Hayvanların
Duygularını Dışa Vuruşları Hayvani Duyguların Davranışsal İfadeleri
Hayvanların kelimeleri olmayabilir ama
dilleri vardır. Hayvanların çağrıları, haykırışları hatta şarkıları ve
anlamları bile var. Yıllar boyunca sadece insanların yüksek duygulara sahip
olduğuna dair bir bilimsel varsayım vardı.
Afrika’daki fillerin duygusal işaretlerini
inceleyen iki araştırmacı inanılmaz görüntülere tanık olmuşlar. Bir fiil
ailesinin fiziksel ve duygusal kriz anında gösterdikleri olağan üstü bağlılık
bu görüntülerden sadece biridir. Olay şöyle oluyor: Filler için oldukça zor bir
dönemdi ve kuraklık başlamıştı. Fiil ailesi yollara düşmüş göç ediyorlardı.
Sular kuramak üzereydi ve her çamur içindeydi. Filler genelde hortumlarını suya
daldırarak su içmeye çalışırlar. Fiil ailesinin bir üyesi olan yavru bir fiil
su çukurundan su içmeye çalışırken su çukuruna düşüveriyor. Bataklığa dönen su
çukuru yavru fiil çamur içine düşer düşmez yavru kendi içine doğru çekmeye
başlıyordu. Anne fiil durumu fark etmiş olacak ki bağırarak dikkat çekmeye
çalışıyordu. Daha sonrasında anne fiil dizlerine üstüne çökerek hortumunu ve
dişlerini yavru fiilin altına koyarak çıkarmaya çabalıyordu. Anne fiil yavru
fiili çıkarmaya çalışırken oradaki başka bir fiil çukurun kenarını ezerek rampa
yapmaya çalışıyordu. Böylece yavru fiil dışarı çukurdan çıktığında çok kolay
bir şekilde yukarı doğru koşabilecekti. Tam bu sırada etrafta bir bufalo sürüsü
vardı. Bazı filler annen fille beraber yavruyu kurtarmaya çalışırken bazı
fillerde etrafta bulunan bufalo sürüsünü dağıtmaya çalışıyordu. Tam anlamıyla
topluluğun ortak bir çabası vardı. Topluluğu böylesine bir arada tutan şey
sosyal duygular olabilirdi.
Doğada yaşayan canlılar arasında en fazla
ifadesi olan bir yüze sahiptir. Şempanzelerin yüz ifadeleri üzerindeki
çalışmalar duygularını ölçmenin bir yoludur. Çalışmalar şimdiden yüksek
primatlarda tanınabilen en az beş evrensel ifade tanımladı. Korku, iğrenme,
mutluluk, şaşkınlık ve öfke gibi ifadeler tanımlanan evrensel ifadelerdir. Primat
araştırmacıları hangi bireylerin başaralı olacağını belirlemede arkadaşlığın
sertlikten daha önemli olduğunu söylüyor. Şempanzelerin sosyal sisteminde
yüksek miktarda karşılık vardır. Yani topluluk içinde sürekli karşılıklı
birbirine iyilik alışverişinde bulunuyorlar. İnsanlarda karşılılık gözeten
canlılardır. Bu da hayvanlar âlemi ile insanlar arasında bir paralelliğin
olduğunu gösteriyor.
Bazı insanlar ve hayvanlar arasında öyle bir
arkadaşlık hatta yakınlık vardır ki aralarındaki engelleri yok eder. Bu
ilişkiler paylaşılan duygularla zenginleşen bir dünyayı gözler önüne serer.
İnsanlar ve hayvanlar arasındaki en belirgin bağ ev hayvanlarıyladır.
Hayvanlarda insanlar gibi keder duygusu bilen canlılardır. Hayatta kalabilmek
için sürekli başkalarını kurtlar, aileleri içinden biri öldüğünde gösterdikleri
davranışlarına bakarak acı çektikleri sanılmaktadır. Yapılan gözlemler ve
kurtların hal hareketleri bunu ispatlar niteliktedir.
Hayvanlarla ilgili başka ve daha akıllıca
bir anlayışa ihtiyacımız var. Bizim dünyamızdan eski bir dünyada onlar tam ve
eksiksiz olarak yürüdüler. Bizim çoktan kaybettiğimiz ya da hiç sahip
olmadığımız geniş algılarla donanmış bizim asla duyamayacağımız seslerle
yaşadılar. Onlar kardeşlerimiz değil, bizden aşağı değiller onlar başka bir
ulus. Hayatın, zamanın ve anın birlikte yakaladığımız dünyanın görkemine ve
sancılarına birlikte tutsak olduğumuz yol arkadaşlarımız.
1. Filler gözyaşı döker mi?
2. İnsan beyni ile şempanze beyni
arasındaki fark nedir?
3. Şempanzeler yiyeceklerini paylaşmada
neden titiz davranırlar?
4. Köpeklere antidepresan ilaçlar
verilebilir mi?
5. Kurtlar neden yas tutar?
6. Fiiller duygusal mıdır?
7. Şempanzelerin empati kurma yeteneği
var mı?
8. Beynin üçüncü katmanı canlıların
hangi davranışlarını belirler?