63.-
Kuramsal olarak bir toplumda 4 kategoride insan var;
A-Peygamber ahlaklı insanlar,
B-Doğal veya vahşi ahlaklı insanlar,
C-Peygamber+ doğal ahlaklı yani hercai ahlaklı insanlar,
D-Diğer ahlak kategorisindeki insanlar
Vahşi-Doğal Laik Eğitim Koşulları;
1-A’deki insanlara sadece dünyevi devletinizin ve
rejiminizin milli düşünce işletim sistemini
hidayet edip yüklüyorsunuz ve laiklikle din-inanç cahili olarak
yetiştiriyorsunuz.
2-B’deki insanlara inanç düşünce işletim sistemini hidayet edip yüklüyorsunuz ve
laikle devlet-rejim cahili olarak yetiştiriyorsunuz.
3-A, B, C ve D’ deki bu insanlardan oluşan toplumu sosyal ve ekonomik sistemini
çalıştırıyorsunuz.
Sonuç ne olur?
İpucu; Kuramsal
olarak bir aile, devlet, yönetim ve rejim sisteminde;fıtraten
sağda olması gereken insanlar solda, solda olması gereken insanlar sağda, üstte
olması gereken insanlar altta, altta olması gereken insanlar üste, dinde
hidayet edilmememsi gerekenler hidayet edilip dine konmuş, hidayet edilmesi
gerekenler dinden çıkartılıp liyakatsiz sisteme hamal edilmişse…vb her şey tam
tersine liyakatsizce balans edilmiş ve sistem çalışıyorsa kavimdeki
fertlerde bunun bilincinde değilse;böyle bir insan sisteminin geleceğe
yönelişte insani yücelişe değil de hayvanı ve cücelişe
gidişi bir arada düşünün.
İpucu;1.
C.63.1-Peygamber ahlaklı bir insanı
din-inanç cahili olarak yetiştirsek bile doğasında bulunan ahlaktan dolayı dine
karşı yine de sempatiyle ve hoşgörüyle yaklaşır.
2-Vahşi ahlaklı bir kişiye inanç
düşünce sistemi yüklememiz onun kısmen de olsa vahşi ahlakını evcilleştirir.Devlet-rejim cahili olması da dine bu alanda
yanlış kullanmasına ve uygulamasına neden olur.
3-Peygamber ahlaklı insanların diğer
kategorilerde üzerinde sosyal alanda daha baskın bir etkisi olabilir.Doğal
veya vahşi ahlaklı insanlar ise ekonomik alanda diğer kategorilerden daha üstün
duruma geçebilir.C ve D kategorileri ise ekonomik ve sosyal alanı dengeleyen
daha başarılı kesimi oluştururlar. Zuhal
YILDIZBAŞ
C.63. Aslından olmayan koşullar üzerinden
düşünmek yani ‘’se,sa’’larla hareket etmek düşünce
sistemi açısından çok doğru bir yaklaşım olmaz.Bu nedenle peygamber ahlakıyla
ahlaklaşmış bir toplumun diğer yönelişlere ihtiyacı kalmaz.Eşitlik ve adalet
gibi kavramlarla hayatını sürdüren ve en önemlisi cehaletin karanlığından
sıyrılan bir toplum inşa edilirdi.Gülistan
DİKSİN
C.63. 1) Dürüst ve namuslu yaşarlardı.
Dinden eksik olsalar da düşünerek ve mantıklarıyla tekrar dine dönerlerdi.
2) Dine adapte olurlar fakat dini tam
olarak yaşayamazlardı.
3) Sosyal bakımdan birbirlerine çok
bağlı olmasalar da ekonomik bağımlılıktan dolayı birlikte yaşarlardı.Şaban DOĞAN
C.63.1)Yalan söylemeyen, hoşgörülü,
iyiliksever… fıtratında hep olumlu düşünceleri düşünen
insandır.
2)Doğal ortamda kendi iradesiyle çevreden hiçbir yardım
almadan ormanda yaşayan insanlardır. Tülay
KORKMAZ
C.63. Belli bir düşünce ya da ahlaka sahip
insanların, bu düşünce ve ahlaklarının tam tersine çevrilmek istenmesi çok
yanlış bir davranış olur. Diyelim ki değiştirildi ve bu insan bunun bilincinde
değilse işte en büyük yanlış olmuş olur. Bu yanlışlar insanı yücelişe değil
cüceliğe götürür. Vidan BAYKAR
C.63A)Peygamber ahlaklı insanlara
siyaseti yükleyip laiklik din ve inanç cahili olarak yetiştirirsek,o
insanlar büyük çelişkiler içine girip toplumu da kendilerini de bir çıkmazın
içinde bulurlar.Ruhlarında derin yaralar açılır.
B)Bu
kategorideki insanlar ehlileşip doğruyu bulurlar.
