bulunduğu, çift katlı ağ tabaka. |
|
Retina:Gözün ağ tabakası. |
|
|
Retrors: Geriye ve aşağıya kıvrılmış. Genellikle tüyler için
kullanılır. |
|
|
Retroviridae |
Lösemiye
ve hayvanlarda tümörlere yol açan onkovirüslerin bulunduğu 100-120 nm
çapında, ikozahedral kapsidli bir virüs familyası. |
|
Retus: Yaprak ucunda kısa bir girinti bulunması. |
|
|
Revulat: Geriya yuvarlanarak kıvnlmış. Yaprak kenarlarının
geriye doğru yuvarlak bir biçimde kıvrılmaları. |
|
|
Rezistan |
Dirençli, dayanıklı. |
|
|
Rezistans |
Direnç, mukavemet. |
|
|
Rezonans Sistemi : Yapısındaki atomları hareket ettirmeksizin
dıştaki elektronları çeşitli yollarla düzenleyebilen atomların birbirine
bağlı olduğu bir sistem. |
|
Rezorbsiyon |
Emilme. |
|
|
Rhabdoviridae |
Kuduz
ve bazı hayvan hastalıklarına neden olan, 70-180 nm büyüklüğünde tek
iplikli RNA içeren, kılıflı, kılıf üzeri çıkıntılarla kaplı, uzun şekilli
bir virüs familyası. |
|
Rhizobium |
Baklagillerin
köküne yerleşerek onlarla ortak yaşayan, baklagillerden besin maddesi alan
ve buna karşılık olarak onlara havanın serbest azotunu fikse eden, Gram
negatif, spor oluşturmayan, çubuk şeklinde bakteriler. |
|
Rhodophyta (Y. Rhodon-gül+Phykos-alg) : Kırmızı algler filumu.
Hemen hemen tümüyle okyanuslarda bulunurlar. |
|
Riboflavin :
(Laktoflavin) :
B2 vitamini. |
|
|
Ribonükleik Asit (RNA) : Riboz şekerini içeren nuleik asit. Hem
nukleus hem de sitoplazmada bulunur ve protein sentezlenmesinde önemli bir
moleküldür. |
|
Ribozim : Ortamda herhangi bir protein bulunmadığı zaman
enzim özelliği gösteren saf RNA. |
|
|
Ribozom :
Hücrede protein
sentezinin
yapıldığı organel. |
|
|
Ribozom:
Protein sentezinden sorumlu olan organel. |
|
|
Ribozomlar : Protein ve ribonükleik asitten oluşmuş ve
sitoplazmada serbest olarak ya da hücrenin endoplazmik retikulum zarına
bağlanmış olan küçük granüller. Protein sentez yeri. |
|
Rikettsia (Howard T. RİCKETTS, 19. yüzyıl amerikan pataloğu) :
Büyüklük ve karmaşıklık yönünden virüs ve bakteri arasında geçit oluşturan
ve hastalık yapan bir organizma tipi. Kene ve böceklerin hücrelerinde
parazittir. Hastalık, böcek ve kenenin ısırmasıyla insana geçer. |
|
Ripidium: Yanal çiçek saplan bir sağa bir sola doğru yönelmiş ve
aynı düzlem üzerinde olan çiçek durumu. |
|
|
Rizoid/rizoit: Kökçük. |
|
|
Rizoidler (Y. Rhiza-kök+Eides-şekli) : Karayosunları, eğrelti
otları, bazı mantar ve likenlerin gövde dibinden çıkan ve kök ödevi gören,
renksiz, tüysü emici uzantılar. |
|
Rizokarpik: Toprak üstü parçalan (gövde, dal, çiçek) hayat
devreleri bir yılda tamamlar ancak kökleri uzun yıllar yaşar. |
|
Rizom (Y. Rhizoma-köksü gövde) : Buğdaygiller ve eğreltilerde
bulunan ve toprak üstü yapraklarını oluşturan bir toprak altı gövde
başkalaşımı. |
|
Rizom: Genellikle toprak altında bulunan ve yukarı doğru
filizler, aşağıya doğru kökler veren kalın, yatay gövde. |
|
|
Rizom: Toprak altı gövdesi. Toprak altında yatay olarak gelişir
ve ekseni boyunca kökçükleri vardır. Yapraklan pulsu bir yapıda olup,
terminal ve lateral tomurcukları bulunur. |
|
Rizom:
Toprak altında yatay olarak bulunan, üzerinde ek kökler taşıyan
gövdelerdir. |
|
|
RNA polimeraz : DNA dan RNA sentezini gerçekleştiren
enzim. |
|
|
RNA Tümör Virüsleri |
Hayvanlarda
tümörlere neden olan RNA virüsleri. |
|
|
RNA Virüsleri |
Genetik
materyal olarak RNA'ya sahip reoviridae, retroviridae familyasına mensup
virüsler. |
|
Rodopsin (Y. Rhodos-gül+Opsis-görme) : A Vitaminin bir türevi
ile bir protein olan opsinden yapılmış gözün retinasındaki bir maddedir.
(görme erguvanı) Beyne bir impuls göndermek üzere reseptör hücreyi uyaran
ışık tarafından bir kimyasal reaksiyon başlatılır ve görme
gerçekleştirilir. |
|
Rodopsin
: Göz organında bulunan ve fotonun ilk olarak çarptığı bir çeşit
protein. |
|
|
Rombik: Baklavamsı yaprak. Ayanın en geniş yeri orta kısmı olup
bir açı meydana getirir, kenarlar yaprak ucuna ve tabanında düz bir hat
şeklinde uzanır. |
|
Rosulat: Gülcük, Gülcüklü yaprak kümesi. Bitişme noktası
çevresinde yoğun bir şekilde kümelenmiş yaprak kümesi veya pulsa
yapılar. |
|
Rotat: Tekerlek şeklinde. Korolla lobları bir düzlem üzerinde
yayılmış νe tekerlek parmakları gibi düzenlenmiş olup, korolla tübü çok
kısadır. |
|
Rotundat: Dairemsi, daireye yakın şekilde olan. Yaprak ayasının
daire şeklinden (orbikular) oblong (dikdörtgensi) şekle rneyil etmesi. |
|
Rugos: Buruşuk. Yüzeyde düzgün olmayan belirgin hatların
bulunması. |
|
|
Ruminat: Yüzeyin düzgün olmayan bir çok kanalcıklar ile.
girintili çıkıntılı ve koyulu açıklı bir tonda kaplanmış olması. |
|
Runsinat: Geriye doğru oymalı. Yaprak ayası derin oymalı ve
lobları yaprak tabanına doğru yönelmiş basit yaprak. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|