37.1-Yer Yüzünde  İnsanlar neden tapınmaya gereksinim duyar?
2-İnsanlar tapınmaya ne zaman başlamış?  Neye ve nelere taparak tapınmaya başlamış ? İnsanlığın bu arzularına  tatmin edici tepki kimden nereden ve ne zaman gelmiştir?
3-Allah CC’HU dinlerini gereksinimleri oranında göndermeseydi yada insanların  inançlarına  hiç icabet etmeseydi ne olurdu? Yer yüzündeki inanç sapıklık ve suiistimaller ne olurdu?
İpucu
;tıklayın

C.37 Allah insanı yaratırken, insanı belli özelliklerde yaratmıştır. Bu nedenle kişinin Yaradan’ı arama, tapınma duyguları doğuştan gelmektedir. Allah dinlerini peygamberler aracılığı ile insanlara tebliğ ettirmesi insanın Yaradan’ı tanımasını ve tapınmasını sağlar.  Nazmiye YARGI

C.371.) İnsanlar belli bir gerçeğe inanmak ister, çünkü güçsüzdürler. Bir yer sığınmak, Kendini daha huzurlu ve güvenli hissetmek isterler. Hayati tehlikesi olan bir insanı düşünürsek, onun yaşadığı tedirginliği düşünürsek, bir korumaya ihtiyaç duyar. Her zaman güvende hissetmek ister kendini. Böyle düşünmek bile birine ihtiyaç duyduğunu, Bir dayanağa ihtiyacı olduğunu anlayabiliriz.

2.) İnsanlar, ilk olarak çevrelerinde bulunan nesnelere ( ay, güneş, su, toprak vs.) tapmışlardır. Ateşin, güneşin, ayın, suyun, putun, toprağın vs. hepsinin birer tanrı gibi düşünülmesi, onları kusursuz kabul etmeyi gerektirmekteydi. Fakat hepsinin farklı nedenlerden dolayı güçsüz ve yetersiz düşmesi, inanılanların birer birer fos çıkmasıyla sonuçlandı. Daha sonra fizik ötesi kavramların algılanmaya başlanması ve Allah’ın yol göstericileri tarafından bilinçlendirilmesi, insanları tatmin edici olmuştur…

3.) Dinler arası birkaç yüzyıl olmasına rağmen sapıklık, sapmışlık, suiistimaller hat safhaya gelmiştir. Zaten bunları uyandırmak ve doğru yola sevk etmek için rehberler ve onlarla birlikte gerçekler verilmiştir. Allah insanların inançlarına icabet etmeseydi ve onları başıboş bırakıp bir rehber göndermeseydi, insanlar bütün pislikleri ibadet sayar duruma gelirlerdi. Melin KARAN

C.37 İnsanın fıtratı gereği inanmak yapısında var. Dikkat edilirse insanlar hep inanacağı bir varlık bulmuştur. Diğer inançlarda böyledir. Yaratıldığı günden itibaren inanmaya başlamıştır. İbrahim KILIÇ

C.371İnsanlarda inanç geni varmış her halde o yüzden inanmaya ihtiyaç duyarlar. İnsanlar aciz olduklarından dolayı arkalarında güçlü bir varlık olsun istiyorlar.ve bu yüzden onlardan daha  güçlü bir varlığa sığınıyorlar.

2. insanlar kendilerini tanıdıklarından beri tapmışlardır h.z ademden beri Allaha tapmışlardır.ilk Allah’tan gelmiştir tamda ihtiyaçları oldukları zaman

3 İnsanlar hayvandan da aşağı olurdu. Dilek KURT

C.37 İnsanlar belki de kendileri için en önemli olan manevi ( kalp, ruh vb..) cihazlarını tatmin edebilmesi için bir sığınma noktası, bir dayanma noktası ve sürekli onlarla olan ve onları gözleyen birine ihtiyaç duymuşlar. Nitekim kimisi buna ateş demiş, kimisi güneş demiş vs.. ama bunların hepsinin yeri geldiği zaman kaybolduklarını ve daimi olmadıklarını görmüşler ve bu şekilde akıl süzgeciyle Allah’a ulaşmışlar. Buna karşılık Allah CC’HU  kendisine bu şekilde ulaşan kullarına dünyada da mutlu bir şekilde yaşayacak imkan vermiş. Başta onları tatmin için suhuflar ve kitaplar ve peygamberler göndermiştir. Böyle bir şeye icabet etmeseydi insanlar belli bir süreçten sonra kendilerini bir boşlukta bulabilirlerdi bu da insanlığın sonu olurdu.  İrfan BAHARLI

C.37 1)Tapınma ihtiyacı insanlarda var olan akıl ve ruhun bir neticesidir.insanları maddi ve manevi bağlamda doygunluğa ulaştırır.insanın yaşama nedenidir.herkesin muhakkak inandığı bir şeyler vardır.

2)Kainat var olmadan önce insan dışındaki varlıklarca(cin,melek) yaratıcıya tapınma vardı.insanların tapınması ise insanlık var olduğundan bu yanadır adem(a.s) yaratıcısı olan kendisine gözler,kulaklar,kalp ve akıl veren rabbine tapmıştır.insanlığın arzularını tatmin edici tepki fıtratına yerleştirilmiştir.

3.Din insanların hayatına yön veren bir olgudur.şayet dinler var olmasaydı insanlar nefsani boyuttan insani boyuta geçmekte zorlanırlardı.belli bir din düzeni olmasaydı sapıklıklar had safhaya gelirdi. REMZİYE ERDOĞAN

 

C.37)    1)çünkü bir yaratıcının olduğunu biliyorlar. Ve kendini yaratanın kendi isteklerine de cevap verebileceğini biliyorlar. Bu yüzden her zaman bir yaratıcı bulmuşlardır.

