>
Hayatta kalmayla ilgili şaşırtıcı her şey
dünya gezegeninde yaşayan bir yaratığın vücudunda şekilleniyor. Vahşice değişen
habitatlara adapte olmuş ve evrim geçirerek hayvanlar âlemine özgü silahlar
geliştirmiş bir hayvan. En büyük avantajı kemikleri paramparça eden ısırığı, bu
gizemli yaratık aşırı iklim değişikliklerinin acımasız rakiplerin ve en ölümcül
tehditlerin üstesinden gelerek evrimin nihai varislerinden biri olarak
karşımıza çıkmaktadır. 45 bin yıl önce Kuzey Amerika geniş çayırların hâkim
olduğu bir arazi. Bu dünya gezegeninde en fazla korkulan etoburlardan biri kısa
yüzlü dev ayının ağırlığı neredeyse küçük bir abranın ki kadar. Bilim adamları
yıllar boyunca onun en mükemmel bir avcı olduğuna inandılar. İlk
paleontoloklar, onun müthiş bir koşucu olduğunu düşünürler. Bu yüksek hızlara
sahip, uzun adımlarıyla çok hızlı hareket eden bizonları ve mamakları
kovalayabilen inanılmaz bir avcı, ama gelmiş geçmiş en büyük ayının nesli
tükeniyor. Bunun en yakın akrabaları olan daha küçük ayılarsa nesillerini
sürdürmekle kalmayıp gezegenin dört bir yanına yayılıyorlar. Bu dev ayıların
çeşitliliği ile boy ölçüşebilecek çok az sayıda hayvan türü vardır. Et, bitki
ve hatta böcek yiyerek bile hayatta kalabilirler. Olabildiğine farklı
habitatlarda yaşarlar. Hindistandaki sıcak az tropikal alanlardan kutupların
buzlu bölgelerine kadar yaşarlar. Paleontoloklar insanoğlunun doğaya hükmetme macerasında
ayıların ürkütücü bir rakip olarak ortaya çıktığını keşfettiler Buna rağmen en
ürkütücü olanların nesli tükendi.
Ayı evriminin gizemi 20 milyon yıl öncesinde
orta avrupada başlıyor. Dünya bu gün olduğundan daha sıcak ve ormanlarla örtülü
durumdaydı. İnsanoğlunun yükselişi hala milyonlarca yıl uzaktadır. İlk ayı
sadece bir tilki tariyeri boyutunda, kendini hayatta kalabilmeye adamış etobur
atalarının soyundan gelmiyor. Ancak kara hiç te güvenli sayılmıyor. Ayı, burada köpekler, sırtlanlar, kedilerle
rekabet durumdadır. Rakipleri onun ağaçların üstünden kalmasını zorlamıştır.
Otobur bir hayvan ağacın tepesinde nasıl hayatta kalabiliyor. Hangi genetik x
faktörü köpeğe benzeyen küçük bir yaratığı bu gün bildiğimiz ayılara
dönüştürür. Cambridge üniversitesinde görev yapan Doktor Anjali Gaswami
memelilerin evrimi konusunda bir uzman modem bir ayının kafatasına kaplan gibi
bir başka tipik bir etoburunkiyle karşılaştırarak tüm ayıların atasının
torunlarına aktardığı gizli hediyeyi açığa çıkarıyor. Daha standart bir etobura
örneğin bir kaplana baktığımızda jilete benzeyen küçük az azı dişlerine sahip
olduğunu, bunların jilete benzeyen alt azı dişleriyle kapandığını görürüz. Bu
dişler et kesme amacıyla gelişmiş bir kesme hareketi gerçekleştirir. Yani diş
yapıları öğütmeye elverişli şekilde gelişmiştir. Ayılar hem kesici hem de
öğütücü dişlere sahip oldukları için etin yanı sıra bitkiyle de beslenirler.
İlk ayılar için kritik öneme sahip olan bu dişler onların ağacın tepesinde
yerdeki yırtıcı hayvanlardan korunurken beslenmelerine olanak sağlıyor. İlk
ayının tüm torunlarına aktardığı en önemli özellik diş esnekliğidir.
Daha sonra ilimle beraber ilk ayıların
şansları da çarpıcı biçimde değişiyor.14 milyon yıl önce sıcaklıklar şiddetle
düşmeye başlıyor. Soğuk hava az tropikal ormanları yok ediyor. Ağaçlarda
yaşayan ilk ayının çimenlik dünyaya bir şekilde alışması gerçekleşiyor. 14
milyon yıl önce ilk ayının soyundan gelen iki türün dünyanın dört bir yanına
yayılmaya başlıyor.
