Oyuncak bir denizaltından yapılan
maketin üzerindeki oynanmayla canavar efsanesi halk arasında yayılmaktadır. Loch
Ness canavarı çekilen iki farklı resimle efsaneleşiyor. Efsaneyi daha kalıcı
yaptıran resmi saygın bir Londralı cerrah olan Robert Wilson bu efsaneye ortak
olmaya ikna ediliyor. Şakalardan hoşlanan Wilson basına bu resmi kendisinin çektiğini
iddia etmeye razı olur. Bu hile inanılmaz bir başarı sağladı ve Ness’inin
varlığının bir delili olarak kabul edildi. Hayret verici şekilde gerçek hikâye
50 yıl boyunca bir sır olarak kaldı. Bu hilenin gerçek hikâyesi küçük zümreler
tarafından biliniyordu ama asla halka yayılmadı.
Psikolog ve yanılsama uzmanı Helen
Ross bu efsanenin insanların suyun içinde normal objeler gördükleri halde
canavar gördüklerini sanmalarını sağlayacak kadar güçlü olduğuna inanıyor.
Karşılarında belli belirsiz bir şey olduğu zaman insanlar çoğunlukla ne
gördüklerini bilmez ve binbir çeşit garip objeler
gördüklerini zannederler. Bu yanan ateşin içinde yüzler görmek veya mürekkep
lekelerini yaratıklara benzetmek gibi bir şeydir. Bir şey görmek için göle
bakan binlerce insan içinden bir iki tanesinin bir canavar gördüğünden
kesinlikle emin olunması şaşırtıcı bir şey değil. Loch
Ness projesinin üyeleri gibi tüm şüpheciler Loch Ness’in kendine has topografisinin canavar görme iddialarına yol açtığı
inanılıyor. Loch Ness
araştırmacısı Adrian Shine Loch’ta göz yanılmalarını yaratan iki faktörün etkili
olduğunu ileri sürüyor. İlk olarak Loch güneybatı ve
kuzeydoğu rüzgârlarıyla aynı yönde uzandığı için bir rüzgâr tüneli görevi
görüyor. İkincisi ise fazlasıyla derin olmasından dolayı Loch’un
suları yaz aylarında asla fazla ısınmıyor ve kış aylarında fazla soğumuyor. Loch Gölü asla donmuyor. Kışın nispeten ılık olan sular
daha soğuk olan havayla çarpışıp suyun üzerinde beklenmedik ılgınlar
oluşturuyor. Yazın ileri döneminde esen rüzgârlar suyun yüzeyindeki daha az
yoğun ve daha ılık katmanla birleşince Seyş adı
verilen sıradışı bir etki uyandırabiliyor. Kırmızı
sıcak katmanın daha soğuk olan mavi katmanla birleşmesiyle oluşuyor. Bu karışma
süreci rüzgârın etkisiyle başlıyor ve ilerleyen yüzeydeki suları Loch üzerinde hareket ettiren bir sualtı dalgası
oluşturuyor. Sıcak katman aşağıdaki soğuk katmanın üzerinden geçerken oluşan bu
tahtevarelli hareketi insan gözü tarafından nerdeyse
görülemez niteliktedir. Üst katmanın boylu boyunca Loch’u
aşması yaklaşık 30 saat alıyor. Öbür uca ulaştığında kıyıya çarpıp geri dönüyor
ve bu sefer rüzgâra karşı yol alıyor. Suyun üst katmanı tarafından taşınan bir
kütük rüzgâra karşı yüzüyormuş gibi görünüyor. Bu eşsiz görüntüler bir seyşe takılmış olan kütüğün yüzüşünü net bir şekilde
gösteriyor. Öyleyse Loch Ness’de
bir nesne görüp ahh o bir kütük diyip derken onun rüzgâra
karşı hareket ettiğini görüyoruz. Bir anda mantıksal olarak bunun rüzgâra karşı
hareket edebildiğine göre yüzdüğü yani canlı olduğu sonucuna varıyoruz. Shine kütüklerin ve su üzerinde giden başka şeylerin
görünüş itibariyle canlıymış gibi hareket etmesinin birçok yanlış canavar görme
raporuna yol açtığına inanıyor. Kütükler altı ayrı nehirden Loc’a
taşınıyor ve Legmiv rakımı adındaki sualtı rakımı
