Tüm zamanların en büyük sel
baskınının yeryüzünü nasıl şekillendirdiğinin hikâyesidir. Binlerce metrenin
üzerinde olan büyük uçurumlar, tepe zemini üzerindeki esrarengiz çukurlar,
esrarengiz kayalar, yarık alanlarla şekillenir. Yarık tepeler NİYAGALE şelalesi
dünyamızın korkunç bir şekilde şekillenişinin ıspatıdır. Dünyanın çok az bir
bölgesi gizemi taşır ve bu yer SYETLİN doğusunda yer alır. Yüzyıllardan beri
bilim adamları bu gücü açıklamaya çalışırlar. Jeologlar, zeminden elde
ettikleri kaya parçalarını inceleyerek çeşitli görüşler ortaya koymuşlardır.
Jeologların anlayışına ters bir alan vardı ve bu alan yarık tepeler olarak adlandırılmıştır.
Bazı yapıların erozyonla oluştuğu bilinmekteydi ve bu yüzden nehirlerin yarık
tepeleri oluşturmadığının göstergesiydi. Yarık kayalarda bulunan granit yerli
maden olarak görülmemekteydi. Milyonlarca ton ağırlığındaki kayalar düzensiz
kayalar olarak adlandırıl ve bu kayaları yarık tepelere getiren nehirler değil buzullardır.
Buzullar tepelerden aşağıya hareket ederek düzensiz kayaları meydana
getirmektedir.
1920’li yıllarda jeolog BRETH
yeryüzünün şekillenmesiyle ilgili son teorisini ortaya koymuştur. Bu teoriye
göre;240m derinliğindeki su kütlesinin yarık tepesini aşarak okyanusa aktığını
söyler ve yarıkların bir gecede meydana geldiğini savunur. Ancak teorinin en
büyük sorunu su kütlesinin nerden geldiğinin bilinmemesiydi. MİSSULA gölünün
nasıl boşaldığına dair görüşler ortaya atılmıştır. Kayalar üzerindeki sürtünme izleri,
buzul kütlerinin geçtiğini göstermektedir. Bu buz kütlelerinin buzul çağda
Kanada’dan ayrıldığını ve dağı, nehrin soluna taşıyarak nehri tıkamaktadır.
Nehirde suyun birikmesiyle göl oluşur ve zamanla buzlar erir suya karışır.
İzlanda en çok buzula sahip ada ve aktif bölgedir. MİSSULA gölünü meydana
getiren buzun kalınlığı çok fazladır. Süper su molekülleri buzulların
çatlamasına ve buz barajlarının çökmesine neden olmaktadır. Su molekülleri ufak
sürtünmeler meydana getirir ve bu sürtünmeler sonucunda ısınma meydana gelir.
Çok miktarda su yarıklardan sızar ve buz barajları çöker. Güney İzlanda’da buz
barajlarının serbest kalmasıyla büyük seller meydana gelir. Su kütlesi
yarıklara doğru ilerler ve suyun altında hortumlar oluşur ve su molekülleri
kayaları aşındırır. Suyun taşıdığı devasa kayalar hızın yavaşladığı yerde
bırakılır ve bu şekilde kayar taşınır.
Yarıklar üzerinde bulunan çizgiler jeologların
dikkatini çekmiştir. Ayrıca yarıklar üzerindeki beyaz çizgilerde ayrı bir öneme
sahipti. Yarıkları oluşturan su kütlelerinin çekilmesiyle bölge kuraklaştırır
ve düzenli olarak patlayan yanardağ küllerin yapışmasıyla beyaz çizgiler oluşur.
Düzenli çizgilerin oluşması ise bölgenin düzenli ve sürekli sel baskınına
uğramasıyla oluşur. Bu şekilde jeolokların, dünyanın kendiliğinden
şekillenmediğinin görüşüne bir adım daha yaklaştırmıştır.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntılarında Vardır.
Mine ŞEN ALTUNTAŞ Biyoloji Öğretmenliği 4. sınıf
07010002005