Latin Amerika Solunun (Solcularının) Acı İtirafları ve Yaşanan Sosyal Gerçeklerin Anatomisi 90 Dakika

            İspanyolların işgalinden bu yana Perulu Kızılderililer son derece büyük bir yoksulluk içinde yaşamaya zorlanmış, kendi vatanlarında ikinci sınıf vatandaş olmuşlardır. Peru’nun yarısını oluşturan Kızılderili nüfusu Peru’nun yönetiminde kesinlikle söz sahibi değildi. Peru’yu yönetenler tarafından görmezden geliniyorlar ve dışlanıyorlardı.1980’deki genel seçimde Fernando Belaonde başkan seçilmişti. Ancak Peru’nun aksak demokrasisi nüfusun yarısını dışlıyor ve görmezden geliyordu.

            Aydınlık Yol’da tam bu dönemde örgütlenmeye başlamıştı. Aydınlık Yol ideolojisi bir yeryüzü cenneti yaratmaktan söz ediyordu. Ancak bu cenneti yaratabilmek için bilinen her şeyin yok edilmesi gerekiyordu. Çünkü var olan her şey; iktidar, kapitalizm ve feodalizm tarafından kirletilmişti. Bu yüzden Aydınlık Yol gerillaları var olan yönetime karşı çıkmak için kandan bir nehri geçmeye hazırlandılar.

            Aydınlık Yol gerillaları köylere inip halkın yiyeceklerini alıyorlardı. İnsanlarda korktukları için onlara ses çıkaramıyorlardı. Bu uzak bölgelerde Aydınlık Yol ile ittifak şarttı. Çünkü onlardan değilseniz düşman sayılıyordunuz. Aydınlık Yol halkı terörize etmek ve rakiplerini korkutmak için elinde bin göz ve kulak olduğunu öne sürüyordu. Diyorlardı ki: ”Dikkatli olun, bize ihanet etmeyin. Direnmeyin. Çünkü bunu hemen anlarız ve bedelini derhal ödersiniz.”. Aydınlık Yol kendisi ile anlaşmayan cemaat önderlerini ve sosyal eylemcileri hedef aldı. Köyleri basıp herkesi evlerinden dışarı çıkardı ve kendileri ile anlaşmayan kişilere herkesin gözü önünde işkence edip onları öldürdüler.Aydınlık Yol terörünün artmasıyla başkan Belaonde hükümeti 1982’de kırsal bölgelere ordu birlikleri yolladı.

            Terörle mücadele batağa saplanmıştı. Peru’nun yeni başkanı Alan Garcia 1985 yılında bu bölgelerde hayata dair her şeyin kontrolünü silahlı kuvvetlere bırakarak bu siyaseti güçlendirdi. Artık askeri işgal söz konusuydu. Aydınlık Yol büyürken ülkenin her tarafını da askeri komandolar sardı. Öyle bir noktaya gelindi ki nüfusun yarısı sıkı yönetim arlında yaşamaya başladı. Suç işleyen herhangi bir asker askeri yasaların güvencesi altına girmişti. Böylece askerlerin dokunulmazlığı güvence altına alınmış oldu.

            Aydınlık Yol’un sosyal kontrol için şiddet kullanma yolunu benimsemiş olması, bir süre sonra durumu aleyhine çevirmeye başladı. Dağlarda ve cangılda halk Aydınlık Yol şiddetine isyan etmeye başladı. İtirafçılar orduya istihbarat veriyorlardı. En sonunda ordu köylüleri katletmenin hiçbir işe yaramayacağını anlayınca, rastgele saldırı yerine istihbaratları değerlendirmeye başladı. Aydınlık Yol ile farklı bir strateji ile savaşmaya başladı. Aydınlık Yol’un şehirlere saldırmadan önce kırsal alanı kontrol altına alma stratejisi tehlikeye düşmüştü. Hemen planlar değiştirildi. Savaş alanı artık Lima’ydı. Lima’yı korku sarmıştı. Polis çok sıkı güvenlik tedbirleri almaya başladı. Terörist olduğundan kuşkulandığı herkesi durduruyordu.