C)Bütün bu
insanları karıştırıp topluma sürdüğümüzde ortaya bugün yaşadığımız toplum gibi samimiyetsiz,özverisiz,adaletsiz,gücün parada olduğu
karmakarışık bir ortam ortaya çıkar.Şahver
ERTUNÇ
C.63.1) Böyle bir insan kendi edindiği
yanlış dini bilgilerin doğru olduğunu ileri sürer. Her şeyi devletin ve rejimin
milli düşünce sistemiyle düşünmeye başlar. Dinide buna alet ederek kullanır.
2) Bu tip insanlarda ise dini bilgisinin olmasına
rağmen devlet ve rejim cahili olur.
3) Böyle bir toplumda herkes kendi çıkarını düşünerek
bir kaos ortaya çıkar. Sonuçta çatışmalar, ezilmeler,
bölükleşmeler vb. oluşur. Hüseyin HASIRCI
C.63.İnananlara saygılı olmak lazım ve
onları peygamber ahlakına sahip oldukları için çok iyi görmek lazım onlar
hayatlarını hep imana vermişlerdir çünkü.Figen ÜLKER
C63.1). Peygamber ahlaklı insanlar hak
yolunda din yolunda ilerleyen insanlardır.
2). Kişilik özüne tam eremeyen bireyler, toplumun
farkında olmayan fertler yetişir.
3). Olumlu veya olumsuz sonuçlar ortaya
çıkabilir. Tam sağlam temeller üzerinde duran veya durağan boşluğa sürüklenmiş
bir anlayış gelişebilir. Tahir İGİT
C.63. Sonuç; herkes farklı, kendisinin anlamadığı alanlara
yöneltildiği için kimse bu hayatta başarılı olamayacağı gibi gittikçe karanlık
bir yola sapacaklardır. Bu kapasiteye, anlama güdüsüne bağlı bir şey. Eşeğe
altın semer bağlansa da eşek yine eşektir. Bu da böyle bir şey peygamber
ahlaklı olmayan kişilere istediğiniz kadar İslami bilgiler verin onun işletim
sistemi farklı olduğundan o İslami bilgileri kendi bilgileriyle
bağdaşlaştıramayacağından bu sefer kendi doğrularını da değiştirmek
istemeyeceğinden karanlığa doğru yol alacaktır. Bu aynı şekilde peygamber
ahlaklı bir insana başka işletim sistemi yüklendiğinde de bu durum ortaya
çıkar. Bana göre hiçbir insan doğuştan günahkâr bir biçimde dünyaya gelmiyor.
İnsanlar Allah’a ibadet ederek dünyaya gelirler. Her çevre kendi menfaati
sonucunda dünyaya yeni gelen bebeğe işletim sistemini yüklüyor. Bir yerde
okuduğuma göre bir bebek 3 yaşına kadar bütün kişiliğini, karakterini
kazanıyormuş. Bu dakikadan sonra onu değiştirmek çok zormuş. Yani o bebek
yetiştiği toplum çerçevesinde işletim sistemini yüklemiş olur. Esengül MELEN
C.63. 1) A şıkkındaki insan kategorilerin de din, inanç
olmayınca kendilerini her şeyin sahibi ve hiç
ölmeyecekmiş gibi dünya hayatına dört elle
sarılmış fertler yetişmiş olurdu.
2)B
şıkkındaki insan kategorilerin din ve inanç sistemi olduğu için devlet
yönetiminde daha çok
inandığı dinin gerekli kurallarına göre her
şeye yorum ve hareket eder.
3)Hangi
kurumsal toplum başta olursa sosyal düzen ve ekonomik o şekilde şekil almaya
başlar.
Günümüzde de içinde
yaşadığımız bu devlette dört kategoride insan vardır ve çoğunluk daha doğrusu
yönetim doğal ve vahşi insanların elinde
olmaktadır. İsmail TOPAL
C.63) A’daki
insanlara sadece dünyevi devletimizin ve rejimimizin milli düşünce işletim sistemini
koyup, din-inanç cahili olarak yetiştirirsek o zaman düşünce işletim sistemine
uygun yapı elemanları bulunamayacağından sistem işlev göremez. B’ deki
insanlara inanç düşünce işletim sistemini koyup, devlet-rejim cahili olarak
yetiştirirsek o zaman yine uygun yapı elemanları olmadığından birimler ile işletim sistemi arasında
bir bağ kurulamaz ve işlev göremez. A,B,C ve D ‘den oluşan toplumun sosyal ve
ekonomik sistemini çalıştırırsak herkes kendine uygun olanı seçer ve oraya
yerleşmeye çalışır. Oğur ABAY
C.63. 1) Bu insan peygamber ahlaklı olduğu için sürekli
araştırarak kendi dininin doğruluklarını saptar ve bu konuda bilgi sahibi olur.
2) Bu insanlar araştırmadıklarından
dolayı laiklikle devlet rejim cahili olmaya devam ederler.
