Kabuk:
Tohum taslağının dış çeperinin kalınlaşmasıyla meydana gelen yapıya
denir. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kadavra:
Tıp öğreniminde üzerinde çalışmak için hazırlanmış ölü insan ya da hayvan
vücudu. |
|
Kafein : Kahve taneleri ve çay yapraklarında bulunan,
merkezi sinir sistemi üzerinde uyarıcı etkisi olan, fosfodiesteraz
aktivitesini engelleyen bir pürin alkaloit. |
|
Kala-azar |
Leishmania donovani parazitinin
sebep olduğu, tatarcıkların ısırması ile insan vücuduna geçen, yüksek
ateş, anemi, dalak ve
karaciğer lezyonları ile belirgin ağır enfeksiyoz hastalık. |
|
Kalaza : Kuş yumurtalarında vitellusu (yumurta sarısı)
karşılıklı iki taraftan zara bağlayan iki sarmal banttan her biri. |
|
Kalaza: Tohum taslağı yatakcığının taban kısmı. |
|
Kalıtım : Canlının genetik şifresinin kendisinden sonra
gelen nesle/yavrulara aktarılması. |
|
Kalıtım:Genetik) Canlıların ana- baba ya da akrabalarıyla olan
benzerlik ve farklılıklarını açıklayan, bunların nesilden nesile nasıl
geçtiğini araştıran bilim dalı. |
|
Kalibrasyon :
Kalibre etmek, ayar etmek. |
|
Kaliks (Y. Kalyx-tomurcuk, fincan) : Fincan biçiminde organ ya
da boşluktur. Bir tam çiçekte en dış halkayı oluşturan
yapraklardır.(sepaller) |
|
Kaliks: Çanak. Bir çiçekte korolla'nın (taç) dışında bulunan
yeşil renkteki örtü yaprakları. |
|
Kalikulus: eş anl. Epikaliks. |
|
Kaliptra: Kökün ucunu yüksük gibi saran ve koruyan doku. |
|
Kalitatif:
Miktarını
bulmadan,
bir maddenin olup olmadığının araştırılması. |
|
Kalkerat: Mahmuzlu. Korollasında mahmuz şeklinde uzantısı
olan. |
|
Kalori : Bir gram suyun sıcaklığını bir derece yükseltmek için
(14,5oC’ den 15,5oC’ye) gereken ısı. Kilokalori bunun bin katıdır. |
|
Kalorimetri :
Kalori ölçmeye dayanan tayin. |
|
Kalsitonin : Tiroid bezi tarafından salgılanan, kemiklerde
kalsiyum depolanmasını hızlandıran bir hormon. |
|
Kambiyum (L . Cambialis-değişme) : Birçok trakofil bitkilerin
gövde ve kökünde meristem hücrelerden oluşan ve bölünerek sekonder ksilem
ve sekonder floem tabakasını yapan tabaka. |
|
Kambiyum:
Bitkilerin iletim demetlerinde, bir ya da birkaç sıra meristematik hücre
tabakasından oluşan, ikincil kalınlaşmayı ve enine büyümeyi sağlayan
doku. |
|
Kambiyum: Çift çenekli bitkilerin gövde ve kökünde yer alan ve
meristem hücrelerinden oluşan tabaka; yeni odun ve soymuk tabakaları
oluşturarak bitkinin kalınlaşmasını sağlar. |
|
Kambiyum:
Çift çenekli bitkilerin kök ve gövdelerinin kalınlaşmasını sağlayan
meristem dokudur. |
|
Kambiyum:
Kök ve gövdenin enine büyümesini sağlayan dokulardır. |
|
Kampanulat: Çan şeklinde. Korollanın çan şeklinde olması. |
|
Kamplitrop: Kıvrık tohum taslağı. Döllenme geşidi (mikrofil) ile
yatak-cık tabanını (kalaza) birbirine yaklaştıracak şekilde kıvrılmış olan
tohum taslağı. |
|
Kan plazması |
Kanın, sıvı halde bulunan hücreler arası maddesi.
Kanın şekilli elemanlarından arındırılmış fakat fibrinojen bulunduran sıvı
kısmı. |
|
Kan serumu |
Vücut dışına alınan kanda,
hücreler ile fibrinojenin fibrin haline dönüşüp hücrelerle birlikte
ayrılmasından sonra geriye kalan renksiz sıvı. |
|
Kanalikulat: Boydan boya oyuklu. kanallı. Genellikle petiol veya
orta damar için kullanılır. |
|
Kanlı
Agar |
Hemoliz
reaksiyonun belirlenmesi için kullanılan besiyeri. |
|
Kanser : Organizmada meydana gelen ve hücreleri kontrolsüz
büyüyen kötü huylu tümörlere verilen genel ad. |
|
Kantitatif :
Aranan maddenin miktarının bulunmasıyla ilgili. |
|
Kapalı
Demet: Odun ve soymuk boruları arasında kambiyum bulunmayan demetlere
kapalı demet denir. |
|
Kapalı
dolaşım: Kanın kalp ve damarlardan oluşan kapalı bir sistem içerisinde
dolaşmasıdır. |
|
Kapalı
Tohumlu Bitki: Gerçek çiçek ve kapalı bir tohum taslağı bulunduran
bitkilerdir. |
|
Kapan
Yapraklar: Böcekçil bitkilerde böcekleri yakalamaya uygun hale gelmiş
yapraklardır. |
|
Kapiller (L . Capillaris-saç gibi) : Atar ve toplardamarı
birleştiren ve dokuların içine yerleşmiş bulunan mikroskobik ve ince
duvarlı damar. |
|
Kapitat: Başcıklı. Yoğun bir şekilde toplanarak başak meydana
getirmiş veya birdenbire genişleyerek küresel duruma gelmiş yapı. |
|
Kapitulum: Kömeç, başçık. Sapsız çiçeklerin etlenmiş bir ana
eksen üzerinde sık ve çok sayıda yerleşerek oluşturdukları salkımsı çiçek
durumu. |
|
Kapneik |
Yükseltilmiş
(yaklaşık %3) karbondioksit atmosferinde optimum gelişme gösteren.