            3)öyle olsaydı bazı zamanlarda her türlü kötülük insanlar arasında yayılırdı. Ama Allah CC lazım olduğunda göndermiştir dinlerini. GÖKHAN BOZDOĞAN

 

C.37.A.tapınma duygusu fıtratıdır. Ve insanlar her zaman kendisinden daha güçlü varlığa sığınma ihtiyacı duyar.

B.anne rahmine düştükleri andan itibaren tapınma ihtiyacı duyar. ilk olarak onun hayatını devam ettirdiğini sanan annesine tapar. Doğduğunda da böyle devam eder. Daha sonra annesinden daha güçlü olana tapınmaya başlar ta ki Allah’ı tanıyana dek.

C.herkes kendine göre bir din uydururdu diye düşünüyorum. Yusuf KESKİN

C.37 İnsanlar kendini daima üstün görür ve bunu insanlar arasında benimsetmek için kendilerine tapınmasını arzular bu tamamen kendilerini ulu görmelerindendir en doğrusu ise aciz olan insana tapmak yerine ulu olan Allaha tapmaktır. Geçmiş zamanlarda imparatorlar kendilerine tapılmasını istemişlerdir. Allah toplumlara kendi ihtiyaçlarına göre din verir ve ihtiyaçlar karşılandığı sürece insanlık azgınlaşmaktan uzak durur. Nazif TEPE

C.37 Hayat insanlar için çoğu zaman boş gelir.Ömürleri boyunca çalışıp bir şeyler kazanmak onları mutlu etmez.Çünkü eninde sonunda her insanın karşısına ölüm çıkıp her şeyini alacaktır elinden. Eğer ölüm olmasaydı Allah’a kimse inanmazdı bence.Çünkü insan ölüm karşısında hiçbir çare bulamamıştır.Bu dünyaya hiçbir şey için gelip hiçliğe gitmek biraz saçma olurdu.Elbette bir yaratılma olmalıydı.Birinin bizleri buraya bilerek gönderdiği kesindi.Ayrıca o bizi seviyordu.Bu kadar nimet ve güzellikler bizi sevdiğini gösteriyordu.Bu yüzden insan bir yaratıcıya inandı ve ölümden sonra insanın elinden tutacağını ümit etti.

İnsanlar tapınmaya Hz. Adem zamanında başladı. Hz. adem cennetten atılınca pişman olmuş ve yıllarca yeryüzünde gözyaşı dökmüştür.İlk tapınma dua ile başlamıştır.Allah-u Teala da ona icabet edip Hz. Havva’yla karşılaştırmış ve onlara bir mabet yapmalarını emretmiştir.Hz. adem de bugünkü Kabe’yi inşa etmiş ve etrafında tavaf ederek Allah’ı zikretmiştir

Allah, eğer kullarının yakarışlarına ve dualarına icabet etmeyip onları başıboş bıraksaydı –ki böyle bir şey Allah’ın zatına yakışmaz- elbette insanlar ümitsizliğe kapılıp Allah’ın var olmadığı zehabına kapılacaklardı. Bir hiçlik uğruna dünyaya geldiklerini sanacaklar ve ümitsizliğe düşüp çıldıracaklar,dünyayı yok etmek ise tek çıkar yolları olacaktı. Şöyle düşüneceklerdi: ‘Madem Allah yok, başka insanlar doğmasın ve bu anlamsız hayata hiç uğramasınlar daha iyi.’Ali Osman ERAN.

 

C.37) 1-İnsanlar yaratılış itibariyle bir şeylere inanma gereksinimi duyar.Çünkü insan kendinden daha güçlü bir varlığa muhtaçtır. SAMET ÇENŞİ

C.37 1 İnsanlar inançsız yaşayamazlar sürekli kendilerinden daha güçlü olan bir güce ihtiyaç duyarlar bunun için tapınmaya ihtiyaç duyarlar.

          2 Yeryüzünde insanlar topluluklar halinde yaşamaya başladığından beri  tapınmaya ihtiyaç duymuştur. Aya, güneşe, putlara tapmışlardır. Tatmin edici tepki ise Allah’ın yeryüzüne peygamberler göndermesiyle  başlamıştır.

          3 Dinlerin yeryüzüne gönderilmesiyle toplumda bazı kurallar başlamıştır. Bu kurallara uymamanın cezaları ve uymanın ödülleri vardır. Böylece kurallar olunca düzende oluşmaya başlamıştı. Eğer dinler gönderilmeseydi toplumda bir başı boşluk ve bir sapkınlık olurdu. Leyla ALTUN

 

C.37 1_Çünkü insanlar çok zayıftır.

    2_Var olduğundan beri tapınmaya başlamışlardır. Doğada kendinden üstün gördüğü bütün nesnelere tapmışlardır. Bence insanların büyük bir kısmı hiçbir zaman tatmin olamamışlardır.

    3_ İnsanlar başıboş hayvanlar gibi olurdu.Idban KUDAY

C.37

1-Çünkü kainat ve onun karmaşası insanı inanmaya iter.

2-İnsanların dünyaya geldiği andan itibaren başlamıştır. Doğada kutsal ve etkilendikleri varlıklara tapmışlardır.

3-Din bir karmaşaya dönerdi. HABİP KAYA

 

C.37 1-Mantığın kavrayamadığı çözümlemede çaresiz kalınan durumlarda insanlar bir tanrı bir güç ararlar ve ona sığınırlar ona tapma gereksinimi duyarlar.

2- Tapınma insanların dünyaya geldiği andan itibaren başlamıştır. güneş güneşin battığını görünce aya ayın battığını görünce(bu örnekleri çoğaltabiliriz)başka bir yaratıcıya ondan başka bir yaratıcıya tapılma gereksinimi duyulmuştur ta ki ALLAH kendi varlığının ispatı için peygamberler gönderene kadar. Eğer peygamberler gelmeseydi büyük bir sapıklık ve yaratıcılık tapınma karmaşası yaşanırdı. ŞEYHMUS UTLİ

 

C.37 1-Yaratılış itibariyle insan bir şeylere inanma gereksinimi duyar. Çünkü insan kendinden daha güçlü bir varlığa muhtaçtır Seyfettin SEYHAN

 

C.37. 1.Bireyler yapısı gereği kendinden daha yüce bir varlığa inanma gereksinimi duyar. İnandıkları varlıklara da tapınmak onun yüceliğini kanıtlamak isterler.

