İç
döllenme: Erkek ve dişi eşey hücrelerinin vücut içinde birleşmesi ile
meydana gelen döllenme tipi. Erkek bireyin spermleri, belirli yapılar
yardımıyla dişi vücuduna aktarılır ve dişinin vücudu içerisinde yumurta
hücresini döller. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İçgüdü : Bireyin önce geçirmiş olduğu deneye bağlı olmayan ve
genetik olarak belirlenmiş davranış ya da tepki tipi. |
|
İçgüdü : Organizmayı o türe özgü olan bir amaca sürükleyen
hareket eğilimi (Örneğin örümceğin ağ örmesi gibi) |
|
İdentifikasyon |
Tanımlama.
Bir mikroorganizmanın cins ve tür adının belirlenmesi. . |
|
İki evcikli: Dioik. |
|
İkilenme Süresi |
Bakınız; generasyon süresi |
|
İkincil
Bölünür Doku: Bölünmez dokuların tekrar mitoz bölünme geçirmesiyle oluşan,
kambiyum ve mantar kambiyamu gibi dokulara denir. |
|
İletim
Demeti: Bitkilerde odun ve soymuk borularının birlikte oluşturduğu
yapılara iletim demeti denir. |
|
İletim
demeti: Bitkilerde organik ve inorganik besin maddelerinin iletiminin
yapıldığı odun ve soymuk borularından oluşan yapılar. |
|
İletim
Doku: Damarsız bitkilerin dışındaki tüm bitkilerde bulunan, su ve organik
madde taşınmasını sağlayan dokudur. |
|
İletim
Parankiması: Özümleme parankimasıyla iletim demetleri arasında bulunan su
ve besin taşınmasını sağlayan temel dokudur. |
|
İmbirikat: Üst üste bindirmeli. Balık sırtındaki pullar veya
çatı kiremitleri gibi üst üste binmiş yapılar. |
|
İmmun
Reaksiyon (L . İmmunis-tehlikesiz) :1. Antijenlere karşı antikor
yapımı.2.Vücuda giren yabancı maddelere karşı savunma |
|
İmmunite |
Bir organizmada,
mikroorganizmalara ve bunların meydana getirdiği maddelere karşı meydana
getirilen ve normal olmayan şartlara karşı koymayı sağlayan doğal ya da
sonradan kazanılmış bir direnç. Bağışıklık. |
|
İmmunize |
Bağışık kılmak, bağışıklık
meydana getirmek |
|
İmmunofloresans |
Bir doku ya da hücredeki
belirli antijenleri, ışımamözelliğine sahip boyalar ile bağlanmış
antikorlarla işaretleyerek belirleme yöntemi. |
|
İmmunoglobulin |
Özel
bir antijene cevap olarak meydana getirilen ve bağışıklıktan sorumlu olan
glikoprotein yapısındaki antikorlardır. |
|
İmmunojen |
Bağışıklık cevabına neden olan
herhangi bir madde. Antijen. |
|
İmmunoloji |
Antikorlar ve antikorların
antijenlerle olan etkileşimlerini inceleyen bilim dalı. Bağışıklık
bilimi. |
|
İmmunolojik tolerans |
Antijenlere özgü reseptörlerin
fiziksel ya da görevsel olarak bozulmaları ile ortaya çıkan, antijene
karşı bağışık yanıtın oluşmaması durumu. |
|
İmmunolojik Tolerans : Bir organizmanın, genetik olarak farklı
bir organizmadan nakledilen hücreleri kabul edebilme yeteneği.