            Peru’nun terörle savaşı 1990 yılındaki başkanlık seçimlerinin en önemli meselesiydi. Seçmenler önceki başkanları, savaşı batağa sürüklemekle suçluyorlardı. Yeni bir yüz olan Alberto Fujimori düzeni sağlayacağına dair umut ve söz verdi ve başkan seçildi. Ancak daha sonra darbe yaparak meclisi lağvetti ve tüm gücü elinde topladı. Çoğu Peru’lu demokratik bir rejim yerine güvenliği tercih etmişti. Fujimori Lima’daki krizi çözmek için askeri çözümde ısrar ediyordu. Ancak Lima’daki dedektifler başka bir çabanın içindeydi. Geçen 4 yıl boyunca son derece zahmetli bir çabayla Aydınlık Yol liderlerini tespit etmek için istihbarat toplamışlardı. Bu sayede Aydınlık Yol lideri ve tüm ekibi yakalandı. Aydınlık Yol başsız kalınca hareket edemedi ve militanlar birbirlerini ihbar etmeye başladı. Birkaç ay içinde polis Aydınlık Yol’u tamamen çözmeyi başarmıştı. Ama Fujimori Aydınlık Yol’u bitiren ekibi dağıttı ve Aydınlık Yol liderinin yakalanmasının yarattığı prestiji kendine mal etti. Sonraki birkaç yıl içinde tek tük terör eylemi görülmesine rağmen Fujimori Perululara terörist artık kalkmış olduğunu açıklamayı reddetti. Fujimori bu ara sıra gerçekleşen terör eylemlerinin her birini stratejisini sağlamlaştırmak için kullandı. Basında halkın korkularını manipüle etti. Latin Amerika’nın ilk medya diktatörlüğünü kurdu. Peruluların korkularıyla oynadı durdu. Peruluların damarlarına korku enjekte etti. Böylece terörizm ortadan kalktıktan sonra da iktidarını koruyabildi. Sonunda bütün yasaları lağvetti ve kimsede ona karşı çıkamadı. Fujimori’nin kafasındaki fikir ordunun ve istihbarat teşkilatının kontrol ettiği klasik bir diktatörlüktü. Sıkı yönetim ve baskı politikaları bu diktatörlüğün temelini oluşturuyordu. Kendine sağladığı fırsatları keyfi yönetimini pekiştirmek için kullandı. Bu duruma karşı çıkan herkes göz altına alındı ve elde hiç delil olmasa bile süresiz bir şekilde hapiste tutuldu. Hiçbir şeyden haberi olmayan Perulular gözaltına alındı ve terörist oldukları gerekçesiyle hapse atıldı. Kimsenin devletin suçlamalarına karşı en küçük bir koruması bile kalmamıştı. Vatandaşlar tamamen korumasız kalmışlardı. Bunun sonucunda hapishaneler masum insanlarla doldu. Herkes terörist sanılmaktan korkuyordu. En iyisi evde oturup karşı çıkmamak, ses çıkarmamak diye düşündüler. Terörizm yenildikten sonra bile böyle oldu. Bu baskı atmosferinde Fujimori bir kukla meclis meydana getirdi.

            Devletin her noktasında mutlak bir güç elde etmiş olan Fujimori rejimi yolsuzluğa batmıştı. 80’li yıllarda en meşhur gangsterlerden lan Vladimiro Montesinos büyük güç kazandı. Montesinos ve Fujimori’nin kendi iradeleri sonucunda kullandıkları bir ölüm mangası vardı. Bu manga sadece teröristleri değil siyasi rakipleri de ortadan kaldırıyordu. Bu grup gazetecileri, politikacıları, Fujimori ve Montesinos rejimine karşı çıkan herkesi yok etmek üzere kurulmuştu. Vladimiro Montesinos yolsuzluklarını düzenli bir şekilde kaydetmişti. Gizlice çektiği bu bantlarda tüm yolsuzlukları, rüşvet verdikleri kayıtlıydı. Bu rüşvetler sayesinde haber bültenlerinin içeriklerini belirliyorlardı. Fujimori medya üzerindeki hakimiyetini halkın düşüncelerini manipüle etmek için kullanıyordu. Anayasayı üçüncü bir dönemde de iktidarda kalmak için değiştirdi ve yeniden seçildi. Ancak seçim sonuçlarında yolsuzluk yapıldığı açıklanınca Perulular sokaklara döküldü. Videolar halka sızdı. Montesinos hapse atıldı, Fujimori kaçtı.

