97.A-Devletin,
medyanın, siyasetçilerinin ve mahiyetindeki halkların toplumsal ve çevreye
icabet ahlakı değer ölçülerinde derin çelişkiler ortaya çıkıyorsa bu çelişkinin
ve zıtlığın kaynağı ne olabilir?
B-İktidar
ve muhalefet olarak; boğuşarak, savaşarak, anlaşarak… vb
insanları, halkları yönetmek ne demektir?
İpucu;hayvani yönetim sistemlerinin insan ahlakı, değer yargıları ve doğal fıtratı
üzerine süper etkilerinin yansımasını düşünün.
C.97 A-Güçler temerrüzü
tam oluşmamış ve manalar içinde manalar oluşturulmuştur. Güçler çatışması
olabilir. Eğitim sistemi ele alınmalıdır. Havva
AKGÜL
B- bir kimseyi her kes seviyorsa o insan iyi bir insan
değildir. Ateş olacak yerden duman çıkmalıdır demir tavında dövülür ise şekil
alır. Bir çalışma tartıma var ise tefrit e kaçmamak kaydı ile güzel sonuçlar
alınılabilir. Havva AKGÜL
C.97 A-Bu çelişkilerin ve zıtlığın kaynağı çıkarlarını koruma
isteğidir.
B-Laik ve parlamenter yönetim.Bayram
KARAÇINAR
C.97 A-Devleti, siyaseti, medyayı oluşturan insanlar olduğuna göre;ideolojik
ekonomik sosyoekonomik ve sosyokültürel durumlar bu çelişkinin kaynağı
olabilir.
B-
Bu cümleden anlaşılan tüm olumsuz durumlara rağmen halkları daha iyi yönetmek
için her şeyi yapmaktır.Yani amaca giden her yol
mubahtır. Şahin CEYHAN
C.97 A- Böyle toplumlarda çelişkilerin ve
zıtlıkların kaynağı menfaattir. Ümit
MEMİŞ
B- Birey adına karar vermek demektir. Ümit
MEMİŞ
C.97 A- Bu zıtlık gerçekten o üst makamlara
gelen kişilerin bizler değil başka insanların etkisinde o üst makama getirmişiz
onlarda bize hizmet değil onlara hizmet etmektedir. Sadece toplumun gözünü
boyamaktır
B- İktidar demek o devlette büyük
çoğunluğu almış parti ve milletvekillerinin topluluğudur. O devleti yöneten
kişilerdir. Muhalefet ise Deniz Baykal gibi her şeye karşı çıkmak değildir.
Yapılan olay ve olgular hakkında hükümetin eksikliklerini ve doğru yanlarını
gösteren, eleştiren, destekleyen
guruptur.
Hakan YILDIRIM
C.97 A- Kaynak kesinlikle şudur ki toplum
dört bir yandan kan emici başka toplumlar tarafından kuşatılmıştır. Kuşatılmış
ve bu kan emicilerin toplumdaki destekçileri tarafından yok oluşa
sürüklenmektedir. Örneğin Türkiye Devleti.
B- Aslında zıtlık bir sistemin çok çabuk ilerlemesini
sağlar. Bir merdivenin basamakları gibi hızla tırmanmamıza yardımcı olur. Ancak
burada gaye değiştirilerek karşıdaki noktayı yıkmak olursa sistemin çöküşüne
meydan hazırlar.
Halit
KIRIKTAŞ
C.97 A- Tüm insanların tek bir ahlak
ölçütüne (peygamber ahlakına) sahip olmamalarında insanların ahlak değerlerinde
ortaya çıkan çelişkiler vurgulanabilir.
B- İktidar ve muhalefet partileri kendi
ilkeleri doğrultusunda kendi değer yargılarını başka insanlara aktarmak için
birbirleriyle mücadele ederler. Ya da ortak bir karara varırlar.