Dev ayının atası, kısa yüzlü dev ayıya
dönüşecek olan bir ayı türü, kısa yüzlü küçük bir ayı oluyor. Orman habitatının
yok olmasıyla yiyecek aramaya başlıyor. Ancak fosil kayıtları şaşırtıcı bir
durumu ortaya koyuyor. Güney Amerika’da yaşadıklarını gösteriyor. Bu gün beling
denizi olarak bilinen 90 km lik bir suyolu Avrasya’yı Kuzey Amerika’dan
ayırıyor. 14 milyon yıl önce basılan ani soğuk kutup bölgesindeki suların
donmasına neden oluyor. Buz dünya gezegenini derinden etkiliyor. Normalde
okyanusla akan su kutuplarda donup kalıyor. Bu dünya çapında deniz seviyelerinin
çarpıcı derecede düşmesine neden oluyor. Birden bire denizlerin ortasında
karalar yükselmeye başlıyor. Günümüz alaskası ile doğu Sibirya arasında bölge
ortaya çıkıyor. Berinciya ya da bering köprüsü olarak bilinen bu kara kuzeyden
güneye doğru 1600 km boyunca uzanarak Asya ile kuzey Amerika’yı birbirine
bağlıyor. Berinciya ya da bering köprüsü bitkilerin, hayvanların ve insanların
eski dünya ile yenidünya arsında gidip geleceği bir geçit olarak görüyor.
Ayılar bu köprüyü kullanarak Asya’dan kuzey ameri kaya geçti. Yani ayı evrimi
burada gerçekleşti. Sonraki binlerce yıl içinde sıcaklık yeniden yükseliyor.
Kutuplardaki buz eriyor ve Berinciya yeniden sular altında kalıyor. Kısa yüzlü
ayı yeni düzlüklere adapte olmak zorunda yoksa dünyada kısıtlanır. Düzlüklere
adapte olmak zorunda yoksa yok olma riskiyle karşı karşıya kalır.
Soğuk bir akıntı Antartikayı tehcir ederek
sıcak akıntılardan etkilenmesine sebep oluyor. Kuzey Amerika Güney Amerika ile
birleşiyor. Bu, Atlantik okyanusun pasifik okyanusundan ayrılmasına sebep
oluyor. Kutupta kalıcı buzullar oluşuyor. Buzul çağı yüzlerce türün yok
olmasına neden oluyor. Kılıç dişli kaplan, yünlü mamut ve tembel ayı
yeryüzünden siliniyor. Sadece en güçlü olan ve en iyi adapte olan hayatta
kalabilecek. Ancak bütün ayı türleri buzul çağını atlatmayacak. Tüm ayıların
atası olan 20 milyon yıl öncesinin ilk ayısı bu dönemde en az üç farklı ayı
türünün ortaya çıkmasına yol açıyor. Kısa yüzlü ayı Kuzey Amerika’da kalıyor.
Siyah ayı ve boz ayının atası Avrasya’da, antik panda soğuğu atlatmak için
olağan üstü bir gelişim bir kıtada oluşuyor. İlk önce panda siyah Beyaza
dönüşüyor. Bilim adamları bunun kar ve kayaların arsında gizlenme amaçlı
olduğunu düşünüyorlar. Ot kaynakları tükendiğinde panda açlığın üstesinden
gelmek için basit ama bir o kadar da dâhice bir çözüm geliştiriyor. 2 milyon
yıl öncesinin çininde potansiyel bir besin kaynağı olarak bambu buluyor.
Etrafta bu bitkiden bol miktarda var. Ancak panda bir etobur ve bir engel daha
var. Panda bu dayanıklı ve sert bitkiyi tutamıyor. Pandanın pençeleri av
yakalamak için tasarlanmış bitki yemek için değil. Ancak açlık evrimi geçirmeye
en önemli etkenlerden biridir. Pandanın 5 tırnağı var ancak bu tırnaklar ince
bir bambuyu tutmak için elverişli değil evrimin bu duruma karşılık vermek için
tırnakların altındaki kemikten faydalanıyor. Kemik pençedeki 5 tırnağa karşı
koyan bir kuvvet görevi gören bir tümseğe dönüşüyor. Bu tümsek pandanın
başparmağı olarak görev görüyor. Bu başparmak pandanın bambuyu tutmasını ve
koparmasına sebep oluyor. Artık pandanın ezici çenesi ve öğütücü dişleri
görevini yerine getirmektedir. Panda yiyecek üstesinden geliyor.