Kapnofilik. |
|
Kapneik İnkübasyon |
Yaklaşık
%3 karbondioksit atmosferinde yapılan inkübasyon. Ayrıca bakınız; mum
kavanozu. |
|
Kapsit : Virüslerin nükleik asitinin dışında bulunan, bazı
virüslerde tek tip, diğerlerinde birkaç tip proteinden oluşan protein
kılıf. |
|
Kapsit: Virüslerin çekirdek asitlerinin dışında bulunan, tek tip
ya da birkaç tip proteinden oluşan kılıf. |
|
Kapsomer |
Virüslerde
nükleik asidi saran, proteinden oluşmuş kapsidi meydana getiren ve tek bir
gen ile kontrol edilen protein birimler. |
|
Kapsül |
Sitoplazmik zar tarafından
oluşturulan, polisakkarite benzer yapıda, çoğu kere fagositozdan korunmada
etkili ve dolayısı ile bakterinin patojenitesini artıran, bakteriyi kuru
hava koşulları, litik enzimler gibi dış etkenlerden de koruyan bir
oluşum. |
|
Kapsül: Koruncak. Bileşik (sinkarp) bir ovaryumdan oluşmuş en az
iki karpelden (meyva yaprağı) meydana gelmiş, kendiliğinden açılan çok
tohumlu kuru bir meyva. Açılma biçimlerine göre değişik isimler alır.
Septisid, dentisid, lokolisid, porisid kapsül gibi. |
|
Karaciğer :
Diyaframın
altında ve karın boşluğunun sağında bulunan organ. |
|
Karantina |
Bulaşıcı
bir hastalığa maruz kalmış ya da hastalığın inkübasyon süreci içinde
hastalığa yakalanmış olma potansiyeli olan insan ya da hayvanların bu
hastalığı yaymalarının önüne geçmek için hareketlerinin kısıtlanması,
hastalığın görüldüğü bölgeden dışarı çıkmalarının engellenmesi. Karantina
deyimi fiziksel ve kimyasal kirliliklerin yayılmasını, gıda ve çevre
örnekleri ile diğer canlılara bulaşmasını önlemek için belirli bir bölgeye
giriş ve çıkışların önlenmesi anlamında da kullanılır. Örneğin bir gıda
işletmesi laboratuvarında kırılan bir cam erlenin gıdaya taşınmasını
önlemek için laboratuvar karantinaya alınır ve kırık tüm parçalar
bulunduktan sonra karantina kaldırılır. |
Karbohidrat |
Kimyasal
bileşimi sadece karbon (C),
oksijen (O), ve hidrojen (H) olan ve genellikle hidrojen atom sayısı
oksijen atom sayısının iki misli olan şekerler, nişasta, selüloz gibi
bileşiklerin genel adı. |
|
Karboksil Grubu |
-COOH |
|
Karbonhidrat :
C, H ve O'den meydana gelen hücreye enerji sağlamakla görevli organik madde. |
|
Karbonhidrat : (CH2O) oranında karbon, hidrojen ve oksijen
organik bileşiklerdir. Şekerler, nişasta ve selüloz. |
|
Karışım : Değişik oranda birleşebilen iki ya da daha fazla cins
atom ya da molekül içeren çözelti. |
|
Karina: Omurgalı, sıtlı. Petal veya sepalin alt yada eksenden
uzak yüzünde (abaksial) boydan boya bulunan çıkıntı. |
|
Karnivor (L . Carno-et+Vorare-yemek) : Etobur. Et yiyen
hayvan. |
|
Karnivor: Hayvansal besinler ile beslenen canlılar. |
|
Karoten (L .Carota-havuç) : Tatlı patates ve yapraklı sebzelerde
bulunan sarı,turuncu veya kırmızı renk maddesi. Hayvan vücudunda A
vitaminine dönüştürülür. |
|
Karotenoid:
Sarı, turuncu, kırmızı veya kahverengi olan; yağda çözünebilen, çoğunlukla
fotosentez tepkimelerinde de görev alan, bitkilerin çiçek ve meyve
kısımlarında bulunan pigment grubu. |
|
Karpel: Meyva yaprağı. Çenet. Bileşik karpelli (sinkarp)
ovaryumlarda ovaryumu oluşturan yapıların her biri. |
|
Karpel:
Tohum taslaklarını ve özellikle tohumları örtmek için birkaç
makrosporofilin kendi üzerlerine katlanarak ya da biraraya gelerek
oluşturdukları tek ya da çok gözlü olabilen tohum zarfları. |
|
Karpofor: Merikarp sapçığı. Merikarpları birbirine bağlayan ince
sapçık. Umbelliferae meyvalarında olduğu gibi. |
|
Karyokinez (Y. Karyon-nukleus+Kinesis-hareket) : Mitoz bölünmede
çekirdek bölünmesidir. |
|
Karyopsis: Buğdaysı meyva, tohumsu meyva. Üst durumlu bir
ovaryumdan gelişen ve tohum kabuğunun (testa) meyva kabuğundan (per-karp)
ayrılmayacak bir şekilde birleştiği tek tohumlu açılmayan kuru bir
meyva. |
