48.1-Bilimi
İslamlaştırmak ne demektir?
2-İslamiyet’i
bilimin içine konumlandırmaya-sığdırmaya çalışarak bilimselleştirmek ne
demektir?
3-Bilimin
İslamiyet’teki konumunu doğru teşhis ederek yada
Bilimi İslamiyet’te doğru konumlandırıp peygamber ahlaklı Bilim insanlarını öne
çıkaran eğitim sistemlerini insani liyakatli kurallarla donatarak uygulamaya
koymak ne demektir?
Bu üç soru
önermesinden hangisi geçerlidir neden?
İpucu;dini
aşamazsınız yani her şey dinin metriksi içindedir. İnsanın kendini İslami istem
ve kurallarla donatarak hayır gördüğü gibi, demokrasiyi, komünizmi…vb
rejimleri, bilimi ve bilim dallarını…vb her şeyi aynı şekilde hayırlı ve
verimli konumlandırmayı düşünün.
Asrının her
şeyini dinini farzlarına güncellerken doğru ve verimli eşleştirmeyi düşünün.
C-48. Üçüncü madde bence doğrudur. Çünkü dini aşamazsınız. Bilimi
İslamiyet içerisine doğru konumlandırıp peygamber ahlaklı bilim insanları öne
çıkarılmalı ve bu ahlak uygun eğitim verilmelidir. Fevzi KAYA
C.48 Bilimi İslam’a
doğru konumlandırıp dürüst, namuslu, liyakatli insanlara peygamber ahlakı empoze ederek canlı varlıklara doğaya çevreye salmamız
gerekir. Abdulbaki CAN
C.48.1.Bilimi İslam’a ve kurana göre
yorumlamak demektir.
2.İslami bilim kurallarıyla yorumlamak.
3.Bilim yaparken İslami bilgileri de
kullanıp İslam çerçevesinde bilim eğitimiyle beraber peygamber ahlaklı
liyakatli kişiler yetiştirmek.
3.
geçerlidir. ÇÜNKÜ bilimle İslam zaten iç içedir ayrı düşünülemez dolayısıyla
yeni bireylerin yetiştirilmesinde her ikisinden de yararlanılır. Müge TEKİN
C48. Bu üç önermelerden en iyisi üçüncü
şık geçerlidir. Çünkü bilimi İslamlaştırmamız doğru olmaz. İslami bilimin içine
sığdırmaya çalışsak da doğru olmaz. Ama bilimi İslamiyet teki konumu doğru
teşhis ederek bilimi İslamiyet e doğru konumlandırırsak ancak bu şekilde
peygamber ahlakıyla bir eğitim ve liyakatli insanlar yetiştirilir. Mehmet PARLAK
C.48 1) Bilim
insanlarının insanlık ve doğal çevrenin hayırlı bekası için bilim, iş,
teknoloji,üreteceğine dair namus üzerine yemin sözü vermesi gerekir.tabii şuan
bunu yapacak bilim insanı neredeyse yoktur.Bu çerçeve içerisinde bilimin
İslamlaşması insanlığın yararına sunulacak daha net açık bilgi oluşur.İnsanda
liyakat güzel ahlak çalışkanlık bilgili olma ve çeşitliliğin düzeyinde bilim İslamlaştırılabilir
yâda güzel huylu insanlar yetiştirilip bilimle iç içe olması sağlanabilir. Abdülkerim PINAR
C.48 Geçerli olan önerme 3. soru
önermesidir. Önemli bilimin mutlak bir gerçeklik olmadığını ve yaratılışı
anlamanın ölçütü olan Allah CC’HU işe katmadan hiçbir şeyin anlaşılamayacağını
bilmektir. Onun için bilim hakikati anlamada bir parçadır, bir bütün değildir.
Bunu doğru anlamak için bilimi İslam’ın içinde doğru konumlandırarak anlamlı. Mesut ÖZKOL
C48.1.Bilimi İslamlaştırmak:bilimi
İslamiyet’in içinde konumlandırmak ve İslam nuru içerisinde
yoğurmak,yoğunlaştırmak ve İslam ilkeleri ile bütünleştirmek demektir.
2.İslamiyet’i
bilimselleştirmek:İslamiyet’i bilimin içinde
konumlandırmak ve bilimin doğrultusunda İslamiyet’i şekillendirmek ve bilimin
ışığı altında tutmak ve bütünleştirmek demektir.
3.İslamiyet’in
konumunu doğru teşhis ettikten sonra peygamber ahlaklı işletim sistemini
uygulamak demektir.
Bu üç soru önermesinden üçüncü soru geçerlidir:Çünkü
üçüncü soru İslamiyet’in ve insanlığın her kademesini ve önemini mutlak bir
şekilde vurguluyor.İslam metriksinin ana hatlarıyla enine konuna her şeyiyle
ispatlamaya çalışıyor.Ve peygamber ahlaklı işletim sisteminin önemini ve
insanlığa faydaları konusunda bilgi ışığı oluyor. Emrullah
AKTAN
C.48. 1) Bilimi İslamlaştırmak diye bir şey
olamaz çünkü bilim tüm insanlarca araştırılan bir yapıdır dünya üzerindeki
insanların tümü İslamiyet İ benimsemediğine göre bu şekilde bilimi kapalı bir
kutu haline getirmiş oluruz.