İki milyon yıl önce hindistanın ılıman
ormanlarında adapte olan ayılar ağız ve dişler oluşturmaya başlıyor. Uzun bir
dil ve daha büyük hareketli bir burun oluşturuyor ve ilk kesici dişlerini de
kaybediyor. Böylece ünlü ayı ısırışını da feda ediyor. Ve artık yeni bir türe
dönüşüyor. Tembel ayı bu tür evrim geçirerek ağzındaki tuhaf gereçleri
geliştiriyor. Tembel ayı karınca ve ağaçlarla besleniyor. Uzun burnu sayesinde
karınca yuvası ve tepesinde vakum görevi görüyor. Burun deliği sayesinde termitleri ve
karıncaları çekiyor.
Bir başka ayı da grileşerek soğuk havaya
adapte oluyor. Leşleri parçalamak için dişleri gelişiyor. Bu dişleriyle kemiği
parçalayıp iliği yiyebiliyor. Buzul çağı hala devam ederken kısa yüzlü ayı
dünyaya ayak basan en büyük ayı olarak biliniyor. 900 kiloluk ağırlığı ve iki
ayak üzerinde durduğunda 3m den daha uzun olabiliyor. Saatte 20 km hızla
koşabiliyor. Alnının ortasındaki koku alma duyusu büyüyerek leşlerin kokusunu
10 km uzaklıktan alabiliyor. Evrimin en müthiş ayısı olarak bilinir.
Düzlüklerde et bulma rekabeti olduğu için vücut yapısı büyüyor. Aslan kurt gibi
hayvanlardan korunması için de öyle. Kendilerini korumak ve yiyecek bulmak için
kocaman olmak zorundadır. Soğuk olan hava Asya ile Alaska arasındaki suyu
dondurarak bir köprü oluşturuyor. Berinciya geri dönüyor. Kahverengi ve boz
ayılar bu köprüyle kısa yüzlü ayının olduğu tarafa yerleşiyorlar. Ama kısa
yüzlü ayı bu yerin onlara vermeye hiç niyeti yok. Kısa yüzlü dev ayı boz ayıyı
Asya’ya geri yolluyor. Kahverengi ayı ise nesli tükeniyor. Kısa yüzlü dev ayı 1
milyona yakın yıl Amerika’ya hükmediyor. Ancak boz ayı tekrar Kuzey Amerika’ya
yerleşiyor ve kıtayı fethediyor. Bu sırada Avrasya’da yeni bir ayı türü ortaya
çıkıyor. Mağara ayısı Avrasya’daki ayılardan daha büyük ve kuvvetlidir. Hem et
hem de ot yiyebilecek dişlere sahiptir. Sonra bu ayılar müthiş bir değişime
uğruyor. Bunlar berinciyaya yerleşiyor. Aşırı soğuklar toynaklı hayvanları
berinciyadan ayrılmalarına sebep olurlar. Kısa yüzlü dev ayının yiyecek
kaynakları da böylece yok oluyor. Kısa yüzlü dev ayı Kuzey Amerika’yı boz
ayılara bırakarak Güney Amerika’ya göç ediyor Avlanma nedeniyle dev ayı
yeryüzünden siliniyor.
Ani bir iklim değişikliği ayıları kutup
bölgesine hapsediyor. Bir grup boz ayı Avrasya’ya göç etmek için sürüden
ayrılıyor. Ama burada yaşayabilmesi için değişim geçirmesi gerekiyor. Burun ayı
balığının kokusunu 32 km uzaklıktan alabilecek durumda gelişiyor. Bir oturuşta
vücut ağırlığının %20 si kadar yiyebilmesini mümkün kılan dev bir mideyi
geliştiriyor ve avlarına görünmez oluyor. Kutuplarda kıstırılan boz ayı
gelişerek kutup ayısına dönüşüyor. Görünüşünün aksine kutup ayınsın derisi
aslında kahve renklidir. Kürkündeki ısıyı depolamak için tasarlanan tüyleri
tamamen şeffaf. Ancak kardan ve güneşten yansıyan ışınlar beyaz gibi
görünmelerine neden oluyor. Hiç mola vermeden 100 km yüzebilecek kadar
kuvvetlidir.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntılarında Vardır
1.Dünyadaki en yaygın ayı türü hangisidir?
2.200 bin yıl içinde kuzey kutbunda boz ayılar niye
kutuplara akın ediyor?
3.Mağara ayıları niye insanlarla karşı karşıya kalıyor?
4.Boz ayılar neden kutup ayılarına dönüşüyor?
5.Boz ayı nerelere adapte oluyor?
6.Kısa yüzlü ayıların ataları buzullu dönemden yenidünyaya
gelmeyi nasıl başardılar?
7.Kısa yüzlü dev ayı neden yeryüzünden siliniyor?
8.Boz ayılar beden buzlu arazilere akın ediyor?
9.Panda neden bambu yemeye başlıyor?
10.İlk ayılar neden ağaçlarda yaşıyor?
Saime
SAVDA EĞİTİM BİYOLOJİ 3. SINIF 2010