|
Karyotip (Y. Karyon-nukleus+typos-tip) : Bir bireydeki kromozom
takımının sayı ve büyüklük bakımından özelliği. |
|
Kas tonusu: İskelet kaslarının, dinlenme durumundaki kasılı
hali. |
|
Kas tonusu:İskelet kaslarının,dinlenme durumundaki kasılı
hali. |
|
Katabolizma |
Maddelerin
yüksek terkiplerinin, dokularda yakılarak daha basit bileşimde maddeler
meydana gelmesi. Ayrıca bakınız; anabolizma. |
|
Katabolizma (Y. Katabole-yıkılma) : Canlı hücre içinde karmaşık
moleküllerin basit moleküllere parçalanmasına ve enerjinin açığa çıkmasına
neden olan kimyasal reaksiyonlar. |
|
Katalaz |
Hidrojen
peroksidin su ve oksijene ayrılmasını sağlayan enzim. |
|
Katalizör (Y. Katalysis) : Kimyasal reaksiyonun hızını
düzenleyen maddedir. Bu olmadan reaksiyon son noktaya ulaşmaz. |
|
Katalizör: Kimyasal tepkimeye katılmadan tepkimenin hızını
artıran madde |
|
Katyon (Y. Kata-aşağı+İon-giden) : Pozitif yüklü iyon. |
|
Kaudat: Yaprak ucunda uzunca, yumuşak ve kuyruğa benzer bir
yapının bulunması. |
|
Kaulesent: Gövdeli. Toprak yüzeyinin üstünde belirgin bir
gövdesi bulunan. |
|
Kazein:Sütte bulunan bir çeşit protein. |
|
Kazeinaz |
Kazein parçalayan bir
çeşit proteaz enzimi. |
|
Kazeolitik |
Kazein
parçalama yeteneğinde olan. Kazeinaz enzimi içeren mikroorganizma. |
|
Kazık
kök: Ana kökün yan köklerden daha fazla gelişme göstermesi. |
|
Keliser (Y. Chele-çengel+Keras-boyun) : Örümcek, akrep ve öteki
Arachnida’ların başında bulunan pens biçimindeki ekstremite. |
|
Kemoheterotrof |
Organik
maddeleri enerji ve karbon kaynağı olarak kullanan organizmalar. Hayvanlar
alemi, fungi, bakterilerin bir bölümü bu grup canlılara örnektir. |
|
Kemolitotrof |
Kimyasal
bileşikleri enerji, inorganik maddeleri elektron kaynağı olarak kullanan
organizma. Ayrıca bakınız; litotrof ve kemoorganotrof. |
|
Kemoototrof |
Karbon dioksiti esas karbon
kaynağı olarak kullanarak inorganik bileşiklerin oksidasyonundan enerji
sağlayan organizmalar. |
|
Kemoreseptör : Kimyasal uyarımları alan duygu organı ya da
hücresi. |
|
Kemoreseptör:
Kimyasal maddelere karşı duyarlı olan almaçlar. |
|
Kemosentetik
Mikroorganizmalar |
Yüksek bitkilerde metabolizma
sonucu meydana gelen son ürünü kullanarak bazı elementlerin doğadaki
devirsel değişimlerini sağlayan mikroorganizmalar. Kemosentez yapan
organizmalar. Organik bileşiklerin biyosentezini yapan organizmalar. |
|
Kemotaksi |
Bir
kimyasal maddeye doğru (pozitif kemotaksi) veya bir kimyasal maddeden
uzağa (negatif kemotaksi) doğru organizmanın hareketi. |
|
Kemotrof |
Kimyasal
maddeleri enerji kaynağı olarak kullanan organizma. Ayrıca bakınız;
kemoototrof, kemoheterotrof. |
|
Kemotropizma (Y. Chemeia-kimya+Tropos-dönüş) : Kimyasal uyarıma
büyüme tepkisi. |
|
Kemotropizma:
Bitkilerin kimyasal maddelere yada kimyasal maddelerden uzaklaşma yönünde
gösterdiği tropizmaya denir. |
|
Keratin (Y. Keratos-boynuz) : Omurgalıların epidermisinde ve
tırnak, tüy, saç, boynuz ve benzerlerinde bulunan boynuzsu, suda
çözünmeyen bir protein. |
|
Keratin:Omurgalı hayvanların derisinin,tırnak,saç,boynuz gibi
yapılarında bulunan, suda çözünmeyen sert protein. |
|
Keton Yapılar : Yüksek yoğunluklarda zehirleyici olan tam
oksitlenmemiş yağ asitleridir. İdrarla dışarı atılır, asidozise neden
olur. |
|
Ketozis :
İdrarda keton cisimlerinin çıkması. |
|
Kılıflı Virüsler |
Bazı
virüslerde kapsidi çevreleyen, konakçı hücrenin plazma zarından virüs
ayrılırken üzerini saran ya da virüs nükleik asitlerince şifrelenerek
konakçının maddelerince sentezlenen, bazen üzerinde glukoprotein
komplekslerinin oluşturduğu çivi gibi çıkıntılarla kaplı olan bir kılıf
yapısı olan virüslere verilen ad. Kılıflı sarmal nükleik asit içeren
virüsler ve kılıflı ikozahedral virüsler gibi. |
|