          2.Yaratıldıkları ilk günden tapınmaya ihtiyaç duymuş, putlar, resimlerle tapınmaya başlamış tek ilah inancıyla tapınma konusunda tatmin olmuşlardır.

 

          3.Başka tapınacak varlıklar aralardı. GİZEM SARI

 

C-37  1-İnsanlar dini keşfetmeden önce başkalarına ihtiyaç duydukları için tapınırlar.

         2-Tapınmaya cahil insanlarla başlamışlardır  ve bu hale gelmişlerdir.Herhangi bir nesneye,heykellere vb…tapınmışlardır ve kendilerini bununla tatmin etmişlerdir..

         3-Allah (cc) dinlerini göndermeseydi yapılan sapıklık ve inanç eksikliği fazlasıyla artacaktı… BURCU ŞİMŞEK

 

C.37 1-Mantığın kavrayamadığı olaylar karşısında insanlar tapınma ihtiyacı sığınma ihtiyacı duyarlar.

2- Tapınma insanların dünyaya geldiği andan itibaren başlamıştır. Doğada kavrayamadığı şeylere tapınılmıştır ilk.

3-bir tanrı karmaşası olurdu. FEYYAZ KARA

 

C.37 İnsan fıtraten zaif, fakir, muhtaç olduğundan Kavi, Ğanii, Kadir olan birine prestij etmesi zaruridir. Yoksa kimsesizlik girdabında boğulmaya mahkûmdur.

Cenabı Hak buna binaen peygamberler vasıtası ile dinleri göndermiştir. Yoksa insanlık vahşiliğe inkılâp ederdi. Hikmet abes olurdu. İnsanlar canavar olurdu. Aykan AKÇA

 

C-37 1-İnsanlar eksikliklerini görünce ve hiçbir yaratığın yaratamadığını idrak edince tapınma gereksinimi duymuştur…

2-insanoğlu ilk var olduğundan beri tapınma ihtiyacını hissetmiştir…

3-Şayet ALLAH insanları düzene sokması için elçiler göndermeseydi insanlar başıboşluk,kibir,barbarlık içinde zulümler ve savaşlarla ezelden ebede meşgul   olacaklardır…NAZİFE SAVAŞAN  

                                                                                                                  

C-37 İnsanlar  gördükleri evren karşısında hayrete düşüp bunun bir yaratıcı olduğuna inanırlar ve bu yüzden doğanın sahibine tapınmaya ihtiyaç duyarlar.İlk etapta heykel ağaç ,güneş vb…şeylere tapmışlar.Allah (c.c.) dinlerini gereksinimleri oranın da göndermeseydi  inanç sapıklığı artardı ve hayat yaşanmaz hale gelirdi…ÖZLEM AKIN

 

C.37

1.) İhtiyaçtan ve zayıflıktan.

2.) İnsan yaratıldığından beri tapınmaya başlamış. Adem (a.s) ilk önce Alah CC’HUNA sorgusuz sualsiz tapmış daha sonra gelen insanlar dağlara taşlara seslere güneşe ve akla gelmeyen bir sürü saçma şeylere tapınmıştır.

3.) Allah kulunun altından kalkamayacağı yük vermez verse şöyle olur denecek bir durum yoktur. Ersin ASLAN

 

C.37.A.Hayatın anlamını kavramak istemeleridir.

B.İlk insanlardan itibaren tapınma başlamış bazıları puta tapmışlardır bu tapınmaların başkaları ateşe karşı çıktığı içindir.

             C.Allah dinleri göndermeseydi toplumda kargaşa meydana gelirdi. MEDENİ SAKCAK

 

 

C.37.A.Aklın hünerini anlayan bir insan ancak ALLAH CC Ye tapar.Ancak kendini bilmezler o mertebeye fikirde olsa tapılma isteği duyarlar.

B.İnsanlar bir takım objelerde ilahi gereksinimler duyarak tapılmaya başlamıştır.Bunun ilki putlara tapılarak Hz. İbrahim zamanında olmuştur.

C.Yer yüzündeki inanç sistemi yönü belli olmayan bir kaosa sürüklenirdi.

 FIRAT ALTUN

 

 

C.37 1-Çünkü fıtrat bunu iktiza ediyor. Dinsiz, inançsız bir millet yaşayamaz. İnançsız milletten söz edilemez. Kâfirler dahi Allah’ın varlığını kabul etmiyor değiller sadece Allah’ın sıfatlarında hata ediyorlar.

2- İnsanlar Âdem(A.S) zamanından beri tapınmaya başlamışlardır. Taşa, ateşe, güneşe, aya yıldızlara, puta vb tapmaya başlamışlardır. Cenabı Hak’tan gelmiş. Örneğin; Hz. İbrahim zamanında insanlar puta tapıyorken; Hz. İbrahim bundan insanları men etmiş. Cansız bir mahlûkun tapınmaya layık olmadığını söylemiştir.

3-Din; insanların hal ve hareketlerini nizam ve intizam altına alan, toplumun hayatını düzenleyen bir sistemdir. Din olmasaydı veya insanların gereksinimleri oranında gönderilmeseydi insanlar kendi oluşturdukları kanunlarla hayat sürmeye çalışacaklardı. Bu da ne kadar verimli olurdu… Hem Allah’ın kanunları ezelden geldiği için ebede gidecektir. Beşer(insan)ların kanunları insanlar gibi ihtiyarlamaya mahkûmdur. Turgut KIYICI

 

C.37) 1-Yaratılış itibariyle insan bir şeylere inanma gereksinimi duyar.Çünkü insan kendinden daha güçlü bir varlığa muhtaçtır. Kadir GERGİN

 

 

C.37.1 İnsanların nasıl ki madden ihtiyaçları varsa manevi ihtiyaçları da vardır. İnsanların bu manevi ihtiyaçlarından biri de tapınmaktır. Bir yaratıcısının olduğuna inanma insanın yaratılışından gelir.

