Dünyada
Kaybolan Kültürler, Diller ve Polinezya’lılar(45 Dakika)
Yeryüzünde yaklaşık
100 yıl önce altı bin dil konuşulmaktaydı. Bir dil sadece gramer yapısından ve
kelimelerden oluşmaz. Bir dil kültürü yansıtır, insan ruhuna ayna tutar.
Altı
bin dilin yarısı çocuklara öğretildi. Eğer bir şeyler değişmezse bu diller
kaybolup gidecek. Bu da şu anlama gelmektedir. Tek bir nesil döneminde
insanlığın entelektüel, sosyal ve manevi mirasının yarısını kaybedebiliriz. Bu
kültürler modern olmayı başaramayan kültürler değildir. İnsan olmak ve yaşamak
ne alama gelir sorusuna bir tek bu kültürler cevap verir.
Polinezya
uygarlığı 25.000 kilometrekarelik yani yeryüzünün yaklaşık dörtte biri
büyüklüğündeki alana dağılmış binlerce adalardaki insanları birbirine bağlar.
Ve eğer küçük bir grup havai bunu araştırmak için geçmişe dönmeseydi böyle bir
topluluğu tanımadan kaybolup gidecekti. Bilim adamları bu bölgelerde çeşitli
araştırmalara başladı ve yaklaşık 20.000 sit alanı keşfedilmiştir. Bazı
araştırmalara göre ilk polinezyalılar güneydoğu asyadan deniz yoluyla Samoa oradan Tonga’ya ve Marquesas adalarına
ve sonrada kuzeyde Havai’ye güneyde Paskalya adalarına yerleşmişlerdir. 1.600
kilometrekareye yayılmaları sadece 80 nesil sürmüştür. Polinezyalılar’ın
hazırlıklı olmadığı tek şey Avrupalı’ların gelmesiydi. Avrupa’lılarla ilk temas
olarak bir esil içerisinde hastalıklar adadan adaya yayılarak çok kısa bir
sürede nufusun yaklaşık %90’ını yok etmiştir. Bu bölgelerde arkeolojik
araştırmalar 1980’lerde başlamıştır. İlk Avrupalılar buraya 1595’de gelmiş ve
bu adalara yeni isimler verilmiştir. Ama asıl olarak yabancıların etkisi
1974’de tüccarlar ve misyonerlerin buraya yerleşmesiyledir.böylece
misyonerlerle gelen yeni din ve kültür ilgisi onlardan önceki her şey
putperest, dinsiz ve şeytani olarak kabul edilip yok sayılmıştır. Aslında bu,
onların kendi erdemlerinin bir aynası haline gelmiştir. Bu nedenle geçmişi
silmişlerdir. Marqezas’ın eski halkının Avrupalıların yanıda getirdiği
mikroplara karşı hazırlıklı olmalarına imkan yoktu. Misyanerler markezastaki
korkunç ölüm oranlarını açıklarken bunun tanrı’nın dinsizlere verdiği ceza
olduğunu söylemiş yerli halk ile ilk temas ettiklerinde kültürlerinin nasıl
olduğuna dair hiçbir kayıt tutmamışlar, hatta Fransız sömürge yönetimi 1863’de
markezas’ın geleneksel hayatının hemen hemen tüm yönlerini yasa dışı ilan
etmiştir. Yani bir halkın yok edilişi yasalaşmıştır. Böylece bir topluluk tarih
olmaktan çıkarılıp efsane haline getirilmiştir. Markezaslılar’ın dünyalarının
çökmesini kabullenmekten başka çareleri yoktu. Yeni bir kültüre adapte olmaya
çalıştılar. Ve bir kültürün yok oluşu tasdik edilmiş oldu.
Alınması gereken ders; tek bir nesil döneminde
ne hiçbir şey kalıcı, ne de hiçbir şey kesin değildir. Hepimiz hayatın hassas
dengesini bilincinde olmamız lazım. Dünya’ya çok hızlı bir şekilde yayılmakta
olan günümüz modern endüstriyel toplum sadece 300 yaşındadır. Bu kısa tarihin
önümüzdeki yüzyıllarda insanlık olarak karşılaşacağımız tüm zorlukların
cevabını bildiğimiz anlamına gelmiyor. Tam tersine insanlığın diğer sesleri
eskilerden kalan bir şeylerin ifadesidir. Onlar insanlığın repertuarının bir
parçasıdır.
Aşağıdaki Soruların Cevaplarını Filmin
Ayrıntılarında Bulmanız Mümkündür.
1)
Markezas adasında çiçek hastalığı ne zaman başladı?
2)
Avrupalılar bu adalara hangi ülkeye ait ada isimleri
vermiştir?
3)
Polinezya’da çok katı bir sınıf sistemi olmasının
nedeni neydi?
4)
Polinezyalılar’a göre toplum içinde yükselmenin tek
yolu nedir?
5)
Polinezya’ya gelen ilk Avrupalı gemici kimdir?
6)
Araştırmacı olarak gelen havaililerin kullandığı
geminin ismi neydi?
7)
Yeryüzünde şu anda kullanıla kaç dil bulunmaktadır?
8)
İnsan olmak ve yaşamak ne anlama gelir?
9)
İnsanoğlu neden tekbir dille iletişim kurmak yerine
birçok dil kullanmıştır ve kullanmaktadır?
10) Dillerin kültürler
üzerine etkileri neler olabilir?
Rıfat AKYAVUZ Biyoloji Öğretmenliği 4. SINIF