DÜNYADAKİ
GÜNLERİMİZ SAYILI. BATI UZAYA KAÇMAYI PLANLIYOR (60 DAK)
Dünyadaki günlerimiz artık sayılı, uzak bir gelecekte şimdi hayat
kaynağımız olan güneş hepimizi mahvedecek. Dünyaya her an bir asteroit
çarpabilir. Tabi küresel ısınmada cabası,
kuraklıklarda sonumuzu getirebilir. Buzullar erimekte yükselen denizler
hepimizi yutabilir. Beklide tek seçenek bu yerlerden gitmektir. Çok uzak
yıldızlar arasında cesurca yeni bir ev aramak. Ve başka bir gezegende yeni
koloniler kurmak. Bilim adamları şimdi bunu hayata geçirmek için çalışıyorlar.
Ama çok uzun zaman alacak bu yolculukları nasıl çözecekler. Ayrıca yaşamak için
dünyaya çok benzeyen bir gezegene ihtiyaç var. Beklide dünyamıza benzeyen bir
gezegen bulabiliriz. Ama yer çekiminin olmadığı bir ortamda çok uzun süre
kalmanın birçok sakıncası var. Bunu nasıl aşacağız acaba. Uzayda kullanacağımız
kıyafetler bizi ne derece koruyabilecek ve hareket kabiliyetimizi sınırlamadan
nasıl iş yapabileceğiz. Bir de bunlara uzaydaki radyasyondan nasıl
korunacağımızı da eklemek gerek. Şayet uzaydaki kozmik radyasyondan kurtulmanın
bir yolu bulunamazsa Nasa tüm uzay seyahatlerini
iptal etmek zorunda kalacak. Kimi bilim adamlarına göre uzayda koloniler kurmak
için ilk önce aile birimlerini göndermeliyiz. Kış uykusuna yatmanın bir yolunu
bulursak bu uzay yolculuğumuzu birazcık mümkün kılabilir. Acaba bu uzun
yolcululuğumuz sonrası gittiğimiz gezegen bize tam anlamıyla uymazsa geri mi
döneceğiz. Bilim adamları bunun çözümünü ise genlerle oynamakta buluyor. Ve
insanları bu ortama uyarlamayı düşünüyor. Ama bunlar şuan için çok erken ve
birçoğu teorilerden ibaret.
Bu filmde bilim
adamları yakın bir zaman da veya güneşten gelebilecek bir etkiden dolayı
insanlığın dünyada günlerinin sayılı olduğunu ileri sürmektedirler. Aslın da bu
sadece güneşten gelebilecek bir sorundan kaynaklanmayacak. Her hangi bir
asteroit dünyaya çarpabilir. Küresel ısınmadan dolayı dünyanın sonu gelebilir.
Ya da insanlık kendisi dünyayı terk etmek isteye bilir. Ve tabi bunu
yapabilmeleri için ayrı bir sistem ve gezegen bulmaları gerekir. Bu filmde
taşınabilme olsaydı eğer karşımıza çıkabilecek sorunları göz önünde
bulunduruyor.
Başka bir yere göç
etmek için öncelikle için de en az bir yıldızın ışık verdiği bir sistem
bulunmalı. Ve yaşayacağımız gezegenin de dünyanın güneşe olan uzaklığı kadar
bir uzaklığa sahip olması gerekiyor. Başka bir gezegeni bulsak dahi oraya
gitmek neredeyse 100 bin yıl alıyor. Baksa gezegene gidebilmek için bir uzay
aracına ihtiyacımız var. Ve bu araç için yakıt gerekir. Tabi uzaya giderken
geçen zaman için de nasıl davranmamız gerektiği veya yerçekimin olmadığı bir
ortamda nasıl rahat edebileceğimiz. Veya yer çekiminin olmayışı bize nasıl
sorunlar getirecektir bunlar hep araştırma konusudur.
Böyle bir araştırmada
en önemli sorun yer çekimi. Bu kuvvet biz farkına varmadan bize birçok şeyi
öğretiyormuş. Dahası o olamadan doğum olmuyor ve galiba öğrenmede olmuyor... Ve
oraya giderken nasıl bir kostüm giyebiliriz bunların hapsi birer araştırma
konusu.
Başka bir tehlikede
uzaydaki radyasyon güneşten saçılan radyasyon ya da başka bir yıldızdan saçılan
radyasyona karşı ne yapabiliriz? Film bu sorular çerçevesinde yapılan
çalışmaları anlatıyor. Şimdilik bilim adamlarının bulduğu uzay gemisinin
yalıtımını güzel yapmaları yoksa radyasyona maruz kalırız.
Uzay göçünün birde
psikolojik boyutu var. Bilim adamları böyle durumlarda ne yapabilecekleri
konusun yapılan çalışmalarda yolculuk boyunca az sayıda insanın dar bir ortamda
asabileştiği veya farklı davranışlar ortaya koydukları gözlenmiş ve buna
yönelik çözüm aranıyor. Bir çözümde uzaya gönderilecek astronotların genç
çiftler olması gerektiğine yönelik bir öneri sunuldu fakat bunun da sakıncaları
uzayda üreme yapılamıyor. Ama buna da çözüm olarak yaşlanmama geni
araştırılıyor.
Filmde başka bir
gezegene gidebilmek için karşımıza çıkabilecek sorunlar ve bunların olası
çözümleri anlatılıyor.