Amazon Nehri Boyunca Yaşayan Yerlilerin Nehirle İlişkisi ve Önemi 45'
Amazon nehri doğanın sıra dışı bir kuvvetidir. Dünyanın en
büyük yağmur ormanlarıyla beslenir. Sularında
büyük bir balık çeşitliliği var. Dünyanın en zengin nehri olmakla kalmayıp,
aynı zamanda en güçlü nehridir.
Dünyadaki bütün nehirlerden daha fazla su taşıyor. Nehrin kıyılarında yedi milyon insan yaşıyor.
Amazonun gücü kontrol edilemiyor. İnsanlar nehir tarafından belirlenen bir
yaşama uyum sağlamak zorundadırlar. Peru’da ki kaynağından, Brezilyadaki
deltasından amazon nehrini güney Amerika’yı boylu boyunca dolaşıyor. Nehir
havzası amazona doğru çıkan bin yan kola sahip, nehir kıyısında yaşayan köyler
nehir yaşamına uyum sağlamışlar. Su seviyesi nehrin mevsimlik selleri döneminde
su seviyesinin yükselmesi, nehrin kapladığı alan üç kat daha artırıyor. Su
seviyesi yirmi metre kadar yükseliyor. Nehrin kıyılarında köyler kurulmuştur. Perular bu köylülere riberenyumlar( nehir
halkı) diyorlar. Bunlar doğal çevreyle
yakın ilişkiler kurmuşlardır. Amazonun gücü su iniş ve yükselmelerindeki
dengesizlikleridir. Riberenyumlar nehrin aşırı sellerine uyacak bir yaşam
şartını benimsemişlerdir. Evleri bu amca yönelik tasarlamışlardır. Sel
sularının evlerin altında geçecek şekilde direklerin üzerinde kurulmuştur. Ama
bu onları güvende tutmaya yetmiyor.
Çünkü amazon sadece sel baskınıyla yetinmiyor. Aynı zamanda gözle görülebilecek birden
rotasını değiştirebilir. Bu yüzden bir
köy kendini yeni bir kanalın dibinde bulabilir. Amazon yumuşak toprakta kolayca
rota değiştirebilir. Amazon toprakları
çok verimlidir. Bu toprakta küçük çapta
da olsa tarım yapılmaktadır. Nehir çok çeşitli balık türlerini barındırıyor.
Yerli halk balık avlamak için çık çeşitli yöntemler geliştirmişlerdir. Buaka
bitkisinin yapraklarını ezdikten sonra suya bırakıyorlar. Buakanın zehri sudaki
oksijeni tüketmesi sonucunda boğulma tehlikesi yaşayan balıklar su yüzeyine
çıkarlar ve yerliler balıkları mızraklarıyla avlarlar. Nehrin yerli halkı hayatta
kalmak için nehri çok iyi anlamışlardır. Ormanın iki büyük yan kolunun
birleştiği noktada kurulan orman metropolitinde yaklaşık dört yüz bin insan
yaşıyor. Bu suyolu şehri, dünya ile
bağlantının kurulduğu bir yerdir.
Ticaret bu yolla sağlanılıyor. Bazı köylere hiç ulaşım yapılamıyor
buradaki insanların yaşamları nehrin insafına kalmıştır. Buradaki insanlar
yoksulluk içindedir. Buradaki evler çoğu suyun üzerinde yüzecek şekilde
tasarlanmıştır. Elektrik ve su tesisatı olmayan evlerde yaşıyorlar.
Kanalizasyon sistemleri olmadığından dolayı sular çok çabuk kirlenmekte sıtma
hastalığı görülür. Nem oranın fazlalığından dolayı solunum yolu hastalıkları
yaygın olarak görülüyor. Bu köylülerin içme suyu boruları yoktur. Su
ihtiyaçlarını arıtılmamış nehirden ve yağmur suyundan karşıladıkları için bebek
ölümleri şaşırtıcı bir şekilde artıyor. Mide ve bağırsak enfeksiyonları sık
görülüyor. Amazon selleri doğanın oldukça göze çarpan bir şekilde uyum sağladığı
kendine has bir çevre yaratıyor. Sel suları altında kalan ormanlar buna iyi bir
örnektir. Sular altında kalan küçük ağaçlar toprağa tutunmak için köklerini
suyun üzerinden toprağa tutunmaya çalışıyorlar. Amazon nehri havzası o kadar
geniş ki halen keşfedilmemiş yan kollar ve kayda geçmemiş binlerce bitki ve
hayvan türü vardır. Bu amaçla su yüzeyinde kurulmuş bir laboratuar vardır.
Ağaçlarla balıklar arasında simbiyotik bir yaşam tarzı gelişmiştir. Yağmur
mevsiminde çok çeşitli meyve veren ağaçlar balıklar için bol bir besin kaynağı
oluşturur. Balıklar meyveleri yedikten sonra tohumlarını dışkılarıyla yayarlar.
Bu durum simbiyotik bir yaşamı oluşturur. Riberenyumlar içim balık önemli bir
besin kaynağıdır. Amazon nehri üzerinde baraj yapılamıyor. Amazonun gücü
kontrol edilemiyor. Yan kolları üzerinde inşa edilen barajlardan elektrik
üretiliyor. Amazonun zorlaştırıcı yaşam koşullarından dolayı çoğu köye elektrik
verilemiyor. 2005’te amazonda yaşanan kuraklık çok ciddi zararlara neden
olmuştur. Balıkların ölmesi yerli halk için tam anlamıyla bir felaket olmuştur.
Orman yangınları su döngüsünü yok ediyor. Amazondaki ağaçlar tüm dünyanın oksijeninin
yüzde yirmisinden fazlasını üretiyor. Soya fasulyesi yetiştiriciliği çok karlı
bir iş olduğu için orman alanları tahrip edilip soya fasulyesi tarlalarına
dönüştürülüyor. Birini yok eden şüphesiz diğerini de yok edecektir.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1. Amazon
nehri kaynağını nereden alıyor?
S2.Amazon
nehrinin ilk köyü hangisidir?
S3.Nehir
kıyılarında yaşayan köylüler yerlerini neden yılda birkaç sefer değiştirir?
S4.Amazon
topraklarını verimli kılan nedir?
S5.Riberenyumlar’da
gerçekleşen göçlerin sebebi nedir?
S6.
Riberenyumların avlamaya cesaret edemedikleri balık hangisidir?
S7.Yaşam araştırma
projesi amazondaki çalışmaları en çok hangi sahanın üzerinde yoğunlaşıyor?
S8. Çok
sayıda insanın ve hayvanın ölümüne neden olan amazonun yan kollarında inşa
edilen baraj hangisidir?