2) Cahilce bir davranıştır İslamiyet’i
bilimin içine sığdırmak diye bir şey olamaz, bilim görsel kanıtların olması
gereken bir şeydir, bilimde kanıtlar önemlidir.
3)
Geçerli olan önerme bence bu önermedir bir şeyi bir yere sığdırmaktansa onu
doğru konumlandırmak daha mantıklıdır. Büşra
AKAN
C.48-A-Tefsir, hadis ve diğer
İslam’ı anlatan ilimler, dini ilimler; fizik, kimya ve diğerleri gibi tabiatı
ve maddi şeyleri anlatan ilimler, maddi ilimler; ekonomi, sosyoloji ve
diğerleri gibi insan hareket ve davranışlarını anlatan ilimler de sosyal
ilimlerdir. Burada bir hususu belirtmekte yarar vardır: Fizik ve kimya gibi
tabii ilimlerin, başka bir ifade ile fen bilimlerinin dinle bir alakası yoktur.
Ancak bilimsel bir kanunun uygulaması dinle alakalı bir husustur, diyebiliriz.
Mesela yanma olayı kimyasal bir olay olup dinle alakalı değildir; fakat ısınmak
ve ısıtmak için ve hatta yiyecekleri pişirmek için neyi ne kadar
yakabileceğimiz veya yakamayacağımız konusu dinle ilgili bir olaydır. Çünkü bu
aynı ekonomik ve sosyal olaylarda olduğu gibi insanın hareket ve davranışlarıyla
ilgisi olan hususlardır. Zaten iradeli her davranış ve irade ile yaptığımız her
şey dini bir olaydır ve dini sorumluluk taşır. Onun için bir Müslüman ilmen
keşfedip bulur, dinen de yaşar dersek herhalde doğruyu söylemiş oluruz.
B-Risale-i Nur'a göre, her bir şeyin
hakikati, yani bilimler Allah'ın isimlerine dayanır. Eşyadaki sanatların her
biri, Allah'ın isimlerinin bir aynasıdır. İnsanın kâinatı çözümleme çabasının
bu isimleri okuyup anlamaya yönelik olması gerektiği ifade edilir. Bunun
dışındaki yaklaşımların anlamı yoktur. Bu açıdan, özellikle bilim adamlarının
kâinattaki olayları ve kanunları araştırmaları, asıl amacına ulaşamamış, yarım,
eksik ve hatta saptırılmış çalışmalar olarak kalmıştır.
Bediüzzaman Sait Nursi "Aklın nuru funun-u medeniyedir; vicdanın ziyası
ulumu diniyedir. İftirak ettikleri vakit birinden taassup, diğerinden hile ve
şüphe tevellüt eder" ifadesiyle bilim ve din arasında olumsuz olarak
algılanan anlayışı aşmaya çalışmıştır. Böylece tevhide dayalı bir bilim anlayışı
geliştirmeye çalışmış, kâinata hep bu gözle bakmıştır. Yani din ilmi, fen ilmi
ayrımı yapılmadan, her ikisi bir bütün olarak algılanıp, varlık aleminin sırrının öyle çözülmesi gerektiğini anlatmıştır. C.48-A-Tefsir, hadis ve diğer İslam’ı
anlatan ilimler, dini ilimler; fizik, kimya ve diğerleri gibi tabiatı ve maddi
şeyleri anlatan ilimler, maddi ilimler; ekonomi, sosyoloji ve diğerleri gibi
insan hareket ve davranışlarını anlatan ilimler de sosyal ilimlerdir. Burada
bir hususu belirtmekte yarar vardır: Fizik ve kimya gibi tabii ilimlerin, başka
bir ifade ile fen bilimlerinin dinle bir alakası yoktur. Ancak bilimsel bir
kanunun uygulaması dinle alakalı bir husustur, diyebiliriz. Mesela yanma olayı
kimyasal bir olay olup dinle alakalı değildir; fakat ısınmak ve ısıtmak için ve
hatta yiyecekleri pişirmek için neyi ne kadar yakabileceğimiz veya
yakamayacağımız konusu dinle ilgili bir olaydır. Çünkü bu aynı ekonomik ve
sosyal olaylarda olduğu gibi insanın hareket ve davranışlarıyla ilgisi olan
hususlardır. Zaten iradeli her davranış ve irade ile yaptığımız her şey dini
bir olaydır ve dini sorumluluk taşır. Onun için bir Müslüman ilmen keşfedip
bulur, dinen de yaşar dersek herhalde doğruyu söylemiş oluruz.
B-Risale-i Nur'a göre, her bir şeyin
hakikati, yani bilimler Allah'ın isimlerine dayanır. Eşyadaki sanatların her
biri, Allah'ın isimlerinin bir aynasıdır. İnsanın kâinatı çözümleme çabasının
bu isimleri okuyup anlamaya yönelik olması gerektiği ifade edilir. Bunun
dışındaki yaklaşımların anlamı yoktur. Bu açıdan, özellikle bilim adamlarının
kâinattaki olayları ve kanunları araştırmaları, asıl amacına ulaşamamış, yarım,
eksik ve hatta saptırılmış çalışmalar olarak kalmıştır.