Kimera (Y. Chimaira-ateş saçan aslanbaşlı, keçi gövdeli, yılan
kuyruklu mitolojik yaratık) : Vücudunda aynı ya da farklı türlerin
zigotundan türeyen hücre populasyonuna sahip olan bireydir. Doğal olarak
ikizlerde görülebilir ya da yapay olarak oluşturulur. |
|
Kimoz: Talkımsı, talkımlı. Çiçek sapın ucundadır. Talkımsı çiçek
kümeleri ana sapın dallanma durumuna göre isimlendirilir. Yalın talkım
(monokasyum), çatallı talkım (dikasyum), çok çatallı talkım (pleiokazyum)
gibi. |
|
Kines (Y. Kinesis-hareket) : Bir organizmanın bir uyartıya
göstermiş olduğu tepki. Tepkinin yönü uyartının yönüne bağlı
değildir.(taksisteki durumun aksine) |
|
Kinestesis (Y. Kine-hareket+Aiathesis-algılama) : Bizi,
vücudumuzun çeşitli kısımlarının hareketi ve durumu hakkında haberdar eden
duygu. |
|
Kingdom |
Alem |
|
Kininler : Kanda ve dokularda yapılan ve kan damarlarında, düz
kasta ve bazı sinir uçlarında iş gören polipeptidlerdir. Örneğin
bradykinin ya da kalidin, adenin içeren gruplardan birisi doku
kültüründeki bitki hücrelerinin büyümesini ve bölünmesini artırır. |
|
Kirby-Bauer Testi |
Kimyasal
ilaçlarla yapılan tedavilere mikropların duyarlılığını tayin etmek için
kullanılan bir agar difüzyon testi. Disk difüzyon testi. |
|
Kirpik (L . Cilium-göz kapağı) : Hücrelerin serbest yüzeyi
üzerinde kirpiksi sitoplazmik çıkıntı. Düzenli titreşerek hücrenin
hareketini sağlar. |
|
Kitin (Y. Chiton-kısa kollu entari) : Eklembacaklıların dış
iskeletini ve birçok mantarın hücre duvarını teşkil eden, suda erimeyen,
boynuz özelliğinde bir protein-polisakkarittir. |
|
Kitin :Eklembacaklı hayvanlarda dış iskeleti oluşturan proteinli
polisakkarit |
|
Kitin:
Böceklerin dış iskeletini oluşturan protein ve polisakkarit yapısındaki
maddedir. |
|
Kitin:
Oldukça dayanıklı yapıda, N-asetil glikozamin'den meydana gelmiş, bir tür
nötr polisakkarit. |
|
Klavat: Ucu topuzlu, topuz şeklinde. Uca doğru düzgün bir
şekilde kalın-laşarak ucun topuz şeklini alması. |
|
Klavellat: Ucu topuzlu, topuz şeklinde. Uca doğru düzgün bir
şekilde ka-lınlaşarak ucu topuz şeklini almış tüyler. |
|
Klayn
(Y.Klinein-meyilli olmak) : Yayılma alanın bir ucundan ötekine yapı
ya da işlev bakımından sürekli değişkenlik serisi. |
|
Kleidoik Yumurta (Y. Kleidouchos-anahtarlık) : Embriyosu bir
larval evreden geçmeden doğrudan doğruya minyatür bir ergine dönüşen
sürüngen,kuş ve ilkel memeli hayvan yumurtası. |
|
Klimaks
Kommünite : Süksesyonda ulaşılan en son ve kararlı kommünitedir. Klimaks
kommünite çevre koşullarıyla denge halinde olup belli bitki hayvan ve
türlerine sahiptir. |
|
Klimatik Göç |
Hayvanların
hava koşulları nedeniyle yaptıkları göç. Zoonozların yayılmasına neden
olur. |
|
Klitoris (Y. Kleitoris-küçük tepe) : Vulvanın ön kısmında erkek
penisine karşılık ereksiyon yapabilen bir yapıdır. |
|
Kloak (L . Cloaca-lağım) : Aşağı omurgalı hayvanların çoğunda
sindirim, boşaltım ve üreme sisteminin açıldığı oda. |
|
Kloak: Bazı canlı gruplarında, sindirim, boşaltım ve üreme
sistemlerinin son ürünlerinin dışarı bırakıldığı ortak tek açıklık. |
|
Kloak:Kuşlar gibi omurgalı hayvanların sindirim,boşaltım ve
üreme sisteminin açıldığı bölüm. |
|
Klon : Bir atasal hücreden mitoz bölünmeyle oluşan hücre
populasyonu. |
|
Klon: Genetik olarak birbirinin aynı olan canlılar. |
|
Klon:Genetik olarak birbirinin aynı özellikte olan canlılar |
|
Klorenkima (Y. Chloros-yeşil+Phyllon-yaprak) : Klorofilli bitki
dokusu. |
|
Klorofil |
1.Işığa
duyarlı bir tetrapirol halkası ile merkezde
magnezyum atomu olan ve
fotosentezde gerek duyulan yeşil pigment. |
2.Fotosentez olayında güneş
ışığı enerjisini kimyasal enerjiye çeviren
önemli pigment.(renk maddesi) |
3.Fotosentez
olayında güneş enerjisini kimyasal enerjiye çeviren yeşil pigment maddesi. |
4.