2.İnsanlar tapınmaya var olduklarından beri başlarlar. İlk insanlar olan Âdem ile Hava Allah’a inanmışlardır. İnsanların arzularını tatmin edici tepki Allah’tan peygamberler ile gelmiştir.

3.O zaman Allah’a ve onun yolladığı dinlere inanan kimse olmazdı. REYHAN YILMAZ

 

C.37 -A-İnsanlar fıtratları gereği her zaman kendilerinden güçlü olan, kendilerini koruyarak,en zor durumlarında sığınabilecekleri bir varlığa ihtiyaç duyarlar. Görünmeyenden korkan ve görünmeyenin daha güçlü olduğunu düşünen insanoğlu inanma yoluna gider.

-B- İnsanlar ilk yaratıldıkları ondan başlayarak tapınmaya başlamışlardı. Kimisi taşa,toprağa,çeşitli hayvanlara kimisi de güneşe,aya,kendisinin yaptığı puta ya da başka bir insana tapar.

-C-Eğer dinler gereksinimleri oranında gönderilmeseydi dünyada insanların ürettiği çok fazla sayıda din ve kendini tanrı olarak gören bir çok insan olurdu. FIRAT KADIRHAN

 

 

C.37 1-İnsanlar yaratılış itibariyle bir şeylere inanma gereksinimi duyar.Çünkü insan kendinden daha güçlü bir varlığa muhtaçtır.

 2-İnsanlar ilk yaratılışından beri bir şeylere tapınma ihtiyacı duymuştur.Bazen putlara bazen kendi yarattıkları hayal ürünlerine bazen de gerçek yaratıcı olan Allah’a tapmışlardır.insanların arzularını tatmin eden Allah’tır. BARIŞ SAVAŞ

 

C.37 1.Tüm insanlar bir şeylere tapınma fıtratı üzerine yaratılmışlardır.

        2.İnsanlar başta kendilerinden farklı olan şeylere tapmışlardır(taş, ateş, güneş v.b)

Peygamberlerin gönderilmesiyle bu sıkıntılar kalkmıştır.

        3.Eğer Allah dinleri insanların ihtiyaçlarına göre göndermeseydi insanlar gaflet içinde kalırdı. Ercan IŞIK

 

C.37. 1 İnsan belirli bir yaştan sonra kendisini manevi olarak boşlukta hissettiğinden tapınarak bu boşluğu doyuma ulaştırır.

2 Hz. Adem’den itibaren tapınmaya başlanmış ve tatmin edici tepkiler gelmiştir.

3 İnsanı yaratma sebebi ibadet olduğu için inançlara icabet etmemesi düşünülemez. Semra DAĞ

C.37 1 İnsanlar yaratılış itibariyle zayıftırlar. Korunmaya ihtiyaç duyarlar. İslam’a göre yaratılan ilk insan Hz. Âdem’dir. Âdem de ilk yaratıldığından beri Allah’a tapmıştır. Ancak yeryüzüne indikten sonra ve insanlar çoğalmaya başladıktan sonra bu harika doğayı görünce bunu yapan birinin, bir şeyin olduğunu düşünmüşlerdir. Koskoca güneşi batıran ışıl ışıl yıldızları çıkaranın onları yarattığı inancına inanmışlardır. Bu yüzden tapmaya gerek duymuşlardır. Bu güzellikleri yapanın üstünde bir güç olmayacağını düşünmeye başlayınca da ondan bazı istekleri istemek için tapınmak istemişler ve gereksinim olarak görmüşlerdir.

2 İslam’a göre yaratılan ilk insan Hz. Âdem’dir. Âdem de ilk yaratıldığından beri Allah’a tapmıştır. İlk insan olan Hz. Âdem Allah’a tapmıştır; ancak yeryüzünde ilk olarak ateş, öküz gibi şeylere tapmaya başlamışlardır. İnsanlığın bu arzularına tepki olarak Allah dinlerini göndermiş olabilir ve o insanlara doğru yola gösterebilecek peygamberleri göndermiştir.

3 Dünya üzerinde kargaşalar artardı. İnançsız toplumlar baş gösterirdi.İdris ÇELİK

C.37 1 İnsanlar kendinden daha üstün bir varlığın olduğuna inanma içgüdüsündedirler. Onu bir yaratan, ona görevler ve sorumluluklar veren, ihtiyaçlarını karşılayan bir varlık olduğunu düşündükleri için tapınmaya gereksinim duyarlar.

2 İlk insandan itibaren tapınma vardır fakat bu tapınma zamanla şekil değiştirmiştir. İlk insanların dünyaya gönderilmesinden sonra sapkınlıklar başlamıştır. Bu sapkınlıklar üzerine tatmin edici tepki yaratıcıdan gelmiştir.

3 Allah dinleri gereksinimler oranında göndermeseydi insanlar bu dünlere riayet etmezlerdi ve bir kaos ortamı oluşurdu. Herkes karşısındakinin hakkını yeme onu kullanma yoluna giderdi ve dünya çekilmez bir hal alırdı.Seda CEMAL

C.37 1 İnsanlar sürekli olarak bir varlığın arkasına sığınmayı tercih etmişlerdir. Çünkü manevi olarak buna ihtiyaç duymuşlar korktukları doğa olaylarını hep kendilerinden daha yukarıda olan bir varlığa bağlamışlardır. Bu şekilde insanlar inanma ihtiyacı hissetmişlerdir.

          2 İnanma ihtiyacı hissettikleri ilk andan ilk insanın oluşumundan başlayarak. Bazen güneşe,aya,toprağa,suya,ateşe vb. bir çok şeye tapmışlardır. Buna ilk tepki peygamberlerden gelmiştir.