Organizmanın belli bir antijene tepki gösterme kapasitesini
geliştirmesinden önce oluşan sonuçlar. Bundan sonra reaksiyon gösterme
yeteneğinin ortaya çıkışı gecikebilir ya da sonsuza ertelenebilir. |
|
İmmünoloji : Organizmanın hastalıklara karşı direnç
gösteren bağışıklık sistemini inceleyen bilim dalı. |
|
İmparipinnat: Uçları tüysü bileşik yaprak. Bileşik yaprak ekseni
ucunda tek yaprakçık bulunan bileşik yaprak. Bu bileşik yaprakta
yap-rakcık tek sayıdadır, eş anl. Odd pinnat. |
|
İmplantasyon (L . İn-içine+Plantare-koymak) : vücudun bir
bölgesine bir parça ya da dokunun yerleşmesidir. Örneğin, gelişmekte olan
bir embriyonun uterusun epitel tabakasına tutunması. |
|
İmplantasyon:Döllenmiş yumurtanın rahim (uterus)'in yumuşak
dokusuna gömülmesi.Döl tutma. |
|
İmpuls :
Tahrik edici, itici kuvvet, his, uyarıcı. |
|
in
vitro |
Kelime
anlamı "cam içinde" demektir. Yapılan çalışmanın canlı hücre dışında
örneğin tüp, Petri kutusu vb. bir yerde yapıldığını tanımlar. Ayrıca
bakınız; in vivo. |
|
in vitro Mutagenez |
DNA
molekülünün belirlenmiş bir yerinde kullanılan tekniklerle istenen bir
mutasyonun yapılması. |
|
in
vivo |
Yapılan
çalışmanın canlı bir organizmada yapılması. Ayrıca bakınız; in vitro. |
|
İnaktif :
Aktif olmayan. |
|
İndikatör: Belirleyici. Bazı durumlara karşı hassasiyet
göstererek ya da cevap oluşturarak, o durumlar hakkında ipucu veren. |
|
İndüksiyon |
Herhangi bir olayı başlatma,
belli bir etken yardımı ile herhangi bir olayın başlamasına sebep olma.
Elektiriklenme |
|
İndüksiyon (L . İnducere-yöneltmek) : Organizatör ya da başka
bir dokunun etkisi aracılığıyla gelişmekte olan embriyonun bir dokusunda
özel morfogenetik bir etkinin meydana getirilmesi. |
|
İnfeksiyon (1) |
Bakteri,
virüs, fungus ya da
protozoonların bir organizmaya girmesi. |
|
İnfeksiyon (2) |
Enfeksiyon
yapan organizmaların bir hücre ya da canlıda meydana getirdiği durum. |
|
İnflamasyon |
Çeşitli mikrobik ajanlar veya
toksinlere karşı vücudun göstermiş olduğu sıcaklık artması,
kızarıklık,ağrı ile karakterize iltihaplı reaksiyon. İltihaplanma. |
|
İnhibisyon |
Gelişmenin engellenmesi. |
|
İnhibitör |
Gelişmeyi engelleyici. |
|
İnkubasyon:
Maya
koyduktan sonra, sütün yoğurtlaşması. |
|
İnkübasyon |
Mikroorganizmaların
belirli sıcaklıkta tutularak gelişmesini sağlama işlemi. Tavukçuluktaki
"kuluçka" ile aynı amaca yöneliktir. |
|
İnkübasyon Süresi (1) |
Bir mikroorganizmanın
gelişmesini tamamlaması için belirli sıcaklık ve belirli atmosfer
ortamında tutulma süresi |
|
İnkübasyon Süresi (2) |
Vücuda giren bir
mikroorganizmanın hastalık oluşturması için geçen süre. |
|
İnkübasyon Süresi (2) |
Patojen
bir mikroorganizmanın vücuda girdikten hastalığın tipik semptomları ortaya
çıkana kadar geçen süresi. |
|
İnkübatör |
İnkübasyonun
yapıldığı ve sıcaklığı ayarlanabilen kabin. Amaca göre soğutmalı,
karbondioksitli, vakumlu gibi farklı tipleri olabilir. Standart
inkübatörlere "havalı inkübatör" adı da verilir. Hassas inkübasyonlar
inkübatörde değil, su banyosunda yapılır, bu durumda su banyosu da bir
çeşit inkübatördür. Etüv deyimi inkübatör anlamında da kullanılmakla
beraber, etüv daha ziyade kuru hava sterilizasyonunda kullanılan cihaz
için kullanılmaktadır. |
İnokülasyon |
Aşılama.
