Kapadokya Yeraltı Şehirleri Süre: 43 dakika
Kapadokya
üç büyük yanardağın ortasında kalan büyük bir ovaydı. 3 milyon yıl önce
yanardağların birinci patlaması sonucu ‘tüf’ denilen bir tabaka oluştu. İkinci
patlamasında ise ‘bazalt’ denilen ikinci bir tabaka oluştu. Tüf tabakası
yumuşak, bazalt tabakası ise sert bir tabakaydı. Yağmur ve rüzgâr sonucu tüf
tabakası erozyona uğradı ve şu an günümüzde ‘peribacaları’ dediğimiz enteresan
şekiller oluşmuştur. 4 bin yıl önce Hititler yüzeydeki taşları oyarak içinde
yaşamaya başlamışlardır. Ancak Kapadokya bölgesi ipek yollarının kesiştiği yer
olduğundan dolayı Kapadokya bölgesi önemli bir yer teşkil ediyordu. Yani
Kapadokya bölgesini eline geçiren bir ülke ticaret yollarını da kontrol
edecekti. Ve bu sebeple ki çokça saldırıya maruz kalacaklardır. Hititler
kendilerini saldırılardan koruyabilmek için yerin altını kazmaya başladılar.
Tüf tabakası yumuşaktı kazılabiliyordu, bazalt tabakası ise sert olduğundan
dolayı koruma tabakası olarak görev yapıyordu. Hititler önce tek katlı yerin
altında şehirler yaptı. ilk başta onları koruması için yeterliydi. Ancak düşmanlar
geldiklerinde yerin altına girdiklerinin farkına vardılar. Ve yüzeyi delerek
zehirli gazlar içeriye gönderdiler. Binlerce Hititliyi öldürdüler. Bunun
üzerine Hititler yerin altına birden çok katman yapmaya karar verdiler. Üç
katlı ve yaklaşık 2 kilometre uzunluğunda yerin altına şehir inşa ettiler. Bu
yaptıkları şehirlerde hayvanların barınabilmesi için ahır, insanların yaşaması
için su depoları, erzak depoları ve şarap depoları yaptılar. Depoların,
mutfakların ve hasta bakım odalarını enfeksiyondan korumak için kireç denilen
madde ile boyarlardı. Bu tünellerin içi genellikle dar ve kıvrak idi. Bunun
sebebi gelen düşmanların mızrakları ile yavaş ilerlemesini sağlamak ve hava sirkülasyonunun
iyi olmasını sağlamaktı. Bu tünelleri içinde birden fazla tuzak
hazırlamışlardır. Bu tuzaklardan bazıları tünel yolu üzerindeki katmanların
aşağısından giden düşmanlara ufak delikler içerisinde düşmanların kafalarından
mızrak geçirerek öldürürlerdi. Bu tuzağı geçebilen düşmanlar ikinci tuzak olan
iki tarafı yuvarlak büyük silindirik kapı taşlarıyla büyük bir oda içerisinde
hapsedilirlerdi. Burada havasızlıktan ve açlıktan ölene kadar bekletilirlerdi. Eğer
olurda burayı geçen düşmanlar olursa kanallar yoluyla başlarından aşağı kızgın
yağ dökerek öldürülürlerdi. Bu tünellerde diğer tünellere nazaran mükemmel bir
ses sistemi vardı. Hititler katmanlar arasında ki anlaşmayı bu şekilde
yapıyorlardı. Bu tünelleri bir insan bir günde bir çakı ile bir buçuk kilometre
kazabiliyordu. Yerin altında bu kadar katman yapmaları gösteriyor ki ölümden
çok korkmuşlar.
Bu yeraltı tünellerinde demir işlemeciliği
ve barut imalatı yapılıyordu. İlkel barut imalatlarını içerde kurdukları
güvercin yuvalarından elde ettikleri güvercin dışkısından yapıyorlardı.