           3 İnsanlık hayvanlıktan öteye giderdi. Sapkınlık başını alıp giderdi ve yeryüzünde insana ve insanlığa dahil hiçbir şey olmazdı. Bu nedenle Allah’a şükürler olsun. Bizlere dinleri ve peygamberleri ve kitaplarını gönderdi.Oktay BARAN

C.37 İnsanlar inanacak bir güce ihtiyaç duyarlar zira insan çok aciz bir varlıktır. İnanma ilk insandan beri mevcut olan bir kavramdır. Zira biz insanlar bunun için bu dünyaya gönderildik. Allah her şeyi öyle güzel ve eksiksiz yaratmış ki bunun tam tersini düşünmek imkansız. İnsanın inanmaya yönelik tüm özellikler inan fıtratında yaratılmış zaten. Süheyla BÜRÇÜN

C.37 1 İnsanlar yaratılış itibariyle zayıftırlar. Sürekli korunmaya ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle tapınmaya gereksinim duymuşlardır.

2 İnsanlar yaratıldıktan itibaren tapınmaya başladılar. İlk insan HZ. Âdem ve HZ. Havva annemiz de Allah’a tapıyordular. İlk tepki Allah CC’HU tarafından Cebrail vasıtasıyla peygamberlere gönderilen kitap veya suhuflar aracılığıyla gönderilmiştir.

3 Allah CC’ hu dinlerini gereksinimleri oranında göndermeseydi insanlar sapkınlığa ve yanlış yola saparlardı. Bu da insanların helakine yol açardı. Çünkü Allah’ ı unutan toplumları Allah unutur. Örneğin Lut ve Semud kavimleri gibi…Zülfü ERYATAN

C.37 1 İnsanoğlu yaratılışı gereği tapınmaya gerek duyar. Çünkü yaratılışımızda bir zayıflık vardır. Kendisini hep bir yaratıcının veya kendisinden güçlü birinin boyunduruğunda bularak mutlu ve huzurlu hissetmiştir.

2  insanlar tapınmaya yaratıldıkları günden beri başlamışlardır. Bazen bir ilah, bazen madde, bazen de insana tapınmışlardır. İlahi dinleri bırakan insanlar genelde batıl inançlar edinmişlerdir. İnsanların inanma arzularına tatmin edici tepki Allah tarafından peygamberler aracılığıyla ve rehber olarak ta suhuf ve kitaplar gönderilerek ve ilk olarak suhuf şeklinde Hz. Âdem’e gönderilmiştir.

3 İnsanlar canlı ve cansız varlıkları kendilerine ilah olarak seçip, gerçek ilahı yani Allah’ı unutacaklardı. Tabi Allah’ı unutan toplulukları da Allah çok büyük cezalarla cezalandırır. Lut ve Semud kavimlerinin helaki gibi…Mehmet Nuri EŞİN

C.37 1 İnsanın kendisini koruyacak, iman duygusunun tatmin edecek bir güce ihtiyacı vardır. Bunun sonucunda hep bir şeylere tapmıştır. Manevi bir gereksinimden, tatmin alma arzusundan ortaya çıkmıştır.

2 İnsanlık var olduğundan beri tapma da vardır. İlk önceleri insanlar yaratılan varlıklara tapınmışlar. Örneğin, güneşe, ateşe, ağaca, toprağa… vb. varlıklara tapınılmış. Allah CC. İnsanlara Peygamberler aracılığıyla dinleri göndererek kendisini bildirmiştir. Ve O’na tapınmaya başlanılmıştır. Çünkü her şeyi yoktan var eden O, İnsanların bu tatmin edici arzularına cevap verir. O’na iman edenler O’na tapınanlardır.        

3 Eğer Allah CC.’HU dinlerini gereksinimler oranında göndermeseydi, insanlar yaratılmışlara tapınmaya devam edecek, Yaratıcıyı bilmeyerek güzel ahlaktan mahrum kalacak; cennet ve cehennemi duymadan günah ve ahlaksızlık havuzunda boğulacaklardı. Yeryüzünde inanç sapıklığı ilerler; herkes kendine göre bir inanç ortaya atardı. Ayşe ARSLAN

                                                                                                         

C.37 İnsanlar ilk insanlar da dâhil olmak üzere yaratıldıkları çevreye baktıkları zaman zekâ ve fiziki güçlerini kullanarak bazı şeylere müdahale edebildikleri fakat bazı olaylar karşısında ne kendilerinin ne de doğadaki diğer canlıların müdahale edebildiklerini gördüler. Buradan bu doğal olayların tümünün üstünde bir gücün var olduğunu anladılar. Buradan da Tanrı’nın varlığına ve onun her şeye hükmettiğine inandılar. Tarihsel süreç içinde Tanrı fikri kabileler, milletler veya insan toplulukları tarafından çeşitli şekillerde düşünüldü ve Tanrı fikri son halini tek Tanrı inancının gelişmesinde buldu.Ramazan ERGÜN

C.37 1 İnsanlar aciz yaratılmışlardır. Fıtratları gereği hep kendisinden üstün, onları koruyacak, onlara sahip çıkacak bir güce gereksinim duymuşlardır. İşte bu gereksinim de tapınmaya sebep olmuştur. Aynı zamanda bu insanlar maddi ve manevi iman boşluğundadırlar. Eğer kişideki iman hakiki ve liyakatli değil ise sahibin hakikati dışındaki herhangi bir liyakatsizliğe bağlar.

2 İnsanlar ne zaman kendi duygu ve düşüncelerini aşamaz güçsüzlüğünü fark edip de inanma, birine tapma gereği duyarsa işte o zaman tapma meydana gelir. Kendisinden daha güçlü olanlara tapmaya başlamış ve kutsal saymışlardır. Bazı kavimlerde kendine yararlı olan şeylere tapma ve kutsal sayma meydana gelmiştir. Putlara tapılmıştır. İnsanın kendisini aşamadığı ve kafasında bin türlü sorunların olduğu anda Allah peygamberlerini ve dinlerini göndermiştir.