Fotosentez tepkimelerinde güneş enerjisini kimyasal enerjiye çeviren,
yapısında Magnezyum (Mg) içeren, yeşil pigment maddesi. |
|
Kloroplast |
1.Fotosentetik
ökaryotların klorofil içeren organeli. |
2. Bitki hücrelerinin klorofil
taşıyan organıdır. Fotosentez
merkezidir. |
3.Yeşil renkli klorofil pigmentini taşıyan plâstitlerdir. |
4.Bitkilerde yeşil rengi
sağlayan plâstit. |
|
Knidosit: Omurgasızlarda görülen, içinde yakıcı kapsüller
taşıyan, savunma veya beslenmede görevli olabilen özelleşmiş hücreler. |
|
Koagulum : Pıhtı. |
|
Koagülasyon :
Pıhtılaşma. |
|
Koagülaz |
Patojen
stafilokoklar tarafından salgılanan ve kanda fibrinojenden fibrin
oluşturarak insan ve çeşitli hayvan plazmalarını pıhtılaştıran bir
enzim. |
|
Koanosit (Y. Choane-huni+Kytos-boş kab) : İnce bir sitoplazmik
yakası olan kamçılı hücredir. Bazı bir hücreli hayvanlar ve süngerlere
özgüdür. |
|
Kobalamin : B12 vitamini. Alyuvarların yapımında esas
maddedir. |
|
Koch
Basili |
Tüberküloz
basiline, bulanın adına izafeten verilen ad. Ayrıca bakınız;
tüberküloz. |
|
Kodon : Bir amino asidin, kodonu oluşturan üç komşu nükleotidin
diziliş biçimi. |
|
Kodon: 1.Özel bir amino asiti şifreleyen ve üç nükleotitten
oluşan birim. |
|
Koenositik Hif |
Septa
bulunmadığı için tek çekirdekli hücre benzeri birimlere bölünmeyen fungus
iplikçikleri. |
|
Koenzim (L . Cum-ile+Y. En-içinde+Zyme-maya) : Bazı enzim
reaksiyonları için gerekli olan ve enzime gevşek olarak bağlı bulunan
kısım. |
|
Koenzim :1.Enzimi aktif hale getiren kısmı. |
|
2.DNA
veya RNA ipliğinde 3 nükleotitten oluşan ve amino asitleri kodlayan
birim. |
|
Koful:
İçinde öz su olan, hücrede madde alış - verişinde rol oynayan
organel. |
|
Kohezyon:Aynı cins moleküller arasındaki çekim kuvveti. |
|
Kohlea (Y. Kochlias-salyangoz) : İç kulağın bir kısmıdır. Salyangoz kabuğu biçiminde iki
buçuk dönüş yapan borusal yapı. |
2.Bir enzimi aktif hale getiren,
enzimin protein olmayan organik bileşeni. |
|
Kohlea:İç kulakta salyangoz da bulunan yapı. |
|
Kok |
Küresel
ya da sferik (beyzi) biçimdeki bakteri hücresi. |
|
Kokobasil |
Morfolojik
olarak yuvarlak (kok) ile çubuk (basil) arasında yer alan bakteriler. |
|
Kokoid |
Yuvarlak, kok şeklinde |
|
Kokon: İçine yumurta ya da tohumların bırakıldığı yapı. |
|
Kokus (Y. Kokkos-dut) : Bir mikrondan küçük yuvarlak bakteri. |
|
Kolajen (Y. Kolla-zamk+Gennan-üretmek) : Bağ doku lifleri içinde
bulunan ve kaynatılınca jelatine dönüşen protein. |
|
Koleoptil (Y. Koleo-kılıf+Ptile-tüy) : Tek çenekli bir bitki
sürgününün açılmamış olan yaprağını saran silindir biçimindeki kılıf. |
|
Kolera |
Vibrio cholerae
'nın neden olduğu hastalık.
. |
|
Kolesistokinin: İnce bağırsaktan salgılanan ve karaciğeri uyaran
hormon. |
|
Kolestrin : Kolestrol. |
|
Kolestrol:
Serumun bileşiminde bulunan madde. |
|
Koleteral: Ksilem
ve floemin üstüste bulunması. |
|
Koli
Basili |
Escherichia
coli 'nin halk arasında bilinen adı. Ayrıca bakınız; Escherichia
coli. |
|
Kolifaj |
E. coli
bakterisine saldıran bir bakteriyofaj. |
|
Koliform Bakteriler |
Gram
negatif, spor oluşturmayan, laktozdan 35-37 C 'da 48 saat içinde gaz
oluşturan fakültatif anaerob çubuk şeklindeki bakterilerin genel adı.
Gıdalarda genel hijyenik kalitenin göstergesidir. . |
|
Kolineerik : RNA’nın nükleotid kodonlarının linear dizilimiyle,
polipeptitte bu dizilişle kodlanan amino asitlerin lineer sıralanışı
arasındaki haberleşme. |
|
Kolistin |
Genellikle
anaerobik bakterilerin selektif izolasyon ve ön identifikasyonunda
kullanılan bir antibiyotik. |
|
Kollenkima (Y. Kolla-zamk+En-içinde+Chymos-özsu) : Gövde ve
yaprak sapında epidermisin hemen altında bitkiye destek sağlayan ve
köşeleri kalınlaşmış hücrelerden oluşan dokudur. |
|
Kollikulat: Tohum yüzeyinin yuvarlak geniş tepeciklerle kaplı
olması. |
|
Kolloblast (Y. Kolla-zamk+Blastos-tomurcuk) : Ktenoforlar’da avı
yakalamak için kullanılan yapışkan hücre. |
|
Kolloid: Parçacık
büyüklüğü 1-100 mm olan madde |
|
Kolloid:
Parçacık büyüklüğü 1-100mµ (milimikron) olan madde. |
|
Kolloit (Y. Kollodes-yapışkan) : İki fazlı bir sistemdir.
Parçacık büyüklüğü 1-100 mµ
olan bir faz, ikinci fazın içinde dağılmıştır.Tiroid bezinde olduğu gibi
bir boşluğun çevresinde bir sıra halinde bulunan küçük epitel hücreleri
tarafından salgılanan jelatinimsi madde. |
|
Koloni |
Katı besiyerine
ekilen bir tek mikroorganizma hücresinin çoğalarak oluşturduğu ve böylece
çoğu kez milyonlarca hücreden meydana gelen, çıplak gözle görülebilen
hücre topluluğu. Klon. |
|
Koloni Oluşturan Birim (kob) |
Bir
materyalde katı besiyeri kullanılarak mikroorganizma sayımı yapılırken
kullanılan deyim. Böylece sayımı yapılan materyalde sayım yapılan
besiyerinde gelişebilecek toplam canlı mikroorganizma grubu değil, bunlar
arasında sadece gelişerek koloni oluşturabilenlerin sayıldığı belirtilmiş
olur. Buna göre sayım sonucu kısaca kob/ml ya da kob/g olarak gösterilir. Türkçe
kaynaklarda bu deyimin İngilizce'si olan Colony Forming Unit 'in
kısaltması olan cfu 'ya da rastlanmaktadır. |
|
Koloni Sayımı |
Katı
besiyerinde koloni oluşumunun belirlenmesi ile yapılan sayımlar. . |
|
Koloni:
Aralarında işbölümü yapan tek hücreli organizmaların bir araya gelerek
topluluk oluşturmaları. |
|
Kolonizasyon |
Konakçı
dokusuna ya da diğer yüzeylere tutunduktan sonra mikroorganizmanın
çoğalması. |
|
Kolorimetri:
Renk ölçülmesine dayanan miktar tayini. |
|
Kolumna: Sütuna benzer yapı. Erkek organ filamentlerinin veya
erkek ve dişi organların birleşmesinden meydana gelmiş yapı. Malvaceae
familyasında tipik olarak görülmektedir, |
|
Kommensal |
Konakçı
üzerinde ya da içinde yaşayan ancak, konakçısına zarar vermeyen
organizma. |
|
Kommensal: Birlikte yaşayan iki canlı türünden birinin fayda
sağladığı, diğerinin ise hiçbir şekilde etkilenmediği ortak yaşam
biçimi. |
|
Kommensalizm |
Ortak
yaşayan iki organizmadan birisi yarar sağlarken, diğerinin yarar ya da
zarar görmemesi. Örneğin, aeroblar ve anaerobların bir arada bulunduğu bir
ortamda aeroblar oksijeni tüketir, anaeroblar bundan yarar sağlar. |
|
Kommünite : Habitat denen küçük ya da büyük bir alanda yaşayan
populasyonlar topluluğu. Kommüniteyi oluşturan canlılar çeşitli şekilde
birbirini karşılıklı olarak etkiler. |
|
Komplekcometri: Titrasyon bitiş noktasında, kompleks bir bileşiğin
meydana gelmesi esasına dayanan titrimetrik miktar tayini metodu.