Bu tünellerde Hititlerden sonra birçok
küçük dinlerin gelişmesi ve yayılması burada gerçekleşmiştir. Bunun yanı sıra Hristiyanlık
dini burada gelişmiştir. Zamanın keşişlerinden Aziz BAZAL tarafından
Hristiyanların ilk manastırı burada yapıldı. Aziz BAZAL burada sadece
keşişlerden oluşan bir din adamı topluluğu yetiştirmeye başladı. Ve artık eski tehlikelere
maruz kalmadıkları için yer üstüne çıkmışlar
ve buraya onlarca kiliseler de yapmaya başlamışlardır. Bu bölgedeki
manastır ve kiliselerin üstünde Hristiyanlık dini anlatan İncil’den seçme hikâyelerini
anlatan resimler çizmiştir. Okuma yazma bilmeyen Hristiyanlara Hristiyanlık
dini bu resimler üzerinden anlatılıyordu.
Osmanlı 14. yüzyılda Kapadokya’yı ele
geçirdi ve artık insanlar yer üstünde yaşamlarını devam ettirdiler. 1489
yılında mimar Sinan Kayseri'nin Agırnas köyünde
doğmuştur. Mimar SİNAN bu yeraltındaki tünellerden gözünü açtığı söyleniyor. Doğduğu
bu yeraltında tünellerinde üst tabakanın çökmemesi için her 5 metrede bir üçlü
kemer kolonlar yapılmışlardır. Bu kolonlar sayesinde tüneller 4 bin yıl boyunca
ayakta kalmışlardır. Mimar SİNAN sultan Süleyman’ın adına yaptığı İstanbul’un
en yüksek camisi olan, Süleymaniye camisinde 51 metrelik kubbesinde üçlü kolon
sayesinde yapılmıştır. Bunun amacı desteksiz kolon oluşturmaktır.
Gaziemir ipek yolunun üzerinde
bulunuyordu. Burada zengin tüccarlar için yeraltında kervansaraylar inşa
edilmişti. Yaklaşık 800 yıl önce yapılan bu kervansaraylarda hayvanlarının
dinlenebilmesi için ahırlar vardı. Mallarını bırakmak için depolar vardı.
Hayvan bakıcıları, veterinerler ve nalburlar bulunuyordu. O günün şartlarında
beş yıldızlı otel statüsünde olan konaklama yeri banyolar, toplantı yerleri,
şaraphaneler ve dinlenme odaları vardı. Kervansarayın tamamına ulaşabilmek için
kazılar halen devam etmektedir.
Aşağıdaki
Soruların Cevapları Filmin Ayrıntılarında Vardır.
1.
Kapadokya nerededir?
2.’Peribacaları’
nasıl oluştu?
3.
İnsanlar neden yerin altını kazmaya başladı?
4. Kapadokya’nın
stratejik önemi neydi?
5.
Yerin altında ne gibi ilerlemeler kaydettiler?
6. ‘Bazalt’
ve ‘Tüf’ ne demektir?
7.
Tünelleri neden kireç denilen madde ile boyuyorlardı?
8.
Hititlerin kendilerini korumak için düşmanlarına karşı ne gibi savunma
sistemleri geliştirdiler?
9.
Tünellerdeki bu katmanlar arasında nasıl anlaşma sağlıyorlardı?
10.Bir
tüneli kazabilmek için ne kadar zaman harcadılar?
11.Tünellerde
güvercin yuvalarının önemi neydi?
12.Dünyanın
ilk manastırı hangi yılda, nerede ve kim tarafından yapılmıştır?
13.Kapadokyada
Hristiyanlık dini nasıl gelişti?
14.Osmanlı
kaç yılında Kapadokya’ya egemen olmuştur?
15.Mimar
SİNAN nerede doğmuştur?
16.Mimar
SİNAN Süleymaniye camisini nereden esinlenerek inşa etmiştir?
17.Kapadokya
Gaziemir de niçin kervansaray yapmışlardır?
18.Gaziemir’deki
kervansaraylarda ne gibi olanaklar vardı?
HAKAN DÖNMEZ FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ (İ.Ö) A-4 9010054001