3) Toplumda bu kategorideki insanların
yaptıkları farklı olur. Mehmet Rasim AKSUNGUR
C.63. Her ruhun ait olduğu bir beden
vardır. Nasıl ki bir kutup ayısı sıcakta yaşayamazsa o ruh da ait olmadığı bir
bedende can bulamaz. Bu nedenledir ki peygamber ahlaklı insanlar kendini
Allah’tan alıkoyup dünyevi işlere veremezler. Aynı şekilde dinden bihaber
insanlar da toplumu dine yönlendiremezler. Bütün bu insan grupları birleşince
de her konuda yanlış yaşayan bir toplum oluşur.
Damla TOPCU
C.63.A)Sonuç bence iyi olur en azından
baştaki insan da bir korku olur ve devlet işleri belki belli bir düzende olur.
B)Bu sonuç belki biraz komik olur ama bence pek
sağlıklı olmaz ülke de düzen diye bir şey olmaz resmen taş devrini tekrar
yaşıyormuşuz gibi olur.
C)Süper olur gerçekten tam şimdiki dünyanın insanına
lazım olan bir yönetimdir.
D)Normal bir yönetim şeklidir bence. Abdullah MÜZENNET
C.63. Bu tip insanları bazı yönlerden eksik yetiştirirsek hayat içinde
belirli görevler aldıklarında bunları yerine getirme konusunda da eksik
yönlerinin olacağı su götürmez bir gerçektir. Adil ERDOĞAN
C.63. 1) Dürüst ve namuslu yaşarlardı.
Dinden eksik olsalar da düşünerek ve mantıklarıyla tekrar dine dönerlerdi.
2) Dine adapte olurlar fakat dini tam
olarak yaşayamazlardı.
3) Sosyal bakımdan birbirlerine çok
bağlı olmasalar da ekonomik bağımlılıktan dolayı birlikte yaşarlardı.Nihat ÇALKAN
C.63.Ailede, devlette resimde aslında
herkesin olması gereken yerde olmayışı her birinin bir tarafı eksik yetişmesi
toplumu ileriye değil geriye götürür. Saime
SAVDA
C.63.Ülkelerin milli eğitim
sistemlerinde farklı toplum katmanlarında ki insanların hassasiyetlerini
birbirinden bağımsız olarak göz ardı edilmesi hem toplumdaki fertlerin
birbirlerini anlamamasını hem de mukaddes değerlerin işlevi yitirip simge
haline dönüşüp siyaset meydanlarında kullanılacak sloganlar haline
dönüşmektedir. Fatih EKECİK
C.63).Böyle bir devletin ömrünün kısa
olabileceğini sanıyorum çünkü bir insanın yapısında farklı değerler yatarsa ona
daha çok farklı bir şey yüklemek saçmalıktır herkes kendi iradesini ve zekâsını
gereğince bir şey yapabilir. Erdal İNCİ
C.63. 1)Onlar artık peygamber ahlakından
çıkıp sadece dünyevi işlerle uğraşırlar.
2)Onlar için dünya,devlet vb.
gibi şeylerin önemi kalmamıştır.Onlar kendilerini tamamen Allah(cc)
adamışlardır.
3)Galiba bunun sonucu bizler oluyoruz.Emre ŞAHİN
C.63. Toplum içerisinde belli görevler
üstlenerek belirli bir mevki elden eden insanların, ahlaki değer ve görüşlerinin,
bulundukları konumla uygunluk göstermemesi ve hatta zıtlık ifade etmesi
sebebiyle mevzubahis toplumların gelişim sürecinde, (yeterli imkan ve gerekli koşullara
sahip olsalar dahi yeterliliklerin doğru bir şekilde konumlandırılmaması
nedeniyle) olumlu bir ilerleme kaydetmesi söz konusu değildir. Emrah
ÇUBUKÇU
C.63.A)Peygamber ahlakıyla gelen insanlar
topluma ve millete faydalı insanlardır.
B)Doğa ve vahşi insanlar ise geri kalmış ve insanlıktan
nasibini almamış kişilerdir.
C)Az da olsa Peygamber ahlakını almış insan kendi
yolunu ve konumunu belirleyebilir.
D)Vahşi doğada gelmiş insanı laikliği de vahşi doğanın
özelliğindendir. Davut ARABİ
C.63. 1) A şıkkındaki insan kategorilerin de
din, inanç olmayınca kendilerini her şeyin sahibi ve hiç ölmeyecekmiş gibi
dünya hayatına dört elle sarılmış fertler yetişmiş olurdu.
2) B şıkkındaki insan kategorilerin din
ve inanç sistemi olduğu için devlet yönetiminde daha çok inandığı dinin gerekli
kurallarına göre her şeye yorum ve hareket eder.
3) Hangi kurumsal toplum başta olursa
sosyal düzen ve ekonomik o şekilde şekil almaya başlar. Günümüzde de içinde
yaşadığımız bu devlette dört kategoride insan vardır ve çoğunluk daha doğrusu
yönetim doğal ve vahşi insanların elinde olmaktadır. Kadir
GÖKPUNAR