Kronik: Müzmin,
zamanla meydana gelen (kronik bronşit, kronik faranjit vb.) |
|
Kompleks Virüsler |
Bakteriyofajlar
gibi kompleks yapılı, kapsidi ilave yapılar içeren, nükleik asit taşıyan
baş kısmında ikozahedral şekilli kapsitleri olan, kuyruk kısmı sarmal
şekilli virüsler. |
|
Konakçı: Bir parazit canlının üzerinde yaşadığı diğer canlı. |
|
Kondrin: Kıkırdak yapı hücrelerinin salgıladıkları ara madde. |
|
Kondrosit:Kıkırdak doku hücreleri. |
|
Kondublikat: Kenarlarından boyuna katlanmış ve ortada bir kanal
meydana gelmiş yapı. |
|
Konektif: Anterin iki tekasını birbirine bağlayan parça. |
|
Koni
(L . Conus-koni) : 1) Retinanın parlak ışığa özellikle duyarlı olan,
çeşitli dalga boyundaki ışıkları ayırt edebilen ve renkli görmeyi sağlayan
konik fotoreseptör hücresidir. 2) Botanikte Gymnosperm’lerin üreme ile
ilgili yapısı.(kozalak) |
|
Koni
hücreleri: Omurgalıların gözlerinde, retinanın arkasında yer alan, koni
şeklindeki, ışığa son derece hassas olan ve renkli görüntünün
algılanmasından sorumlu olan hücreler. |
|
Konidyum |
İçinde
eşeysiz fungus sporu olan konidyosporların meydana geldiği spor
keseleri. |
|
Koniferler (L . Conus-kozalak+Berre-taşımak) : Sıcak ve soğuğa
dayanacak biçimde uyum gösteren iğne yapraklı Gymnosperm’lerdir. Kozalaklı
bitkilerdir. |
|
Konjugasyon (L .Conjugatio-karışma) : Birleşme faaliyetidir. İki
hücrenin geçici olarak birleşmesi sırasında
nükleer maddenin karşılıklı olarak değiştirilmesidir. Protozoa’lardan
birçok Silyatlar’da ve bakterilerde görülür. |
2.İki hücrenin geçici olarak gen alış-verişi yapmak için
birleşmeleri. |
3.
Bakteri ve bazı tek hücrelilerde karşılıklı DNA değişimi ile gerçekleşen
gen değişim mekanizmalarından bir tanesidir. |
|
Konnat: Bir nodyumda bulunan yaprakların taban kısımlarının
birleşmiş olması durumu. |
|
Konsantrasyon: Birim hacimde bulunan madde miktarıdır. |
|
Kontaminasyon |
Bir
mikrobun ya da hastalığın diğer bir canlıya geçmesi. Kirlenme, bulaş. |
|
Kontraktil
vakuol: Tatlı sularda yaşayan bir hücrelilerde, açılıp büzülerek, fazla
suyu ve metabolizma atıklarını hücre dışarına atmada görevli olan
organel. |
|
Kontrasepsiyon (L . Contra-karşı+Conceptus-gebe kalmak) :
Spermanın yumurtaya ulaşmasını ve döllenmesini engelleyecek mekanik ya da
kimyasal maddelerin kullanılmasını içeren doğum kontrol yöntemi. |
|
Konvergen Evrim (L .Cum-birlikte+Vergere-eğilmek) : Büyük ölçüde
farklı kökene bağlı iki ya da daha fazla organizmada benzer işlev yapan
benzer yapıların bağımsız olarak evrimleşmesi. |
|
Kopulasyon (Copulare-birleşmek) : Eşeysel birleşmedir. Sperma
hücrelerinin birinden ötekine iletilmesi sırasında iki hayvanın fiziksel
birleşme faaliyeti. |
|
Kopulasyon: Çiftleşme. |
|
Korda:
Omurgayı oluşturan ilkin iç iskelet (Sırt ipi). |
|
Kordat: Kalp şeklinde, yüreksi yaprak veya yürek şeklindeki
yaprak tabanı. |
|
Korimboz: Yalancı şemsiye. Şemsiyemsi salkım. Alttaki çiçek
saplan-nın daha fazla uzayarak üst yüzeyinin düz bir çiçek kümesi
oluşturdukları bir rasemoz çiçek durumu. |
|
Koripetali: bak. Dialipetali. |
|
Korisepall: bak. Dialisepali. |
|
Korm
(Sert Soğan) : Toprak altında besin depo etmiş, düşey durumda büyüyen kısa
gövdelerdir. |
|
Kornea:
Gözün en dışta bulunan sert tabakasının yaklaşık 1/6'sını oluşturan ön
bölgesi, saydam tabaka. |
|
Kornea: Gözün ön tarafında sert tabakanın saydam kısmı. |
|
Kornikulat: Boynuzlu. Boynuz şeklinde çıkıntıları bulunan. |
|
Korolla: Taç yaprakların tümü. Çiçek örtüsünün (periant) değişik
renklerde olabilen ikinci halkası. |
|
Koronat: Taç. Korolla ile stamenlerin arasında bulunan korolla
üzerinden çıkmış korollaya bağlı taca benzer yapı. |
|
Koroner damarlar:Kalbi besleyen ince atardamarlar. |
|
Korpus Allatum : (L.. Corpus-vücut+Allatus-eklenmiş) :
Böceklerde beynin hemen gerisinde bulunan iç salgı bezidir. Jüvenil
hormonu salgılar. |
|
Korpus Kallozum (L . Corpus-vücut+Kallosus-sert) : Memeli
hayvanlarda iki beyin yarı küresini birleştiren büyük komissür fibril
demeti. |
|
Korpus Luteum (L . Corpus-vücut+Luteum-sarı) : Olgunlaşan ve
yumurtayı atan ovaryumda, ovaryum folikül hücreleri tarafından oluşturulan
sarı renkli bezdir. |
|
Korpus Striyatum (L . Corpus-vücut+Striatum-çizgili) : Her beyin
yarı küresinin tabanında bulunan nöron ve sinir liflerinden oluşan
korteksin altındaki büyük küme. |
|
Korteks (L . Cortex-kabuk) : Bir organın dış tabakası.