Fatih
TEKİN
C.97 A İnsan temel hak ve özgürlüklerini tam
boyutuyla yansıtamadığı için ve tüm insanlara eşit davranmadığı için
kaynaklandığı düşüncesindeyim.
Sinan BAŞAR
B Sözde demokrasi.
Sinan BAŞAR
C.97A-Bence farklı kültürlerden ve
ahlaklardan etkilenme olabilir. Veya yeni bir ahlaki değerler oturtmaya çalışan
bir devletten oturtulmamış ahlaki değerler olabilir. HÜSEYİN
KAKCI
B-Bence çobancılıktır.
HÜSEYİN KAKCI
C.97 A- İnanç eksikliği olan ve kişiliği tam
oturmamış insanlardan çelişkiler çıkar
B-Şuan
günümüzde ki siyaseti örnek verebiliriz çünkü bir birleriyle boğuşup
sataşmaktan başkada bir şey yaptıkları yok.
AYFER EDE
C.97 A-İnanç eksikliğinden ve kendisiyle
doğru olmayanlarda çelişkiler çıkar
B- İktidar ve muhalefet hayvanlar gibi
savaşarak didişerek halkı yönetiyorsa demek ki ne birbirlerine saygıları nede
halka saygıları yoktur. Buna günümüz
siyasetini örnek verebiliriz.
NİGAR ÖZTELLİ
C.97 Bu çelişkinin kaynağı tabiki insandır. İnsanın olduğu yerde her
zaman sorunlar olmuştur. Bu çelişkinin nedeni de üstteki kişilerin iyi seçilmiş
kişiler olmamasıdır. NAFİH ASLANCI
C .97A -Devletin ,medyanın ve
siyasetçilerinin toplumsal ve çevreye icabet ahlakı değer ölçülerindeki bu çelişki ;insanları
etkilemek ,kendilerini kabullendirmek için takındıkları sahta ahlaktan
kaynaklanır.
B - İktidar ve muhalefet boğuşarak ,savaşarak veya anlaşarak,halkın ahlakını ve doğal fıtratını etkilemeye
çalışmaktadır.bu şekilde hareket ederek halkın gözünde daha popüler olmaya
,daha çok gündemde kalmaya çalışmaktadırlar.
Emine UĞUR
C.97 a- Olsa, olsa dini unutmaktan fitne
fesat çıkarıp kendini düşünmekten olabilir.
Nihal GÜLÇEK
b-Böyle yaparak aslında halkların
menfaatini düşünmek değil de kendini düşünmektir. Nihal GÜLÇEK
C 97 A-Siyasal rant
olabilir.
B-Propaganda siyaseti ile başa gelmiş anti insani yönetimler yönettikleri
toplumu kaosa götürebilirler. Şaban ADAŞ
C.97 A-Planlı toplumu yozlaştırmaya çalışmaktadırlar.
Doğru görünümlü davranıp, yanlışlıkları insanlara empoze
etmeye çalışan insanlar böyle davranırlar.
B-İktidar ve muhalefet daha doğruya ulaşmak için çalışırlar. İktidar,
muktedir olandır. Muhalefet ise denetleme mekanizmasıdır. Bu iki birim daha doğruyu bulmak için
çalışırlar. Farklı akıl ancak ortak amaç üzerindedirler. Toplumun huzur ve
mutluluğunu inşa etmeye çalışırlar. İktidar ve muhalefetin çalışma mekanizması
böyle olmalıdır. Sinem DEMİR
C.97 A- Devletin, medyanın, siyasetçilerinin
ve mahiyetindeki halkıyla aynı dili konuşmadığı ve kendi çıkarlarını rantlarını kolladığı düşünülebilir.
B- Takiye denebilir ya da maskeli balo ve onun sahte yüzleri.
Tuba GÜZEL
c.97 A-Bir
toplumdaki çelişki ve zıtlıkların en büyük kaynağı; o toplumu oluşturan
fertlerin yalnızca kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesidir. Mehmet ÜÇDAĞ
B-Birey adına karar vermek ve parlamenter yönetim
biçimiyle alakalıdır. Mehmet ÜÇDAĞ
C.97 A-çelişkilerin kaynağı çıkarlarını
koruma isteğidir.