            Şiddet öylesine fazla insan hakları ihlalleri öylesine büyüktü ki ve bunlar öylesine pervasızca yaşanmıştı ki; Gerçek Komisyonu demokrasiye geçişte artık vazgeçilmez bir şey haline geldi. Gerçek Komisyonu Peru’da 20 yıl sürmüş olan savaşın ardındaki gerçekleri çıkarmak için kolları sıvadı. Gerçek Komisyonu ülke çapında gerçekleştirdiği 22 oturumda 17.000’den fazla Peruluyu dinledi ve binlerce film ve fotoğraf topladı. Bu tanıklıklar 5.000 sayfalık bir raporda toplandı. Bu rapor o güne kadar savaş sırasında yaşanan her şeyi içeriyordu. Komisyonun raporunda gerek Aydınlık Yol gerekse devlet tarafından öldürülenlerin sayıları yer alıyordu. Komisyon bu işe karışmış olan bütün askeri personelin yargılanmasını ve Aydınlık Yol şiddetine yol açan yoksulluk ve dışlanmışlık koşullarının ortadan kaldırılmasını talep ediyordu.

            Peru’nun yeni seçilen başkanı Aleandro Toledo, Gerçek Komisyonu’nun sunduğu raporunu kabul etti ve raporda tavsiye edilenleri destekleyeceğini açıkladı. Ama raporu uygulamakta oldukça yavaş davranıyor. Komisyon insan hakları ihlali yapan herkesin cezalandırılmasını talep etmişti. Aydınlık Yol militanlarının büyük bir kısmı öldü, diğerleri de hapiste. Askerlerden hiç biri de henüz adalet önüne çıkmış değil.

            Peru’nun çeşitli şehirlerinde ve kasabalarında adaletsizlikler kızgın çeteleri yarattı. Belediye binaları yağmalandı, belediye başkanları kasabalardan sürüldü. Hatta linç edildi.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntısındadır.

1-Aydınlık Yol’un lideri kimdir?

2-Aydınlık Yol ilk nerede ve ne zaman örgütlenmiştir?

3-Aydınlık Yol gençlere ne tür vaatlerde bulunuyordu?

4-Aydınlık Yol gerillaları kırsalda ve cangılda halka nasıl davranıyordu?

5-Aydınlık Yol’u o dönemin diğer Latin Amerika gerilla hareketlerinden ayıran fark neydi?

6-Askerlerin kırsal bölgelere geliş tarzı neden yanlıştı?

7-Aydınlık Yol militanları hapishanelerde nasıl örgütlenmişti?

8-Aydınlık Yol militanları hangi hapishanede yoğunluktaydı?

9-Aydınlık Yol militanlarının gözünde liderleri nasıl biriydi?

10-Askerlerin ve Aydınlık Yol’un karşılıklı olarak yarattığı şiddete tepki olarak hangi hareket doğdu?

11-Aydınlık Yol’un stratejisi neydi?

12-Ünlü fotoğrafçı Vera Lanz’ın 20 yıl önce gördüğü korkunç olay neydi?

13-Ordu Aydınlık Yol ile savaşmak için hangi halka silah verdi?

14-Fujimori Lima’daki krizi çözmek için neden askeri çözümde ısrar ediyordu?

15-Alberto Fujimori ne zaman darbe yaptı?

16-Aydınlık Yol liderini yakalayan kimdir?

17-Dedektifler Aydınlık Yol liderini yakalarken nasıl bir yöntem kullanmışlardır?

18-Aydınlık Yol liderinin yakalanma nedeni nedir?

19-Fujimori Aydınlık Yol liderini yakalayan ekibi neden dağıttı?

20-Videoklip politikası nedir?

21-Fujimori ve Montesinos’un kurduğu ölüm mangasının adı nedir ve görevi neydi?

22-Vladimiro Montesinos’un yolsuzluklarını kaydettiği bantların ismi nedir?

23-Bu bantlarda, Montesinos kimlere rüşvet veriyordu?

24-Fujimori iktidarı devrildikten sonra nereye kaçtı?

25-Gerçek Komisyonu neden kuruldu?

26-Gerçek Komisyonu’nda kimler görevliydi?

27-Gerçek Komisyonu’nun raporu neler içeriyordu?

28-Gerçek Komisyonu’na Fujimori rejiminde görev alan hangi vekil davet edildi?

29-Gerçek Komisyonu oturumları sonucunda kurulan müze nerdedir ve ne zaman kuruldu?

30-Gerçek Komisyonu’nun sunduğu raporun sonuçları ne oldu?

 

                                   Mehmet Rasim AKSUNGUR – İsmail TOPAL EĞİTİM BİYOLOJİ 5. SINIF