Bitkilerde epidermisin altındaki doku. |
|
Koruyucu
Doku: Kök, gövde, yaprak ve meyvenin üzerini örten kalın çeperli,
klorofilsiz, tek yada çok sıralı hücrelerden oluşmuş, organların iç
kısmındaki dokuları yaralanma, kuraklık ve diğer aşırı çevre koşullarına
karşı koruyan dokulardır. |
|
Koruyucu Yapraklar: Birçok bitkide, tomurcukların etrafını soğuk
mevsimlerde sararak, onları koruyan yapraklardır. |
|
Koryon : Sürüngen, kuş ve memeli hayvanlarda embriyoyu saran
örtü. Memelilerde plasentanın yapısına girer. |
|
Kotiledon (Y. Kotyledon-fincan biçiminde oyuk) : Bir bitkide
embriyonun çenek yaprağı. |
|
Kotiledon: Çenek
yaprak. |
|
Kotiledon: Çenek. Çim
yaprakları. |
|
Kovalent Bağ : Bir ya da daha çok elektronun ortaklaşa
kullanılmasını (sağlayan) kimyasal bağ. |
|
Kovalent Bağlar |
Bir ya da daha fazla
elektron çiftlerinin paylaşılmasıyla moleküldeki elektronları bir arada
tutan, koparılmaları için 50-200 kcal/mol gereken kuvvetli kimyasal
bağlar. |
|
Kovalent Olmayan
Bağlar |
Hücrede, moleküller arasında önemli
etkileşimlere aracılık eden, kopmaları için fazla enerjiye gerek olmayan
bağlar. |
|
Kovirüs |
Bazı
bitki virüslerinde görüldüğü gibi bir enfeksiyonun başlangıç safhasında
bir arada bulunan iki ya da daha fazla viral partikül. |
|
Kozmik
ışınlar: Yıldızlararası uzaylardan gelerek atmosfere giren, kaynakları
kesinlikle bilinmeyen ışınlar. |
|
Kozmik madde: Evreni meydana getiren madde. |
|
Kozmik: Yıldızlar arası, uzaylarla ilgili olan |
|
Kök Basıncı : Bitki köklerindeki özsuyun pozitif basıncı.
Özsuyun, toprakta bulunan suya göre hipertonik oluşu nedeniyle ortaya
çıkar. |
|
Kök basıncı: Bitki köklerinin topraktan su emme kuvveti. |
|
Kök
Basıncı: Kök hücrelerindeki su yoğunluğunun topraktaki su yoğunluğundan az
olmasından dolayı kökte meydana gelen basınçtır. |
|
Kök basıncı:Bitki köklerinin topraktan su emme kuvveti. |
|
Kök
Metamorfozu: Kökler, temel görevinden başka görevler görmek üzere
değişikliğe uğrarlar, bu olaya kök metamorfozu denir. |
|
Kök: Gelişmiş bitkilerde, yerçekimi doğrultusunda büyüyen, bitki
için gerekli su ve mineral maddelerin alınmasını sağlayan kısımdır. |
|
Kökçük:
Kara yosunlarında olduğu gibi, ilkel bitkilerde bulunan, tek ya da çok
hücreden oluşmuş, kök görevini yapan basit yapılar. Rizoit. |
|
Krested: İbikli. Tepede bulunan düzgün olmayan dişli ve ve
dişsiz olabilen sırt şeklinde bir yapı. |
|
Kretinizm: Genç bireyde tiroid salgısının doğuştan
bulunmayışından ileri gelen durumdur. Beyin ve vücut gelişiminde
gerilik. |
|
Kromatin (Y. Chroma-renk) : Hücre çekirdeğinin boyanabilen
kısmı. Çekirdek içinde ağ görünümünde olup DNA ve protein
bileşimindedir. |
|
Kromatin iplik: Dinlenme hâlindeki ökaryot hücrenin çekirdeğinde
bulunan kromozomların karışık şekli. |
|
Kromatin Noktası : İnsan derisi ya da ağız mukozasında olduğu
gibi çekirdek çeperinde kromatin birikimidir. Kinin(kişinin) nükleer
eşeyselliğini saptamaya yarar. Dişi hücrelerinin çoğunda var, erkek
hücrelerinde yoktur. |
|
Kromatofor (Y. Chroma-renk+Pherein-taşımak) : Epidermisin alt
tabakasında olduğu gibi pigment hücresi ya da renk oluşturan plastid. Bazı
bakterilerde klorofil içeren tanecik. |
|
Kromatofor: Pigment içeren ve canlının deri renginin
değişiminden sorumlu olan organel. |
|
Kromatofor:Pigment kapsayan organel. |
|
Kromomer (Y. Chroma-renk+Meros-kısım) : Kromozomu oluşturan
tesbih tanesi gibi tanecik dizisi. |
|
Kromoplast: Bitkilerde sarı, kımızı, turuncu renkli pigmentleri
taşıyan plastidler. |
|
Kromotin iplik: Dinlenme halindeki ökaryot hücrenin çekirdeğinde
bulunan kromozomların karmaşık hali. |
|
Kromozom
(Y. Chroma-renk+Soma-vücut) : Hücre çekirdeği içindeki kalıtsal maddedir.