B- Parlamenter ve Laik yönetim. Celal ŞAKAR
C.97
A-Boş ve hayırsız
şeylerin teknesine binip uçsuz bucaksız, rotası belli olmayan gemiye
binmeleridir. Zaten siyaset
başlı başına bir zırvana, bir yalandır. Siyaset, yalanının ta kendisidir.Dolayısıyla siyasetçi çelişki ve zıtlığın
kaynağıdır.
B-İnsanları aptal görmenin ta kendisidir.İsmet ALPYÜREK
C.97.A-menfaat tır çünkü bu tür siyasi çelişkilerde hep
yolsuzluklar dile getirirler.Zaten siyaset menfaat
üzerine dönen bir canavardır . Mehmet Sebil KARACA
B-Süründürmektir. Mehmet Sebil
KARACA
C.97 A Devletin, medyanın, siyasetçilerin
ve onların mahiyetindeki halkların ahlak sistemlerinin gelişmemesidir. Allah
korkusu ve sevgisi yüreğine işlememesidir.
Zehra Kut
B Halkla kafa bulmak ve halkı kullanmaktır. Zehra Kut
C. 97 A- Devletin, medyanın, siyasetçinin ve
mahiyetindeki halkın ahlak anlayışları, düşünce yapıları çelişiyorsa bu yapılan
işlerin çıkarlar doğrultusunda yapıldığını gösterir.
B- İnsani hak ve özgürlükleri hiçe
sayarak yönetmek demektir. ZEYNEP
ERDOĞAN
C.97 A-Kesinlikle medyadır. Çünkü medya her şeyi çarpıtıyor.
B-İnsanlık
dışı bir yöntemdir. Hiç kimse insanların haklarını yönetemez iktidar ve
muhalefet insan hakları için en iyi şeyleri yapmakla hükümlüdür. Emrah TAN
alanında mühendislik fakültesi mezunu
insandır diyebiliriz. Ahmet ŞAHİN
C.97 A-Siyaset yalanlar üzerine inşa edilmiştir.Medya da siyasi haberleri çarpıttığından dolayı
böyle bir çelişki yumağı oluşmuştur.
B-Saçmalıktan öteye gitmez.Çünkü
iktidarda olan partinin sözünün geçerli olması gerekirken,bunların dışında
muhalefet partilerinin de sözleri geçerli sayılmaktadır.Bu yüzden bu şekilde bir
yönetim ülkeyi kaosa sürükler. Ahmet
ŞAHİN
C.97 A-Devlet,
medya ve siyasetçilerde meydana gelen zıtlık her bir yapının kendi çıkarlarını
toplumun çıkarlarından ve kendi çıkarlarından üstün gördükleri içindir.
B-İktidar ve
muhalefet kendi bekalarını birbirlerinin ve toplumun bekasından üstün
gördükleri için toplum kargaşa ve bilinmezliğe sürüklenir. Böyle bir yönetimle
yönetilen devletlerin refaha kavuşmalar söz konusu değildir. Cehaletle yönetmek
demektir. M.Selim
YALÇIN
C.97 A)
Faydalı bir çatı ( Din, Devlet birlikteliği) altında toplanmayı becerememek. Hüseyin ŞERMET
B) Önce kendi fikirlerini benimseyip herkesi kendisi
gibi düşündürmek. Kişileri kendi kafalarınca yönetmek tabi ki mutluluk ve refah
içindir. Hüseyin ŞERMET
C.97 A – Yönetim şekli ile yönetilen halkın
fıtratı bağdaşmıyorsa çelişkiler ortaya çıkar. Dinçer KÜÇÜK
B – Halkı kendi çıkarlarını ön planda tutarak
yönetmektir. Dinçer
KÜÇÜK