Bediüzzaman Sait Nursi "Aklın nuru funun-u medeniyedir; vicdanın ziyası
ulumu diniyedir. İftirak ettikleri vakit birinden taassup, diğerinden hile ve
şüphe tevellüt eder" ifadesiyle bilim ve din arasında olumsuz olarak
algılanan anlayışı aşmaya çalışmıştır. Böylece tevhide dayalı bir bilim
anlayışı geliştirmeye çalışmış, kâinata hep bu gözle bakmıştır. Yani din ilmi,
fen ilmi ayrımı yapılmadan, her ikisi bir bütün olarak algılanıp, varlık aleminin sırrının öyle çözülmesi gerektiğini anlatmıştır. Fatma ŞANVER
C48. En geçerli olan önerme; bilimin
İslamiyet ‘teki konumunu doğru teşhis ederek ya da bilimi İslamiyet’te doğru
konumlandırıp peygamber ahlaklı bilim insanları öne çıkaran eğitim sistemlerini
insani liyakatli kurallarla donatarak uygulamaktır. Çünkü her şey dinin
metriksi içindedir. İslamiyet’le güzel ahlak işletim sistemine sahip olan insanlar
bilimi kendilerinde doğru konumlandırıp liyakatli bir şekilde uygulaması
hayırlı ve daha verimli olacaktır. Ömer
ERDEMİR
C–48- 1-
Bilimi İslam dinine doğru konumlandırarak yorumlamak gerekir.
2- İslamiyet zaten Peygamberiyle,
mucizeleriyle her şeyiyle zaten başlı başına bilimdir.
3- En geçerli önerme budur. Bilimi İslamiyet’te doğru
teşhis edilerek, Peygamber ahlaklı insanları öne çıkaran eğitim sistemleri
geliştirilmeli ve insanlar donatılmalıdır. Tahir
BALZAR
C48.3.Bilim insanları bilimsel araştırmalara
yaklaşırken,olaylara İslami kavramlar üzerinden
yaklaşmalıdır.Havva SEVENCAN
C.48. 3. soru önermesi geçerlidir. Çünkü İslam her olguyu aşmıştır. Her
şeyi çepeçevre sarmıştır. Her varlık olgu ve kavramı İslam’ın içinde
konumlandırmalıyız. Bilim insanlarını da peygamber ahlakına göre eğitmeli
bilimin ölümlü olduğunu kavratarak eğitmeliyiz. Bilimin amacının insanın mutlu
bir hayat yaşatacak bir araç olduğunu, bilimin ayrıca yaradan a giden bir araç
olduğunu da anlatarak bilim insanları yetiştirilmelidir. Suat MENTEŞE
C48.Zaten dinin temel taşları bilime dayanmaktadır.Bilimden yoksun dinler yok olmaya
mahkumdur.İslamiyet tüm maddi manevi bilimleri içine alan yegane bir dindir
ispatı da her şekilde kanıtlanabilir.İslamiyet hamuruyla yetişmiş bilim adamları
dünyaya ne kadar yarlı olur bu tartışılamaz bir gerçektir.fakat bazıları bunu
kabullenmek istemiyor ama mutlaka bununda mevsimi gelecektir.Ahmet KORKMAZ
C.48)
1)
Bilimi İslami esaslara göre uygulamak
2)
Bilimi bu yönde ilerletmektir
3)
Bilimi güzel ahlaklı insanlara teslim edip liyakatli kişiler yetiştirip ALLAH
’ın emrettiği biçimde yaşamalıyız.Çünkü Allah’ın
emrettiği şeklinde yaşanacak olursa 3. şık geçerli olmalıdır Ahmet CİHAT ÖNDEK
C.48) Bilimin
İslamiyet teki konumunu doğru teşhis ederek ya da bilimi İslamiyet de doğru
konumlandırıp peygamber ahlaklı bilim insanlarını öne çıkaran eğitim
sistemlerini insani liyakatli kurallarla donatarak uygulamaya koymalıyız.
İnsanlar kendini için içinde doğru konumlandırdığı zaman bilimi de doğru
konumlandıracaklardır insanlar dini aşmalıdır ki bilimi dinin metriksi içinde
konumlandırabilsin Metin BOR
C.48.Bilimi İslamiyet’e doğru konumlandırarak ve onu Kur’an-ı Kerim’in rehberliğini
de alarak bilimsel çalışmaları liyakatli kurallarla donatarak çalışmak en doğru
ve en pratik yol olacaktır. Ali İhsan AYDINOĞLU
C 48)
1; bilime İslam’ın niteliklerini giydirmektir.
2; bilimin İslamiyet’teki konumunu
doğru teşhis edip peygamber ahlaklı eğiticilerin çoğalması bilimin ve bilim
öğreticilerin İslamlaştırmak daha verimli olur nitekim zaten dinin metriksi
düşüncedeki her şeyi kapsar. Abdurrahim
DOLAŞMAZ