Bir materyale mikroorganizma ilave etme işlemi. |
|
İnokülüm |
Bir
materyale (örneğin besiyerine) ilave edilen mikroorganizma. Starter kültür
ve aşı da aynı anlamı taşır. |
|
İnorganik asit: Organik olmayan suda proton veren asitler. |
|
İnorganik madde: Canlılardan elde edilmeyen ve canlıların
yaşadığı çevrede bulunan maddeler(karbondioksit, su, tuz vs.) |
|
İnsan Tümör Virüsları |
Tümörler DNA ve RNA
virüsleri tarafından meydana getirilebilir. Bu virüslerden en sık
görülenleri;Epstein-Barr virusu ve Herpes siplex virusudur. |
|
İnsektivor:
Böcekler ile beslenen canlılar. |
|
İnsight Öğrenme (Kavrayak öğrenme) : Önceki deneyin
değerlendirilmesinin bir sonucu olarak organizmada yeni bir tepkinin
belirişi. |
|
İnsulin:Pankreasın ürettiği kan şekerini azaltan hormon. |
|
İnsülin :
Pankreas
tarafından
salgılanan
hormon.
Kanda şeker seviyesini düzenler. |
|
İntegument (L . İntegumentum-üzerinde+Tegere-örtmek) : Deri,
gövde örtüsü. |
|
integument: Tohum taslağı örtüsü. |
|
İnterferon |
Mononüklear
fagositler tarafından salgılanan ve doğal bağışıklıkta etkili olan
sitokinlerden birisidir. Alfa ve Beta interferon (İNF) olmak üzere iki türü bulunur. |
|
İnterferon : Hayvan hücrelerinin virüsle etkileşimi sırasında
meydana gelen bir çeşit proteindir. Bu madde, hayvan hücrelerini çeşitli
virüs enfeksiyonlarına karşı dirençlilik kazandırır. |
|
interferon: Hücrelerin virüslere karşı oluşturdukları özel
savunma maddesi. |
|
İnternod (L . İnter-arasında+Nodus-düğüm) : İki düğüm arasında
kalan gövde parçasıdır. |
|
İnternodyum: Düğüm arası, boğum arası. Gövde üzerinde
yaprakların ve dalların çıktığı iki nodyum arasında kalan yapraksız
parça. |
|
İntraepitelial |
Epitel hücreleri içerisinde.
Epitel hücreleri arasında. |
|
İntraselüler |
Hücre içi. |
|
întrors: Anter yarıklarının içte, ginekeuma (dişi organ) bakan
yönde olması. |
|
İnvaginasyon (L . İn-içinde+Vagina-kılıf) : Bir kısmın diğeri
içinde katlanması, özellikle gastrulasyon sırasında bir bölgenin çift
tabakalı çöküntüyü yapmak üzere katlanması. |
|
İnversiyon : Su alarak ayrışma. |
|
İnversiyon Kromozomal : Kromozomdaki bir segmentin 180o derece
dönüş yaparak aynı kromozoma bağlanması. |
|
İnvitro : Hücelerin, dokuların, organların ait oldukları
organizmaların dışında yapay ortamlar içinde yetiştirilmeleri veya
bulunmaları. |
|
İnvivo : Ait olduğu hücre veya organizma içerisinde
yapılan deney. |
|
involukrum: Pulsu yaprak halkaları. Aynı nodyumda bir kaç brakte
çevresel olarak dizilmişler ise brakteler halkasına verilen ad. |
|
İnvolusel: İkinci derecedeki pulsu yaprak halkası. Bileşik
şemsiye durumundaki çiçeklerde bir şemsiyeceği taşıyan sapın kaidesinde
çevresel olarak dizilmiş pulsu yaprak halkası. |
|
İridovirüs |
Yığın
halinde bulunduklarında gökkuşağı görüntüsü veren, böceklerin çoğunda