3 İnsanın fıtratından beklenen verim alınamazdı, kendi sorunları ve gereksinimleri içinde boğulur kalır, bocalama yaşardı. Hayatın anlamını anlamadan, bilmeden yaşardı. Yeryüzünde inançsızlık sapıklık alır başını giderdi. Din, güzel ahlakın temelidir. Dinin olmadığı yerde ahlaksızlıklar peyda olur.Funda AKDOĞAN

C.37 1 Bireylerin içten gelen güdü ile hareket ederek bir şeye tutunma gereksinimlinden kaynaklanır   2 Yapılan araştırmalarda totemcilikten başlayan günümüze kadar değişim içlinde gelen Hıristiyanlık İslamiyet gibi dinlere bağlılık insan yaşamının başlangıcı ile start vermiştir.                                       3 Kur’an’da elde edilen bilgilere göre Allah’ım müdahalesi olmasaydı insanlık şuan yok olmuş durumda olurdu. AYTEN YILDIZ                                                                                                        

C37:A)Çünkü yüce Allah insan fıtratına inanma duygusunu yerleştirmiştir.

        B)Bir şeylere tapma insanlıkla beraber başlamıştır.Daha çok ateşe,suya vb. tapınmıştır.

        C;)Dünya ikilemler ve kargaşalar dünyası olurdu. Hakan ALTUN

C.37 1 İnsanlar her şeyin bir yaratılma sebebinin olduğunu ve bunları bir yaratıcı tarafından oluşturulduğunu düşünmektedir. Yaratıcının gücü, kudreti, korku insanı ibadet etmeye sevk etmiştir.

2 İnsanın kendisinin aciz olduğunu anladığı zaman tapmaya başlamıştır. Taşa, toprağa, güneşe vb. varlıklara tapmıştır. Bu boş tapınma Yüce Allah CC’HU bilinince tatmin edici olmuştur.

3 İnanç yani iman olmasaydı ne ahlaki değer ne de hayat yaşanmaya değer olurdu. O zaman yaşamanın hiçbir anlamı kalmazdı. İbrahim AKKOYUN

C.37 A İnsanoğlunun fıtratı tapınma ihtiyacını doğurmuştur. Ayrıca insanoğlu güçsüzlüğü karşısında kendinden daha kuvvetli bir varlık olduğuna inanır ve bu varlık ne ise ona tapınmaya başlar.

B İnsanlar tapınmaya, ilk insan Hz. Adem’den beridir başlamışlardır. Daha sonra yaratılan insanoğlunun ceddini unutarak başka varlıkları rab edinmeleri sonuca Allah onlara çeşitli dönemlerde peygamberler göndermiştir.

C Allah (c.c) hu dinlerini gereksinim sonucu göndermeseydi insanlar buna iman etmezlerdi. Ayrıca Allah inançlara icabet etmeseydi insanlar büyük bir sapıklık içine düşerlerdi. Kendisine yol göstereni olmayanın sonu dipsiz koyudur.Medeni BAYAR

C.37 A İnsanların içinde manevi bir boşluk mevcuttur. Onu doldurmak, rahatlatmak için bir şeylere tapınma hissi doğmuştur.

B İlk insandan bu yana tapınmaya ihtiyaç duyulmuştur. Başta insanlar kendileri için hayat demek olan şeylere tapmışlardır güneş, hava, toprak gibi. Sonradan akıl ilerledikçe doğruyu bulma gerçek ilahı tanıma gerçekleşmiştir.

C Demek ki gerekliymiş ki Allah göndermiş. Allah her şeyi önceden bilir kullarını doğru yola sevk etmek için şans verir Hicret OKAN  

.

C.37 1 İnsanların istekleri arzuları her zaman için kabiliyetlerinin çok üstünde olmuştur bu nedenle birbirlerine hep muhtaç olmuşlardır, insanlar yüce yaratıcı karşısında her zaman aciz, zayıf olduklarından tapınmaya gereksinim duyarlar.

2 İnsanlar yaratıldıkları andan itibaren tapınmaya başlamışlardır. Kendilerinden üstün buldukları akıllarına uygun düşen her şeye tapınmışlardır. İnsanlığın bu arzuları tatmin edici tepki tapınmayı hak eden tek yaratıcı Allah’tır. İnsanlığın var olduğu andan itibaren gelmiştir.

3 Onun yapmadığı şeylerin sonuçlarını bilemem çünkü onun öğrettiği dışında hiçbir bilgim yok.Kevser SÖYLER

C.37 1İnsanlar yaratılış itibariyle zayıftırlar. Sürekli korunmaya ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle tapınmaya gereksinim duymuşlardır.

2 İnsanlar yaratıldıktan itibaren tapınmaya başladılar. İlk insan HZ. Âdem ve HZ. Havva annemiz de Allah’a tapıyordular. İlk tepki Allah CC’HU tarafından Cebrail vasıtasıyla peygamberlere gönderilen kitap veya suhuflar aracılığıyla gönderilmiştir.

3 Allah CC’ hu dinlerini gereksinimleri oranında göndermeseydi insanlar sapkınlığa ve yanlış yola saparlardı. Bu da insanların helakine yol açardı. Çünkü Allah’ ı unutan toplumları Allah unutur. Örneğin Lutr ve Semud kavimleri gibi...Adnan YILMAZ

 

C.37 A İnsanlar yaratılışları gereği sürekli bir başka varlığa tapınma gereksinimi duymuştur. Bunun nedeni kendini tek başına koruyamayacağına olan inancıdır.

       B İnsanlar yaratılışlarından beri tapınmaya başlamışlardır. İlk başlarda doğadaki bazı varlıklara tapmış bunun yerini zamanla doğa üstü varlıklar almıştır. Bu tapınma olayları zamanla sapmalara uğramıştır. Allah CC’HU bu sapmaları önlemek ve insanoğlunun dünyada rahat bir yaşam sürdürmesini sağlamak için çeşitli zamanlarda peygamberler göndermiştir.

