Gözün Evrimi 45 dakika
Evrimin göz buluşu, çok daha
vahşi ve rekabetçi bir dünyanın oluşmasında öncü bir rol oynadı. Hayvanların
etkin avcılar haline gelmelerini olanaklı kılan görme yeteneği, evrimsel bir
savaşı harekete geçirerek tüm gezegeni kapsayan önemli bir değişime neden oldu.
Hayvan krallığı milyonlarca türü içine
alır ve birçoğu ortak bir özelliği paylaşır. Bu özellik, görme gücüdür. Hiçbir
tür aynı şekilde görmez. Farklı özellikte, farklı görünüşte, farklı büyüklükte
gözler vardır. Bunun sebebi hayvanların farklı yaşam sürmeleridir.
Hayvanlarda en
keskin gözlerden bazıları kuşlara aittir. Yırtıcı kuşlar daha keskin gören
gözlere sahiptir. Çoğu durumda gözleri büyük olanın görüş alanı da büyüktür.
Kartalların gözleri çok büyüktür.
Evrimin kıvılcımları küçük ve
rastlantısal genetik değişimlerdir. Mutasyonlar bazen sorunlara sebep olurken,
bazen de yeni fırsatlar oluştururlar. Doğada uyum sağlayamayan türler
kaybolmuştur, nesilleri tükenmiştir. Hayatta kalmayı başaranlar kendilerine
özgü güçlü mutasyonlara sahip olanlardır.
Gözler farklı türlerde evrimleşmiştir.
Mürekkep balığı, sinekler, insan gibi çok faklı türlerde gözü evrimleştirmek
için aynı temel genler kullanılmıştır.
Çan deniz anası
iskeleti, kalbi, beyni olmayan çok basit yapılı bir hayvandır. Sadece birbirine
zayıf bağlarla bağlı sinirlerden oluşuyor. Ama hayatta kalmalarını sağlayan
önemli bir özellikleri varmış. Bu özellikleri sahip oldukları gözleriymiş;
siyah noktalara sahip görmeyi sağlayan ışığı almaya duyarlı noktalara
sahipmişler.
İlk göz fosilleri, bundan yaklaşık 540
milyon yıl önce, Kambriyen Devri’nin başlarında ortaya çıkmıştır. İlk hayvanlar basit, pasif yaratıklardı.
Fosillerde birçok hayvan türünün yaşamış olduğunu görüyoruz. Ortaya çıkan
türler öncülerinden daha büyük ve hareketliymiş ve dahası savaşmak için
silahlar evrimleştirmişlerdir: Doğal silahları geliştirmişlerdir. Çeneler;
kıskaçlar ve en önemlisi gözler ortaya çıkmıştır. İlk bileşik gözler trilobit (vücudu üç parçadan oluşan, soyu tükenmiş deniz
eklembacaklısı) grubunda ortaya çıkmıştır.
Böceklerin ve omurgalıların
gözleri farklı oluşumları temsil ederler. Farklı atalardan evrimleşmişlerdir.
Yumuşak dokudan yapılmış tek mercekli bir kamera, diğer adıyla omurgalı gözü.
Etobur dinozorları başarılı
yırtıcılar yapan gözleriydi. Hedefini belirleme yeteneğiydi. Tarihin gördüğü en
büyük gözlere sahiptiler. Dinozorların gözleri kemikleri gibi günümüze gelmeyi
başaramamışlardır. Lazerleri kullanarak dinozorların görme olayını çözmeyi
araştırmışlardır.
Dinozorlar dünya’ ya
hükmederken diğer canlıların yaşam şansı düşükmüş. Dinozorlar zamanında ki
memeliler çok küçükmüş, avuca sığacak kadar küçük hayvanlarmış. Dinozorların
yollarına çıkmamak için ellerinden geleni yapıyorlarmış. Geceden yararlanmayı
denemişlerdir ve geceye uyum sağlamışlardır. Karanlığa uyum sağlayacak iyi
çalışacak görüş sistemini gece görüşünü geliştirmişler.
Gündüzle gece yaşayan
hayvanların gözlerinin farkı, kornealarının büyüklüğüymüş. Gündüz yaşayan
maymunun korneası küçük, gece yaşayan maymunun korneası büyükmüş. Kornea gözün
penceresidir. Gözün ne kadar ışık toplayacağının sınırını o belirler. Işık
retinaya düşer, orda elektrik akımlarına çevrilir. Optik sinirle beyne
gönderilir.
Parlak göz kedilerde geceleri
çok aktifmiş. Çevrelerine mükemmel uyum sağlamalarını sağlamıştır. Gözlerinin
parlaması; avlarını iyi görmelerini sağlamış ve diğer yırtıcılara da daha
korkunç görünmüşlerdir.
İnsanlar geceleri net göremez.
Bunun sebebi atalarımızın geceyi bırakıp, gündüz yaşamayı seçmeleridir. İnsan
gözü 2,3 milyon rengi bilgisayarı utandıracak şekilde işleyebilir.
Dinozorların yok olması
memelilerin yayılmasına ve çeşitlenmesine sebep olmuştur. Primatların yani
maymunların beslendiği yapraklar incelenmiş. Spektrometre ile her bir yaprağın
renginin dalga boyu kaydedilmiştir ve binoküler
görüşe sahip olduklarını görmüşlerdir.
Çoğu hayvanda gözler yandaymış,
primatlarda ise gözler başlarının ön kısmındaymış ve bu durumda görüş alanları
darmış. Yırtıcılardan korunmak için grup halinde yaşamışlardır. Bu şekilde hem
güçlü binoküler görüşü koruyorlarmış, hem de
güvenliklerini sağlıyorlarmış. Grup halinde yaşamaları daha büyük beyini ve
avlanmaktan kurtulmayı getirmiştir.
Evrim büyük beyini gerektiriyordu, beyinleri büyüdü, beyin büyüyünce optik
göz çukurları ve göz büyümüş oldu.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntılarında Vardır.
S.1) Gözlerin büyük olması ile görüş alanı arasında nasıl bir ilişki
vardır?
S.2) Doğal seçilimde uyum sağlayamayan türler kaybolmuşlardır, çoğu uyum
sağlayamayan türün nesli tükenmiştir. Hayatta kalmayı başaranlar bunu hangi
özelliklerine borçludurlar?
S.3) Binoküler görüş ne demektir?
S.4) Gündüz yaşamına uyum sağlamış hayvanlar ile gece yaşamına uyum
sağlamış hayvanların gözlerinde ki fark nedir?
S.5) Kedilerde ki gözlerinin parlaması olayının sebebi nedir?
S.6) İnsan gözlerinin geceleri net görememesinin sebebi nedir?
S.7) Primatlarda grup halinde yaşamalarının getirdikleri nelerdir?
S.8) Primatların önemli özellikleri nelerdir?
07 Dilek AKMAN
Fen Bilgisi Öğretmenliği- 4