Genleri içeren iplik ya da çubuk biçimindeki yapılardır. |
|
Kromozom: Prokaryot ve ökaryot hücrelerde üzerlerinde genleri
taşıyan DNA ve nükleoproteinden oluşmuş yapı. |
|
Kroner damarlar: Kalbi besleyen ince atardamarlar. |
|
Krosing Over : Mayoz sırasında homolog kromozomların sinapsları
oluşturmasını ve bazı kısımlarını karşılıklı değiştirme olayı. |
|
Krossing over: Mayoz bölünmede, tetratların kromotidleri
arasında karşılıklı gen alış-verişi, parça değişimi. |
|
Ksantofil (Y. Xanthos-sarı+Phyllon-yaprak) : Yeşil yapraklarda,
otlarda ve öteki bitkisel maddelerde karotinle birlikte bulunan sarı
renkli pigment. |
|
Ksantomegnin |
Gıdalarda
küfler tarafından oluşturulan toksik bir metabolit. . |
|
Kserofil |
Optimum gelişme
için az nemli ortamları seven. |
|
Kserofitler (Y. Xeros-kuru+Phyton-bitki) : Kurakçıl bitkilerdir.
Çok az su içeren topraklarda
yaşamaya uyum gösteren yukka ve kaktüs gibi bitkiler. |
|
Kseroftalmi (Y. Xeros-kuru+Opthalmos-göz) : Anormal bir biçimde
kuruluk, matlık ve kornea üzerinde boynuzsu epitel tabakası ile belirlenen
bir çeşit körlük. A Vitamini eksikliğinden ileri gelir. |
|
Kserotolerant |
Optimum
gelişme için normal nemli ortamlara seven ancak az nemli ortamlarda da
gelişebilen. |
|
Ksilem (Y. Xylon-odun) : Trakeofitlerde su ve suda çözünen
tuzları ileten doku. Trake ve trakeidlerden oluşur. Aynı zamanda bitkiye
mekanik destek sağlar. |
|
Ksilem: Bitkide su ve suda erimiş mineral maddelerin taşındığı
iletim elemanları. |
|
Ksilem: Bitkilerde su ve mineral taşınmasından sorumlu olan
borular, odun boruları. |
|
Ksilem:Odun borusu. Su ve mineral taşıyan cansız iletim
borusu. |
|
Ktenoforlar (Y. Ktenos-tarak) : Vücudu jel biçiminde bir kümeyi
saran iki tabakalı hücreden olan deniz hayvanlarıdır. Dış yüzünde tarağa
benzer biçimde sekiz kirpik sırası vardır. Hayvan suda bunlarla hareket
eder. |
|
Kuantum (L . Kuantum-kadar) : Işınım enerjisi birimidir.
Elektrik yükü yoktur ve çok az kütlesi vardır. Bir kuantum enerjisi,
radyasyonun dalga boyunun ters bir fonksiyonudur. |
|
Kuneat:
Kama şeklinde, kamamsı. Yaprak ayasının ve petalin kaideye doğru gittikçe
Incelerek dar üçgen biçimi alması. |
|
Kupula: Fındık tipi meyveyi taşıyan, kadehe benzer yapı. |
|
Kupula: Kadehçik, involukrum braktelerinin meydana getirdiği
çiçeği taşıyan kadehe benzeyen yapı. Meşelerde (Quercus) nuks tipi
meyva-yı taşıyan yapı. |
|
Kursak: Kuşlarda, boğazda kese şeklinde genişlemiş ve besin depo
edilen bölge. |
|
Kuru Madde Tayini ile Sayım |
Standarda dayalı
indirek bir sayım yöntemi.
. |
|
Kuspidat: Yaprak ucu birdenbire daralıp İç bükey bir durum
alarak uzar ve uç sivri keskin bir şekilde son bulur. |
|
Kutup Hücresi : Hemen hemen nukleustan başka birşey içermeyen
küçük hücredir. Oogenezisde oluşur ve yumurtanın animal kutbunda küçük bir
nokta şeklinde görülür. |
|
Küf |
İngilizce
'de "mold" kelimesinin karşılığı olan küf flamentli mikrofungusları
tanımlamak için gıda ve diğer mikrobiyoloji dallarında
kullanılmaktadır. |
|
Kültür |
Hücrelerin,
dokuların ya da mikroorganizmaların, laboratuvarda besiyerinde
yetiştirilmesi. |
|
Kültür :
Mikro organizmaların üretilmesi. |
|
Kütikula: Su geçirmeyen, koruyucu, mumsu yapıdaki tabaka. |
|
Kütin (L . Cutis-deri) : Yaprak yüzeyinden su kaybını önleyen
mumsu, su geçirmez tabaka. |
|
Kütin: Yaprak yüzeyinde su kaybını önleyen mumsu ve su geçirmez
ince bir tabaka. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|