parazit olarak bulunan, çift iplikli DNA içen, kılıfsız, ikozahedral bir
virüs. |
|
İris: Gözün saydam tabakasının altındaki damar tabakadan oluşan
renkli kısmı. |
|
İris:Gözün.saydam tabakasının altındaki damar tabakadan oluşan
renkli kısmı. |
|
İrkilme: Bitkiler uyarılara karşı durum değiştirme hareketi
yaparlar. Bu durum değiştirme hareketine irkilme denir. |
|
İsoetales : Bir sarımsak demetini andıran ince, uzun, tüye
benzeyen yaprakları olan Lycopsida’nın bir grubudur. |
|
İsotip: Holotipin benzeri veya eşi olan Etiketinde holotipin
kayıtları taşıyan örnek veya örnekler |
|
İyodometri:
Ayarlı Na2S203 Çözeltisiyle çeşitli maddelerin miktarlarının tayin edilmesi metoduna verilen isim. |
|
İyon (Y. İon-gitme) : Pozitif (katyon) ya da negatif (anyon)
elektrik yükü taşıyan bir atom ya da atom grubu. |
|
İyon :
Elektrik yüklü en küçük tanecik. |
|
İyon pompası : Hücre zarında bulunan ve iyon akışını
düzenleyen kompleks protein molekülü. |
|
İzlanditoksin |
Gıdalarda görülen küf
metaboliti. . |
|
İzogamet:Şekil ve büyüklük bakımından aynı olan gametler. |
|
İzogami (Y. İsos-eşit+Gamos-evlilik) : Yapı ve büyüklük
bakımından aynı olan iki gametin birleşmesi şeklindeki üremedir. |
|
İzogami: Şekil ve büyüklük bakımından aynı olan dişi ve erkek
üreme hücrelerinin birleşimiyle yeni canlı oluşumu |
|
İzogami:
Şekil ve büyüklükleri aynı olan gametlerin birleşmesiyle oluşan üreme
şekline denir. |
|
İzolasyon |
Kelime
anlamı "ayırmak" olmakla beraber, mikrobiyolojide yaygın anlamı bir
mikroorganizmayı saf halde elde etmektir. . |
|
İzolasyon: Ayrılma, yalıtım. Biyolojide herhangi bir sebeple
populasyondaki fertlerin birbirleriyle olan ilişkilerinin kesilmesi. |
|
İzolasyon:
Yalıtım. İki ortam arasında ses, ısı geçişinin önlenmesi için geliştirilen
yöntem ve tekniklerin tümü. |
|
İzomer (Y. İsos-eşit+Meros-kısım,parça) : Kimyasal formülü aynı
fakat yapısı farklı olan moleküldür. Örneğin glukoz ve fruktoz. |
|
İzomer: Kapalı formülleri aynı, açık formülleri farklı olan
moleküllerdir. |
|
İzomeraz
: Molekül içerisinde atomların yerlerini değiştiren enzim. |
|
İzospor:
Benzer yapıdaki sporlar veya bu tip sporlara sahip canlılar,
homospor. |
|
İzotonik : 1.Hücrenin iç ve dış ortamının aynı osmotik basınca sahip olma durumu. |
2.Solut ve solvent
konsantrasyonu ve dolayısıyla osmotik basıncı karşılaştırıldığı
çözeltininkiyle aynı olan. |
3. Aynı ozmotik basınca sahip
olan ortamlar. örneğin, Salpa'da kan, içindeki madde yoğunluğu (kan
hücreleri, proteinler, mineraller vd.) bakımından deniz suyuyla
eşdeğerdir. |
|
İzotop (Y. İsos-eşit+Topos-yer) : Bir kimyasal elementin aynı
atom numarasına fakat farklı atomik kütleye sahip diğer formları. |
|
İzozim (Y. İsos-eşit+Zyme-maya) : Aynı enzimik aktiviteyi
gösteren değişik protein molekülleri. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|