       C Allah CC’HU insanlara dinlerini gereksinimleri oranında göndermiştir. Eğer bu gereğinden az ya da fazla olsaydı bu sefer de insanlar arasında anlaşmazlıklar baş gösterirdi ve düzen sağlanamazdı. Bu da yeryüzünde inanç sapkınlıklarına ve suiistimallerin artmasına sebebiyet verirdi. Rıdvan OKUŞ

C. 37 A Tapınmak bir şeye inanmak maneviyat içindir. Çünkü insan bazı şeylere inanarak, güvenerek ruhsal durumunu düzeltir.

B Adem’den beri tapınma vardır. İnsan anlam veremediği doğa olaylarına tapınarak başlamıştır. Daha sonradan putlar, hayvanlar, güneş, ay vb. gibi kavramlar bunu takip etmiştir. Peygamberler, inançların yozlaştığı dönemde tepkilerde gelmeye başlamıştır.

D Yapılamayacak şeyler insanları zorladı. Yani Allah (C.C.) hiçbir şeyi boşuna göndermedi. Kuran mesela dini daha iyi anlamayı sağladı. İnanç hakikati daha çok var olmazdı ve hakikatten sapıklık ön planda olurdu Sevil DOĞAN

C.37 A Çünkü insan düşünen bir varlıktır buna bağlı olarak da meraklıdır, her şeyi tanımak ister.

B Ateş,su,toprak,put,inek…vb. şeylere taparak başlamış daha sonra doğru yolu bulup tek tanrılı inanışa geçmişlerdir.ŞÜKRÜ NAS

C.37 insanın fıtratının gereği inanmak yapısında var. Dikkat edilirse insanlar hep inanacağı bir varlık bulmuştur. Diğer inançlarda böyledir.

Yaratıldığı günden itibaren inanmaya başlamıştır.

İnanmak fıtrattan gelen bir duygu ise insanın ihtiyacına göre gönderilmiştir.Eğer gönderilmeseydi insanlar imtihan olmadan belli mevkilere gönderilirdi de Ebu cehil ve Ebubekir RA gibiler ayırt edilemezdi. Yusuf AKIL

C.37 1 Bu gereksinim Allah (c.c.) tarafından insanlara verilmiş bir duygudur.

2 Bu kişilere tepki Allah tarafından peygamberler aracılığıyla verilmiş. İnsanlar tapınmaya ilk yaratılan kişilerden bir iki kuşak sonraki kişilerin şeytana ve nefsine uyması sonucu tapınmalar başlamıştır.

3 Dünyada bulunmamızın bir hikmeti olmazdı. Herkes kafasına göre davranırdı bu da kaosa sürüklerdi. Yasin Murat KAHRAMAN

 

C.37: 1) Çünkü insan aciz bir mahlûk olduğu için mutlaka bir kuvvete dayanması gerekir.

         2) İnsanlığın var oluşundan bu yana tapınma vardır. Tek ve bir olan Allah’a. Peygamberlerden, peygamberlik esnasında Allah’tan gelmiştir.

         3) Dünyada düzen olmazdı. Kargaşa ortamı doğardı. Mehmet GENÇ

C.37 İnsanlar her şeyin bir yaratıcısının olduğunu bilirler ve aciz olduklarını da bilirler. Ayrıca fikir üretebilen varlıklardır. Düşünürler ve onunda bir sınırı vardır. Bu onların aciz kaldığı noktadan sonra tapınma ihtiyacı duyarlar ŞAHİN KARAN

C.37 1  Yeryüzünde insanlar her zaman tapınmaya ihtiyaç duymuştur.  Çünkü zayıf ve güçsüz olduğu zaman bir koruyucuya ihtiyaç olduğunda onu koruyacak bir yaratıcıya sığınır, bu yüzden yaratıcının takdirini kazanmaya çalışır.

2  İnsanlar ilk insandan beri tapınmaya başlamıştır. İlk insanlar aya, güneşe, suya… gibi varlıklara tapmışlardır. İnsanlığın arzu tatmin edici tepki insanlığın var oluşundan gelmiştir. Şahabettin BALCI

 

C.37 1 İnsanların fıtratında yaratılışları gelen inanma ihtiyacı vardır. Bu yüzden insanlar, yüce Allah varlığına işaret göndermeleri önce de, bir şeylere tapınıyorlardı. Yüce Allah, hiçbir şeye benzemez ve akıl ile anlaşılmayacak kadar yüceler yücesidir. Bu nedenle, insanlar ondan bir işaret gelene kadar başka şeylere tapınmaya devam etmişlerdi.

2 İnsanlar ilk ortaya çıktıklarında inanma ihtiyacı hissetmiştir ve tapınmaya başlamıştır. İnsanlar yüce Allah’tan herhangi bir işaret gelmeden önce yaşadıkları dünyada kendilerini ya güçleriyle etkileyen, heyecanlandıran varlıklara; ya korkutan varlıklara; ya hayatta kalmaları için ihtiyaç duydukları varlıklara; … vb. tapınmışlardır. Bunlar güneş, ateş… vb. varlıklardı. Daha sonra, Yüce Allah, Peygamber ve kitaplarını göndererek insanları varlığından haberdar etmiştir.

3 Yüce Allah, insanların fıtratlarını kaldırılabileceği oranda ve sırada kitaplar, peygamberler göndermiştir. Bunun tersini yapmış olsaydı, insanlar fıtratından verim alamazdı ve dininin kurallarını yerine getirmekte zorlanınca dininden uzaklaşırdı. Allah (C.C.) insanları için en hayırlı olanını yapmasına rağmen, O’na inanmayıp, kötü yola sapan kâfirler çıkmıştır. İnsanların fıtratının kaldıramayacaklarını ilk önce sunsaydı; belki de yeryüzünde kâfirlerin sayısı daha çok artacaktı. Gülşen ÇELEBİOĞLU

C.371 İnsanlar bu kadar değişik binlerce rızk veren bir gücün varlığına inandıkları için kendilerince doğru buldukları şeylere tapmışlardır. İsteklerinin gerçekleşmesi ve kendilerine bir koruyucu bulma gereksiminden dolayı buna gerek duyulmuştur iye düşünüyorum.