sayesinde merkeze doğru hareket ediyor. Bundan sonra kütük bir seyş tarafından alınıp rüzgârın aksi istikametinde
götürülecek konuma getiriliyor. Peki insanlar hareket eden bir kütüğü gerçekten
bir canavar sanabilir mi? Bu teoriyi test etmenin bir yolu bir kütüğü uzunca
bir ipe bağlayıp suda çekmek. Canavar görenlerin birçoğu su üzerine çıkan
sırtlardan bahsediyor, bazıları ise
kafalar ve boyunlardan. Bu test için Adrian Shine rastgele bir kütük seçiyor. Doğru bir ışıkla ve
sudaki çalkantıyla Loch Ness
canavarımız tüm heybetiyle yüzüyor. Günümüzde canavar gördüğünü söyleyenler
yüzen hayvanları tekne dalgalarını büyük balıkları veya kütükleri görüyor olabilir;
fakat yinede efsane yıllardır gücünü koruyor. Akdeniz Jeolojisi uzmanı İtalyan
Dr. Licardi Lochtaki eski
canavar görme olaylarını açıklamak için başka bir teori geliştirdi. Bunun daha
alışılmadık bir kaynaktan depremlerden geliyor olabileceğini düşünüyo. Luicipi Cardi Lochness canavarı
efsanesinin temellerini sismik aktivitenin yüzeyde bir canavar sanılabilecek
çalkantılara yol açabiliceğini söylüyor. Licardi tarihi Yunan tapınaklarını inceliyor ve Mitolojide
Yunan, İskoç veya başka bir yerin mitolojisinde göze çarpandan çok daha fazlası
olabileceğini düşünüyor. Mitolojide tanımlanan birçok yetkinin güçlü
depremlerin yarattığı etkilere benzediğini görebiliriz. Licardi
teorilerinin yalnızca tarihi Akdeniz yörelerine değil aynı zamanda suya ilişkin
efsanelere de uygulanabileceğini düşünüyor. Bazı jeologlar 1991 de Guatalaman da yaşanan bir depremin onun bu teorisine destek
verecek kanıtlar sunduğuna inanıyor. Tarihi maya medeniyetine dair kanıtlar
arayan bilim adamları yakınlardaki bir gölde çalkantılara yol açan bir depreme
tanık oldular. Sismik şok yerel efsanelerde sözü edilen yılanlara yakın
benzerlikler gösteren bir dalga oluşumu meydana getirir. Licardi
Loch Ness’deki canavar
görme olaylarına benzer sismik aktivitelerinin yol açmış olabileceğini düşünüyor.
Loch Ness 400 milyon önce
İskoçya’yı meydana getiren kıtaların çarpışmasıyla oluşan büyük len hattının tam üzerinde bulunuyor. Fakat suda bir
çalkantıya yol açtığı kayıtlara geçen tek deprem 200 seneden fazla zaman önce Loch Ness’de büyük bir depremle
sarsıldığında oldu. O depremin merkezi 1000 milden fazla uzaklıktaki Lizbon
Portekiz’deydi. Raporlar yaklaşık bir metre boyundaki bir dalganın Loch üzerinde hareket ettiğini belirtiyor. İngiliz Jeolojik
Tetkik Enstitüsünün baş sismologu Login Masın bu teoriye şüpheyle yaklaşıyor.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntılarında Vardır.
1-Loch Ness canavarının güçlenmesine yardımcı olan canlılar
hangileridir.
2-Loch Ness Gölü canavarı efsane mi? Gerçek mi? Uzmanlar bu konuda
ne diyor.
3-Su altında oluşan seşlerin kütüklerin gizemli, iri, hörgüçlü yaratıklar gibi
görünmesine neden olan nedir.
4-Loch Ness üzerinde canavar görme olaylarının çoğunun doğal feromenler olabileceği nasıl kanıtlandı.
5-İngiliz Jeolojik Tetkik
Enstitüsünün baş sismologu Loch Ness
efsanesi teorisine nasıl yaklaşıyor.
6-Loch Ness araştırmacısı Adrian Shine Loch’taki göz yanılma
faktörünün ne olduğunu savunuyor.
7-Psikolog ve yanılsama uzmanı
Helen Ross bu efsaneyi nasıl tanımlamıştır.
8-Loch Ness canavarını nasıl efsaneleşti.
Tülay
KORKMAZ EĞİTİM BİYOLOJİ 5. SINIF