2 Allah Hz âdem’i kendisine inanarak yaratmıştır

 Ondan sonra gelen insanlar kendilerine bir yaratıcı bulmak umuduyla bir şeylere tapmaya başlamışlardır. Suya güneşe aya yıldızlara helvadan putlara ve daha birçok şeye…

 

3 İnsanlar inançsız Allah korkusu olmayan hiçbir şeye yapmaktan çekinmeyen bir canavar haline gelirdi. İnsanlar büyük bir sapıklık içinde olurdu. Gerçi günümüzde bunlar yok değil. Aşırısı var ama inancı olan Allaha yakın ehil var. Aksi halde çok daha kötü durumda olurduk.

Bilge TÜRKER

 

C.37  İnsan yaradılışı gereği bir şeylere inanmaya muhtaçtır. İlk insan Adem (A.S) aynı zamanda peygamberdi ve rabbimize ibadet ederdi. O zamanlardan beri her ne kadar insanlar sapıtıp yoldan cıksa da elçiler aracılığıyla  bir şekilde hakka çağırılmışlardır. Bu arada şeytanda boş durmamıştır. İnsanları putlara, taşlara, ineklere vb. yöneltmiştir.

          Misal peygamber efendimizi örnek verecek olursak, Arap milletine gönderilme sebebi; azıtmış, iyice yoldan çıkmış ve artık yapmadıkları  iğrençliğin kalmaması üzerinedir. Zaten buyrulur ki; biz elçi göndermediğimiz topluluğu hesaba tutmayız, şeklinde. Buradan anlaşılacağı üzere insanlar hakka yönelsin maksatlı aracılar, insanlığın kurtuluşu için gönderilmiştir. Zeynel PEKEDİS

 

C.37A   Aciz olduklarında ve doğa karşısında yetersiz olduklarında. Ali Galip ERCİK

B İlk insandan itibaren insanlar Allah’a tapıyorlardı. Sonra Allah’ın gönderdiği öğretiler unutuldu. İnsanlar güçlerinin yetmediği varlıklara kutsiyet atfetmeye başladılar. Sonra bu varlıkları ilahlaştırdılar. Tapma hissi Allah’ın insanlara kendisini bulmaları için verdiği bir pusuladır.

C İlahi düzen bozulur.

 

C.37 İnsan kendisini eksik hissettiğinden bir şeylere tapar. Onlardan medet umar.AYŞE ÇATAK

C.37 1İnsanlar yeryüzünde hiçbir şeyin kendi kendine oluşmadığın ve doğal döngüleri yöneten bir dış güç aramışlardır. İnsanlar var olma sebebini sorgulamış ve bu doğrultuda inanma ihtiyacı hissetmiştir.

        2 insanlar ilk yaratıldıkları zaman dağa, taşa, aya, yıldıza, güneşe vs. doğada gördükleri her şeye tapmışlardır. İnsanlar avladıkları hayvanlara bile tapmıştır ancak bunlar insanların inanma ihtiyacını yeteri kadar karşılamamıştır. İnsanların bu inanma ihtiyacına ilk cevap Allah CU’HU tarafından Hz. Davut’a gönderilen Zebur ile giderilmeye çalışılmıştır. Ve insanlar ilahi bir inanç ile karışı karşıya kalkmıştır.

        3 Bu durumda insanlar kendilerini disipline edemezdi. Her şeye bir mantık kalıbı bulur ve her yaptığını doğru sayardı. Cinayet ve hırsızlık yalan söylemek gündelik işler haline gelirdi. Velat SAYUR

 

C.37. 1) Sığınma ihtiyacından dolayı kendimizden üstün olan (olduğunu düşündüğümüz bir şeye sığınak isteriz. Leyla TOPÇU

 

                                                                                                         

C.37 Yaratılış itibariyle insan bir şeylere inanma gereksinimi duyar.Çünkü insan kendinden daha güçlü bir varlığa muhtaçtır. M Nuri KORKMAZ

 

C.37 1-İnsanlar yaratılış itibariyle bir şeylere inanma gereksinimi duyar.Çünkü insan kendinden daha güçlü bir varlığa muhtaçtır.

 2-İnsanlar ilk yaratılışından beri bir şeylere tapınma ihtiyacı duymuştur.Bazen putlara bazen kendi yarattıkları hayal ürünlerine bazen de gerçek yaratıcı olan Allah’ CC’HUNA tapmışlardır.insanların arzularını tatmin eden Allah’tır. İbrahim AYDIN

C.37 1 İnsanoğlunun fıtratında bir inanma ihtiyacı vardır. Çünkü insanda inanç geni mevcuttur. Yani inanma sadece metafizik bir durum değildir.

2 İnsanlar yeryüzünde yeşerdikleri günden itibaren inanmaya başlamışlardır. İlk önce doğaya daha sonra totemlere sonrasında kutsal ruhlara, yani her zaman tapınacak bir şeyler bulmuşlardır.

3 böyle bir durumda yeryüzünde sürekli helakler söz konusu olurdu.       Salih Sosyal

 

 

C.37 1.İnsanlar şükranlarını belirtmek için

 2 Âdem’den beri insanlar tapar inandığı her ne ise ona tapar.

3 Denge bozulurdu. Mutlak bir varlığın gücüne inanmak dengeyi sağlar. Çarpıklıkları önler. Her yerden kendini Allah sananlar, peygamber sananlar ortaya çıkardı. İnsanlar ne yapacaklarını bilmez hale gelecekti. Abdullah SEYAR